Korkunç Bir Anlaşma
O günü hiç unutmam ve hala etkisindeyim. Yaklaşık 4 yıl önceydi annem ve babam trafik kazasında hayatını kaybetti. Bu durum beni çok sarstı artık dayanamıyordum her şey üst üste geliyordu. Buna ek olarak okuldaki öğretmenlerden biri bana fena takmıştı, peşimi bırakmıyordu, artık evde yalnızdım, biraz kendimi toparlamak için birkaç günlüğüne dedemlerin yanına gitmeye karar verdim.
Bizim köyümüz biraz sıkıntılıydı, herkes cinlerden bahsederdi dedemlerin yanında kaldığımda uyumaya çalışırken annemle babamı düşünüp ağlamaya başladım sonra sağ tarafımdan bir ses geldi. Ürkütücü bir sesti, baktığımda şekli şemali olmayan siyah bir şey gördüm. Yanıma doğru geldi çok korktum, yorganı hemen üstüme çektim.
“Merak etme çocuk seni her türlü görebilirim” dedi.
O an içim ürperdi ve yorganı kaldırdım; “ne için geldin! sen nesin? diye sordum.
“Bir anlaşma,” dedi ve “gördüğün gibi ben bir cinim” dedi.
“Ne anlaşması?” dedim.
“Bir kitap karşılığında annen ve babanın ruhu nasıl ama gayet adil ve basit”
O an duraksadım; “nasıl bir kitap?” diye sordum.
“Altı üstü bir kitap çocuk, emin ol yapmazsan zararlı çıkarsın,”
“Tamam kabul ediyorum? nerede bu kitap?”
“Köyün en uç kısmında, anlaşmayı kabul ediyor musun?”
“evet ediyorum,” dedim.
“Güzeeeel şimdi ayağa kalk, oraya gitmen uzun sürebilir.”
Ayağa kalktım ve yanıma yaklaştı her taraf bembeyaz oldu, ışık kesildiğinde dışarıdaydım sonra bir mağarayı gösterdi ve;
“işte kitap burada mağaranın en iç kısmında, mağarada sadece sağa sapacaksın sonda bir mumla aydınlatılmış karşına bazı kötü şeyler çıkabilir, hiç korkma bu aynayı onlara tut eriyeceklerdir,”
Bir de meşale verdi korkuyordum ilerledim. İlk yoldan sağa saptım, ikinci yoldan da öyle, karşıma iki tane benden uzun yaratık çıktı, ikisine de ayna tuttum, yanmaya başladılar, en son yoldan da sağa sapınca kitabı buldum. Kitabın üstünde İbranice olduğunu düşündüğüm yazılar yazıyordu. Kitabı aldım ve cine verdim.
“Aferin çocuk iyi iş yaptın, yarın yatarken de yanında olacağım seni annen ve babanla konuşturacağım” derken birden kendimi evde yatağımın üstünde buldum.
Korkmuyordum, yarın akşamı bekledim, yatarken cin yine geldi sonra aniden havada annem ve babamın yüzünü gördüm. “Oğlum gerçekten sen misin? bizi lütfen kurtar burası çok karanlık!” dedi, ağlamaya başladım; “tamam baba, anne siz en mutlu gününüzü düşünün, gözünüzü kapatın ve en mutlu gününüzü düşünün” dedim sonra kayboldular cin’e döndüm ve;
“bu kitap ne işe yarıyor?” dedim. Cin “şeytan çocuk, şeytan, bu kitap şeytana acı veriyor, sen de cinleri ve şeytanları görebilen nadir insanlardansın,”
“şeytanı yenmek için bir şey yapabilir miyim?” diye sorduğumda,
“evet evlat bağlayabiliriz ama bu çok zor olacak, gelmek istediğine eminmisin? gelirsen ve yenersek dünya yeniden ışığa kavuşacak bizde senin aileni dirilteceğiz.”
Hemen kabul ettim, “anlaştık o halde” dedi. “Yarın şafak sökmeden ilk işimiz şeytanı bağlamak olacak. Bol bol demir ve tuz gerekecek çocuk,” dedi.
O sabah şafak sökmeden uyandım ve cini bekledim geldi ve şeytanın inine doğru bir saniyede gittik, “dikkatli ol çocuk,” dedi içeri girdik, girer girmez soğukluk hissettim, ilerledik ve birde baktım ki şeytan uyuyor “tam vakti” dedi cin “Demir ve tuz at çabuk” dedi. Hemen üstüne fırlattım şeytan acı içinde kıvranırken, cin de etrafını gümüş zincirle kapatıyordu, bende çukuru kazıyordum, en sonunda şeytan gümüş zincire dolandı ve cin onu çukura itti. Elindeki kitaptan birkaç cümle okudu ve ağır bir taşla üstüne kapattı , “iyi iş evlat,” dedi “şimdi aileni sana verme zamanı” hemen beni annemle babamın mezarına götürdü, kitaptan yine birkaç şey okuyunca annem ve babamın mezarına üfledi ve bir anda kendimi evimde buldum annem ve babam yanımdaydı, “anne baba siz yaşıyorsunuz”, annem “oğlum ne saçmalıyorsun biz ölmedik ki” dedi o an ürperdim, dedemi aradım ve “dede ben evime geldim” deyince, “oğlum sen bize mi gelmiştin” dedi işte o an kafamdan aşağı kaynar sular indi.
Sizden Gelenler – Run4Live..
Kötü adam;cin
Bence sen uzun bir ruya gormussundir.
AHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAH
Hayaletin Çırağı’ndan esinlendiğin çok belli, ne yazık ki anlatım alal acele olmuş gibi. Yani bir duygu yok. Yaşanmışlık yok, oradaymışşın ve birebir anlatıyormuşsun hisssini verememişssin. Tavsiyem bol kitap oku evet,fakat okuduğun kitaplarda ki kahramanlardan esinlenmemeye çalış, yani tuz ve demir karışımı ve sözde şeytanın kuyuya kaya ile kapatılması gibi, işte insanlar bunu okuduğunda senin hikayeni değil de hayaletin çırağını düşünür ve hikayeyi okumak istemezler, insan zihni çok geniştir. Eminim kendi kurgunu yaratabilirsin. Hikayeyi yaşa