Okuyucularımızdan Mustafa Bey’in Yaşamış Olduğu ve Bizimle Paylaştığı Etkileyici Bir Hikaye
Anlattığım olay kesinlikle doğrudur ancak inanıp inanmamak size kalmış.
Tam olarak hatırlayamıyorum ama sanırım 13-14 yaşlarımdaydım. Yaz tatilinde her zamanki gibi köye gitmiştik. Ailem bir süre kalır, sonra onlar geri dönerdi. Ben köyü çok severdim. Orada adeta özgürlüğümü yaşardım. Yaz tatilimin çoğunu orada yaşardım. Dedem sağolsun bana dini eğitim verirdi. Kuran-ı Kerimi (a.ş) bana öğreten oydu. Bu vesileyle tekrar onu anmış oldum. Rabbim rahmet etsin inşaAllah. Akşam vakti bana Hızır (a.s) ile ilgili birçok bilgi verdi ve dedi ki “Hayatında en azından bir defa her insan hızır (a.s) mı görür. Ama herkes onun hızır olduğunu anlayacak diye bir şey yoktur.” O gece Allahım bana da görmeyi nasip et diye dualar ederek uyudum.
Sabah olduğunda köyde dolaşmaya çıktım. Bazen Jandarmanın o terkedilmiş eğitim alanına giderdim. Yine oraya gittim. Saatlerce orada kendi başıma oynadım. Bir Allah’ın kulu gelmemişti. En son tırmanma ipine çıkayım dedim ilk defa o zaman sonuna kadar çıkabildiğimi hatırlıyorum. Daha önce de defalarca denemiştim ama fazla çıkamadan yorulur aşağı atlardım. Çocukluk işte en tepeye çıkınca o yuvarlak demirin üzerinde ayağa kaltığımı hatırlıyorum ve başardım diye çığlık atıyordum ki düştüm. Perişan haldeydim ve nefes alamıyordum hiçbir yerimi azıcık dahi kımıldatamadığımı hatırlıyorum. Ölüyorum sanırım diye düşünmüştüm. Korku içindeydim ama inanın ölümümü bekliyordum. İşte o sırada beyaz sakallı, beyaz sarıklı, beyaz cübbeli çok iri biri başımın yanına geldi ve beni belimden kavradığı gibi başımı aşağı gelecek şekilde ters çevirdi. Silkelemeye başladı 2 veya 3 defa beni çok kuvvetli bir şekilde silkeledi inanın kemiklerimin ötüş seslerini duydum ve birden rahatça nefes aldığımı hatırlıyorum. Beni yere bıraktı ve hızlıca uzaklaştı.
Şunu bilinki gerçekten hayal falan görmedim. Üzerinden seneler geçse de benim için bu büyük olayı hep hatırlarım ve hala da ben o kişinin Hızır (a.s) olduğunu düşünürüm.