PANDACIK VE SİHİRLİ KUPA MASALI

Pandacık ve Sihirli Kupa Masalı

Masal Oku: Bir gün pandanın evine fil kardeş gelmiş, fil:

– Panda gel arı kardeşle kör ebe oynayalım, demiş. Panda:
– Tamam gelirim, ama hile yapmak yok, demiş. Fil:
– Tamam olur demiş.

Sonra birlikte yola koyulmuşlar az gitmişler, uz gitmişler en sonunda arı kardeşin evine gelmişler.

Kapı:

Tık tık tık
Arı kardeş:
– Hoş geldiniz…

– Kör ebe oynayalım mı?

İkisi de:
– Tabi ki niye olmasın?

Bahçeye çıkıp, oynamaya başlamışlar. Onlar oyun oynarken yanlarına çok sevimli küçücük bir panda yavrusu gelmiş ve elinde bir bardak varmış. Bunu Panda fark etmiş. Panda;

– Arkadaşlar çabuk gelin buraya!…

Arkadaşları koşarak paldur küldür, paldur küldür hemen pandanın yanına gelmişler. Onlar çocuk bakmayı bilmiyorlarmış. “Biz çocuk bakamayız” demişler. Panda; “bunu en iyi Kaplumbağa Dede biliyordur,” demiş.

Arı kardeş ve fil kardeş: “Tamam ama biz onun evini bilmiyoruz,” demişler.

Panda; “Beni takip edin, ben onun evini biliyorum,” demiş. Hepsi de küçük pandayı yanlarına alıp, panda kardeşi takip etmişler. Az gitmişler, uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler…. En sonunda Kablumbağa Dedenin evine gelmişler. Kapı;

Tık Tık Tık….

Birden kapıyı kaplumbağa Dedenin torunu açmış. Torunu;

– “Hoşgeldiniz, içeri buyurun, size çay hazırlayayım,” demiş.

Arkadaşların üçü de “Merhaba” diyerek içeri geçmişler. Fakat içeride Kaplumbağa Dede yokmuş. Bizimkiler Torununa nerede olduğunu sormuşlar. Torunu da, “biraz beklerseniz onu hemen buraya getirebilirim,” demiş. Burda büyük bir sır gizliymiş. Torunu farkında olmadan bu sırrı açığa çıkarmış. Masanın üstünde tıpkı yavru pandanın elindekine benzeyen bir bardak varmış. Kaplumbağa Dedenin torunu hemen o bardağı eline alıp ovalamaya başlamış. Ovalayıp ovalayıp, içine nefesini üflemiş. Bunu bir kaç defa tekrar etmiş. Bizimkiler ne yaptığına anlam verememişler, hatta biraz korkmuşlar. Tam gitmek istediklerini söyleyecekken, bardaktan dumanlar çıkmaya başlamış. Dumanlar odayı kaplamış ve gür bir uğultu sesi işitilmiş.

“Sana Önemli bir şey yoksa beni çağırma demedim mi?” diye ses gürlemiş.

Bir kaç dakika sonra dumanlar kaybolmuş ortada kaplumbağa Dede belirmiş ve gözlüklerinin arkasından bizim pandaya koca koca bakıyormuş. Panda ve diğerleri tir tir titriyorlarmış çok korkmuşlar, kekelemeye başlamışlar. Kaplumbağa Dede bunu fark etmiş ve; “Korkmayın çocuklar size zarar vermem bu sadece bir sihir” demiş. Bizimkiler biraz rahatlamış ve hemen konuya girmişler. Demişler ki;

– Dede, biz bir panda yavrusu bulduk elinde de tıpkı senin içinden çıktığın bardağa benzeyen bir bardak var. Çok açtı. Ancak biz onu nasıl besleyeceğimizi bilemediğimiz için sana geldik. Bize yardım eder misin. Onun karnını doyurup ailesini bulmak istiyoruz,

Kaplumbağa Dede,

– Bakın çocuklar, istemeden benim sırrıma şahit oldunuz ve farkında olmadan büyük bir iş başardınız. Ben şu anda buraya Sihirli Dünyadan geldim. Sihirli Dünya Kralının Yavrusu küçük Pandası sihirli kupa ile birlikte kaybolmuş, ve onu siz buldunuz. Bu yüzden size teşekkür ederim. Şimdi yavrucuğu bana verin de onu ailesine kavuşturalım, demiş.
Bizimkiler bu duruma çok sevinmiş hemen yavruyu ve kupayı Kaplumbağa Dede’ye vermişler ve sırrını ömür boyu saklayacaklarını da söz vermişler. Kaplumbağa dede tekrar çok teşekkür etmiş ve bizimkilerde güzel bir iş başardıkları için çok mutlu olmuşlar.

Oğuz Kerem / Turgut Reis İlköğretim Okulu – 1- H sınıfı