Hikaye Oku; “Onin ve Masum Çocuk” 1. Bölüm
Onin, derin ormanların arasında kendine bir ev yapmıştı.Yakacak odun kırıyordu ancak ihtiyacı bile yoktu ateşin sıcaklığına.
Ve kulağına çok ama çok uzaklardan bir kaç çıtırtı sesi geldi burnuna ise bir kurt ile insan kokusu. Kafasını, kırdığı odunlardan kaldırarak sesin geldiği yöne çevirdi.
Baltasını sıkıca kavradı ve hazırladı kendini. Ayak sesleri yakınlaştı ve çıkan şey bir insan çocuğuydu. Hemen arkasından biri gri ve siyah tonlarda diğeri daha koyu tonda iki kurt belirdi.
Kurt çocuğa yaklaşacaktı ki Onin’i gördü ve kurtlar nasıl homurdana bilirse o şekilde bir ses çıkarıp ormana doğru geri kaçtılar. Geri evine doğru yürümek ne kadar tehlikeli ve mantıksız olsada, bunu düşünebilecek kadar akıllı değildi çocuk. Tehlikenin geçtiğini sanıyordu. Uzaktan Onin’i farketmişti. Ve garip şekilde yabancıda olsa ona doğru yaklaştı. Onin Merhaba dedi, çocuk cevap vermedi, şaşkında değildi, saygısız da değildi, sadece cevap vermeden gözlerine baktı Onin’in.
Arkasından bir kadın ve bir adam çıkageldi endişeli gözlerle. Çocuğu ve Onin’i gördüler. Bu ikisi annesi ve babasıydı. Ama gözlerinde çocuğunu bulmanın sevinci yerine endişe vardı. Zira Onin çok iri ve büyüktü. Sadece pantolon giymiş üstündeyse bir şey yoktu. Kıllı vücütlu iri yapılı birisiydi, boyuysa normal bir insandan 40 cm uzundu.
Adam, nerdeydin sen dedi çocuğa doğru bakıp. Diğer yandan da gözleri ile süzer gibi Onine baktı ve merhaba dedi, Onin merhaba deyip karşılık verdi. Bir sessizlik oldu.
Onin amacı için çıktığı kendi sürgünün de, onun o kişiyi bulacağını hiç ummamıştı. Zira 10 – 15 senedir yerleşimleri gezip öyle masum birisini arıyordu. Yaklaşık yarım dakikalık sessizliği Onin bozdu, sesi temiz ve nazikti
Onin; Kendi dilinde bir şeyler söyledi, bu dil hisler ile alakalıydı söylenilen sözler büyülüydü. Hissettiğiyse onun gibiler için hazırlanmış, denizin içinden yükseltilmiş. Ve oraya ayak basacak kişilerin mutlak masum olması gerektiğiydi, ve onun için davetiydi.
Bu dil bizzat Onin tarafından yapılmıştı ve en az onun kadar antikti. Sözlerini söylerken dilin etkisini hissettiler 3ü de. Anne ve baba daha da korkmuşlardı çocuk ise masum ve saflığından mı bilinmez, gözlerinde korku yerine merak vardı. Bu sözleri sadece çocuk anlayabildi çünkü Onin o sözleri sadece ona söylemişti.
Çocuk yine bir şey söylemeden dimdirek Onin’in gözlerinde baktı. Anne ve baba arada bir kaç kelime söylemeye çalışıyordu lakin bunu başaramadılar en sonunda baba;
– Bizi bırak lütfen gidelim evimize, sana bir şey sanaa bir şey yapmadık dedi korkmuş bir ses tonuyla.
Onin, Onların dili ile konuştu bu sefer. Sesi yine nazik ve yumuşaktı, yüzünde ise hafif iyimser bir gülücük vardı.
Onin; Hayır hayır size zarar vermem, hem neden bunu yapayım ki. Ben sadece çocuğa bir teklif sundum kabul etmesi veya etmemesi ona kalmış.
Çocuk sözleri duyduktan sonra babasına baktı ve yavaşça onun yanına yanaştı, gözlerinde ki merak hafif korkuya büründü. Onin çocuğun gözlerine baktı ve ne hissettiğini anladı. Anlam veremediği şeyden endişe duyuyordu çocuk.
Onin kesmiş olduğu odun parçalarından birisini eline aldı ve yine kendi dilinde bir şeyler fısıldadı odun parçasına. Ufak çıtırtılar ile küçük az bir miktar toz kalktı gibi oldu odun parçasından, sonra yine güler bir yüzle elini tuttu çocuğun ve avucuna büyük gelen bu odun parçasını bıraktı ve ona şöyle dedi.
Onin; Eğer bir gün kararını değiştirirsen ve oraya gitmek istersen, bu odunu ateşe kendi isteğin ile at. Ben bunu hissedeceğim ve yanına geleceğim dedi. Sonra ekledi; Merak etme yıllar bunu yaşlandırmaz ateş onu yakmaz sen istemediğin sürece, sadece onu kaybetmemelisin dedi.
Ve 3ü de hiç bir şey demeden uzaklaşmaya başladı, giderlerken çocuk kafasını çevirip Onine baktı.
Sizden Gelenler: Orhan
Hikayenin devamı için TIKLAYINIZ