Çöpün İçinde Gül Yetişmez
Hikaye Oku; “Kin de mal gibi miras kalır.” diyor Hz. Ali. Bu sözü ilk duyduğumda aklıma annem geldi. Biz üç kardeş annem de güzel huylar gördük. Annem kimseye kin beslemez, kimseyle dargın olmazdı. İnsanların kusurlarına takılmamayı annemden öğrendik.
Miras deyince aklımıza hep mal mülk geliyor. Oysa çocuklarımıza bir de manevi miras bırakıyoruz. Davranışlarımızla, ahlakımızla onlara örnek oluyoruz ve pek çok huylarını bizden alıyorlar. Çocuklarımıza miras bıraktığımız huylarımıza dikkat edelim, kötüsü varsa atıp elden çıkaralım. Hele huylarımızın içinde kin varsa acilen yok edip doğru örnek olalım.
İletişim kelimesi günümüzde çok moda. İletişim çağında yaşıyoruz. Başkalarıyla iyi bir iletişim kurmanın temel noktası önce kendinle iletişimin iyi olmasıdır. Kendiyle sorunu olanın başkalarıyla sorunsuz bir ilişki kurması mümkün değildir. Önce kendimizle ilgili sorunlarımızı halletmeliyiz.
Siz kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Üzerinizde bir ağırlık var mı?
Geçmişe takılanlardan mısınız? Gelecek kaygısı çekenlerden misiniz? Yoksa günün kıymetini bilenlerden misiniz?
Karımın yaptıklarını hatırladıkça beynimde düdük ötüyor, düğünümde kayınvalidem bana güzel bir takı takmadı, eşyaları alırken kalitelisini almadı, kocam bana üç yıl önce şöyle yaptı, iki yıl önce şöyle dedi, geçen hafta bana kızdı haksızlık etti, amcamla görüşmek istemiyorum mirasta bize haksızlık ettiler, o arkadaşımı hatırladıkça sinirim tepeme çıkıyor…. vs vs.
Bunlar bitmez. Eğer bunların çetelesini tutarsak koca bir kitap olur. Fakat bu kitabı okumanın kimseye bir faydası olmaz, zararı olur. En iyisi bunları toplayıp bir çöp poşetine doldurup atmak.
Çünkü bunların hepsi çöp. Zihnimizde ne kadar çerimiz çöpümüz varsa onlardan kurtulmamız lazım. Biriktirdiğimiz kırgınlıklar, kızgınlıklar, yaşam enerjimizi tüketiyor, bizi ağırlaştırıyor.
Aslında bunları hiç biriktirmemek lazım. İçimizde otomatik bir temizleme sistemi kurup, daha gelir gelmez birikmesine izin vermeden temizlemek lazım. Yoksa bu çöpler kokuşur, bizi sürekli rahatsız eder.
Yapılan kanser araştırmalarında affedemeyen insanların kansere daha çok yakalandığı ortaya çıkmış. Nasıl vücudumuzun hastalıklara karşı bizi koruyan bağışıklık sistemi varsa ruhumuzun da bir bağışıklık sistemi var.
Üzüntüler kızgınlıklar ruhumuzun bağışıklık sistemini çökertmekte. Beden ve ruh ayrılamadığı için ruhun bağışıklık sistemi de çöküyor ve hastalıklara çok çabuk yakalanıyoruz.
Yine yapılan araştırmada hasta iki grup almışlar. Bir gruba affetmenin önemi üzerine bir buçuk ay eğitim verilmiş, onlar affedebilmeyi öğrenmişler. Diğer gruba bu konuda herhangi bir eğitim verilmemiş. Bütün şartlar eşit olduğu halde affedebilme eğitimi alanlarda hızlı bir iyileşme görülmüş.
Birbirlerine dargın olanların, akrabalarıyla görüşmeyenlerin, dualarının kabul olmayacağını bildirmiş sevgili Peygamberimiz. Üç günden fazla kırgın durmayı da yasaklamış. Bu üç günlük süre çok önemli. Hiç dargın durmayın da denebilirdi. Fakat bu insan psikolojisine ters olurdu. Ağlamak, kızmak, üzerinde düşünmek ve karşıdakini affetmek için bir zamana ihtiyacımız var. Bu bir saatte olabilir, bir gün de bazen de üç gün. Ama dördüncü güne taşımamamız gerekiyor. Kızgınlıklarımızı üç günden sonraya taşımaya hakkımız yok.
Affetmedik ama usulen konuşuyorsak yaptığını hatırladığımızda ya da onu gördüğümüzde sinirleniyorsak sadece kendimizi kandırıyoruz demektir. Böyle hilelerle boş yere kendimizi kandırmayalım. Bizden istenen affetmemiz. Affetmek kendimize yapabileceğimiz en büyük iyiliktir. Affetmemek ise kendimize yaptığımız en büyük kötülük.
Kendimize böyle bir kötülüğü yapmaya hakkımız yok. Karşımızdaki bize bir kötülük yapmışsa, biz her seferinde onu hatırladıkça kızıyorsak, sinirleniyorsak biz ondan daha kötüyüz, çünkü biz o kötülüğü kendimize sürekli yapıyoruz. Beynimiz; üzücü olayları her hatırladığımızda aynı üzüntüyü yeniden yaşıyor ve olumsuz etkileniyor.
Affedebilmenin en iyi yolu kızmak yerine acımak. Kızgınlık duyduğumuz insanlara acıyalım.
Yapmışsa bir kötülük, her ne kadar bize yapmış gibi görünse de aslında kendine yapmıştır. Çünkü yaptığımız iyiliklerde kendimiz içindir, kötülüklerde kendimiz içindir. Bunu unutmayalım.
Biz kendi üzerimize düşeni yapalım, affediciolalım ki gönlümüzde, zihnimizde sevgi için, güzellikler için yer açılsın.
Karı koca muhabbetinden önce de gönül temizliği şart. Çöpün içinde gül yetişmez.
Sema Maraşlı – Kulak Aşık Olurmuş Gözden Evvel İsimli Kitabından.