Korku Hikayelerinden; Hayal mi! Gerçek mi? 4. Bölüm
Korku Hikayesi Oku; “Rüzgarın esen yönü, ateşin ilk kıvılcımı, suyun özü, toprağın bağrıyım, kah dağı tırmanan yaban hayvanı kah çiçeklere konan arıyım, gün gelir kanatlanır uçarım, yüzgeçlenir denizlerde yüzerim; gözlerdeki fer, dudakta dökülen söz, dilin aldığı tadım, bir nefesin saflığında kokar, kulakta duyulan sedayım, dokununca hisseder, düşündükçe varlığımda şüphe edersin. Hiç bir güç duramaz önümde, ya yıkar, ya yakar yada bakar geçerim her an ne yapacağımı ben dahil kimse bilmez, bilirim diyenlerse, ancak kendini kandırır.” Dedi, bende, “bu kadar kudretlisin benim gibi bir acizden nasıl yardım beklersin,” dedim. “Hem sana nasıl bir yardımım dokunabilir söyle,” dedim. “Yaşayan her insanda bulunup da bende olmayan şeyden, bir hafta sonra buraya bana getir,” deyip birden kayboldu. Seslendim… “Ne olduğunu söyle, ne getireceğimi bilmeden nasıl ararım,” bağırdım haykırdım ama bir türlü sesimi duyuramadım. Çaresiz mağaranın çıkışına doğru ilerledim.
İlerledim ama ne haldeyim bilmeden sanki bedenim yaşamayı unutmuş ruhum hapsinden kurtulmuş varla yok arası bir vaziyette hayaldemiyim yoksa gerçektemi oldu bunlar diye kendi kendimi sorgular olmuştum. Yürüdüğüm yollar sanki; beynim otomasyona geçmiş gibi istem dışı adımlarla kah düşerek kah kalkarak bakıpta tanımadığım yerlerden geçerek evimin yolunu bulmuş birkaç saat önce çay içtiğim avlumun içindeki divanda, kendimi oturur bulmuştum. Çok yorgundum kolumu kaldıracak takatim kalmamıştı, ama hiç uykum yoktu; nasıl olsun varlık benden öyle bir şey istedi ki var mı! yok mu! ne olduğu belirsizdi, bir ara, “ya ne uğraşacağım işim yok onun istediği her neyse onumu arayacam beni nasıl bulduysa elbet başka birini bulur ondan ister” diye içimden geçirdim. Ama o merakım yok mu! o merakım işte onun yüzünden hele yarın olsun hayır olsun diyerek uyumaya çalıştım; uyku ise hak getire kim kaybetmiş ki ben bulayım. Bir yandan da ne istiyor benden nasıl bir şey ne olabilir nasıl bir şey soruları beynimin tamamını doldurmuş odaklanmanın mümkün olmadığı bir dağınıklıkla beynimi zorluyordum sanki patlayacakmışta avluya dağılacakmışcasına basınç hissediyordum.
Bir ara gözlerim semada kandil ışığı gibi parlayan yıldızlara takıldı ve istem dışı teker teker saymaya başladım. 1.2.3.4.5.6.7.8.9… gözümü açtığımda tan ağarmış güneşin ilk ışıkları evimin çatısına vuruyordu. Aklıma dün gece yaşadıklarım geldi kendi kendime şunu sordum, “Hayal mi? Gerçek mi?” Napacaktım ben nerde ne şekilde başlayacaktım aramaya, hemde bir hafta gibi kısa bir süre zarfında bulup o yardım isteyen her neyse ona istediğini götürmeye. Kalktım kahvaltı için hazırlıklara başladım zira kahvaltı etmeden dışarı hayatta çıkmazdım. Yumurta, peynir, tereyağı, biraz yeşillik , kuzukulağı, nane, tereotu, yeşilsoğan, maydanoz, bakraç dolusu ayran ve birkaç dilim ekmek.
Ahmet Turan YÜCEKAYA
Merhaba,
Nasıl olur da ”Yaşayan her insanda bulunup da bende olmayan şeyden, bir hafta sonra buraya bana getir ” kısmı olabilir ? bu Allah olarak mı saydınız haşa haşa.
Birde neden devamı yok ?