Sultan Bayezid Han-ı Veli Camii
Sultan Bayezid Han-ı Veli Camii’nin temeline başlandığında mimarbaşı:
“Padişahım mihrabı nice koyalım?” diye sorunca Sultan Bayezid-i Veli mimara hitap edip:
“Ayağımın üzerine bas.” Derler.
Mimar padişahın ayağının üzerine basınca Kâbe-i Şerif’ gördü. Mimar hemen Bayezid Han’ın ayağına yüz sürüp mihrabı önce yaptı. Sonra yine mihrapta iki rekat hacet namazını Bayezid-i Veli kılıp hayır ile tamamlanması için hayır dua ettiler.
tamamlandıktan sonra ilk Cuma da nice yüz bin cemaat içinde Bayezid-i Veli:
“Her kim ikindi ve akşam namazının sünnetini ömründe terk etmemiş ise o imamlık etsin” buyurduklarında deniz gibi cemaat içinde ikindi ve akşam namazı sünnetini tertip üzere kılmış bir adam bulunmadı. Meğer kendileri tertip sahibi imişler.
“Elhamdülillah seferde ve hazarda uzun müddet ömrümüzde biz bütün sünnetleri terk etmedik.” diye imamlık ettiler…
Vakfedenin şartı üzere muvakkıtın aylığı hepsinden fazladır, zira İstanbul’da ne kadar gemici ve denizci var ise hepsi Sultan Bayezid Han muvakkıtına muhtaçtırlar. Zira camii şerifin kıblesi keramet keşfi ile doğru olduğundan, bütün deniz kaptanlarının kıble-gösterir aletleri, ve saat kütleleri bu camii mihrabında düzeltildiği için muvakkıta muhtaçlardır. Bütün Frengistan’da yıldız ilmine sahip olan üstad kefereler, güneş saatlerini ve kıble göstericilerini Bayezid Yan Camii’nde düzeltirler. Dünyaca meşhur bir sağlam mihraptır.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde İstanbul’un Sırları
ödevimin hemen bitmesini sagladı