Sıcacık, Yaşanmış, Gerçek Bir, Ege Hikayesidir.
Canım anacıımınan, gocuman Türkiyemizin, güccücük bi Ege kasabasının, gücücük emme, çok güzel, yeşil mi yeşil, bi köyünde yaşayıpduruz. Bobam, ben güççükken ince hastalıktan ölmüş. Bi anam, bi de emmimgilden başka kimsem yok benim. Adım Memet. 11 yaşındayın. Canım anacımınan yazın çalışırız, kışın kazancımızı yiriz.
Bahar da başlaa bizim işleee. Ben okuldeyken anam çalışır, okuldan gelince, hemen garnımı doyurdum mu, anama yardım ederin. Emme okulla gapandımı, canım anamın yükünü azaldırın. Yardım ederin una.
Gaz besleriz biz, sabaaaleyin erkenden, saat yedi de gazlamızı köyümüzün gaz çobanına veriz. Taaaaa akşam ezanından önce gelirleee eemize. Anam, çok gaz yavrusu çıkarttırıveri de, kışın gazlamızın acııını sataaa, acııınıı yiriz.
Culuklaaamız (hindi) da va bizim. Gazları çobana veriz emme, culukları veremeyiz. Culuklaaa özgürlüüne düşkün hayvannaaaa. Unnnnaaa rahat olceklee , öle sıkıntıya da gelemezlee, hemen hasta oluverilee. Unun için culuklaamıza kendimiz bakıyoz. Anam bahçe işlennen ureşirken, ben sabah saat 10 da, culukları emmimgilin yoncalığa götürverin. Daha erken saatte olmaz; culuk yavruları üşürse hasta olur ölüveri. Terleseee hasta olur ölüveri, yaaa. Çok dikkat etmek lazım. Öğlennende (öğleyin) öğlen ezanında, culukları eve getirin, çok ıscakta galmasınnaaa diye. Hassas hayvan sonuçta. İkindiye gadaa evde durulaa dinlenirlee, gölgelenirlee, ikindiden sonaaa gine çıkarız yoncalığa, akşam serinniği çıkmadan eve geliriz. Culuk işi zordur sizin anliceniz. Ben sabaaalen culukları yoncalığa baleyince hemen emmimgilin avluya giderin. Urda emmimin oolanlanan(oğlanlarıyla), oyunnaa oynarız, öğleye gadaa. Arada yengem ekmeen üstürene yoğurt çalıveri de, unu yirken dinleniriz. Karnımız doydumu bidaa oynarız.
Culuk gısmını bağlıcen aaakideş. Bağlamazsan alır başını gide valla. Analaaanın ayandan, ipe bağlaasın. Yere bi gazık çakaasın. İpi de gazığa baalasın. İpi, ni kısa, ni uzun bırakırsın, öle ayarlasın, yavruları da anaları olmadan bi yere gitmicekleri için urda, analanın eetrafında beslenirleee. Aha bi gün ben bizim oolannanan oyneken, bizim bağlı olan ana culuk, ipini goparmış. Almış yavrulaanı, atlamış yoncalıın duvarından, dalmış yengemin bahçeye, ni gıdaa ıspınak mı dersin, domatis mi dersin, gaali aklına ni gelirse, yengimin bahçeyi talan etmişlee. Amanin yengem bahçeyi öle görüvemiş, kıyametleri gopardı. Gelivedi avluya, bene demediiini bırakmadı. Çalıvedi daşı bene, delirdi, delirdi. Hemen goşa goşa culukları, unun bahçesinden çıkardıım gibi, doooğru eve gittim. Olanları bir bir anama annattım. Anam da gızdı ya bene. Hem de çok gızdı. “Bidaa yoncalığa bağlamak yok,” dedi. “Dooğru harman yerine gitcen, Culukları urda beklicen,” dedi. Emme harman yeri de çok uzak geliyoduu bene. Hem bizim ooolanları da göremezdim, ne bilem işte, mecburen anama “tamam, sen üzülme yeter ki,” dedim. Ertesi gün culukları çıkarmadık evde tuttuk, anamda hiç bi iş yapmadı, yataktan galkdııımız gibi emmimgile gittik, yengeme yardım ettik, bahçeyi derleyip topladık, yeniden ektik, düzenledik. Bahçe eskisinden daha güzel oldu. Anam bi de evden gül fidesi getimiş, bahçe ye dikti, amanin yengem bi sevindi, bi sevindi, deme gitsin. O gün aaaşama gadaaa, onnada çalıştık, yidik içtik bi de çok eğlendik len. “Eyi hoş da, olan gene bene oldu, harman yeri de çok uzak aaakideş.”
Neyse o gün sabah, culukları çıkardım, düştük yola. Len aaakıdeş, aaazını gırdımın culukları, bi günde nede bunalmış, sıkılmışlaaa. Valla harman yerine gidene gadaaa, agulu gulu, agulu gulu diye, bene sölenip durduuulaaa. Bu sefer, culukları baaleyince emmimgile gidemedim, uzak çünkü. Bu duruma bi çare bulmam gerek diye öğlene gadaaa düşünüp durdum. Bi çare bulamadım. Öölenneyin eve gidekeen dahi düşündüm. Emmeee, ikindileeen culukları götürükene, çok güzel bi fikir buldum. Hem de ni fikir. Yolda gideeken, tam harman yerinnen evin ortasında, hem de emmimgilin evin ardına düşen, fıstık gibi bi yer buldum. Hem de daha da bi yeşil, valla aaakıdeş, boyum gada otlaa va len burda. Çok mutlu oldum. Hem kimse, ni görüüü, ni bilir. Anam da anlamaz, hem de birine ait bi yer değil, herkesin ortak malı. Bunu daha önce niye düşünmedim ki. Bura bizim köyün, goca caminin, mezerliğiydi.
Caminin arka gapısından saldım culukları, taaa mezarlığın ortasına. Accık ilerde tepesi göçük bi dene türbe va. Türbe gapısından içeri soktum culukları, hiç bağlamada gerek yok, ohhhh ni güzel, kapıyıda üslenden baaaladım. Çatı culuklaan uçamıcee gadaa yüksek nasıl olsaa. Valla aaakideş tabanları yağladıım gibi dooğru emmimgile, bizim oolannaan yanı gittim. Öğlene gada oynevedik oynevedik. Ölene yakında goşa goşa gittim mezerliğe. Baktım benim culuklaa hallenden pek memnun, bi de gölgelik gelmiş. Len akıdeşş ben bunnarı aaaşama gadaaa almasam yeri vaa dedim. Ohhh ne akılıyım len, ni eyi ettim de ben bureyi buldum dedim. Sevine sevine gittim eve. O gün pek bi mutlu uyudum.
Sabaaleyin gine gittim mezerliğe, culukları koydum türbeye, gapısını da baaladım, gittim emmimgile. Yengem soruyo arada bi, “len nereye baalıyon bu culukları,” diye. Söleyimiyom. “Harman yerine baalıyom,” diyom. “Len ooolum ta urdan burıya üşenmiyon mu, eee tabee, oyun kaşcek deeemiii,” diyerek, “Eyi baken elleeen evlene gitme de, sen ge bureye emi guzuum, aha burda gardeşlennen oyna” deyip başımı okşadı.
Öğleye yakın gittim mezerliğe, bi de ni gören, türbenin gapısı açık. Goşa goşa gittim, hemen girdim içeri, bidene dede, urdaki daşın üstüne otumuş, dikmiş gözleeeni, bakıpduru bene. Şaşırdım tabii. “Selamünaleyküm dede” dedim. “Aleykümselam,” dedi. Ardından, “senin mi? bunna,” dedi. “Heeee benim ya,” dedim. “Emme dede, anamın habarı yok, bunnarı bureye baaaladımdan, eğeee sende gızceesen, hemen götüren, bi daha getimiyen,” dedim. “Yok ni gızcem oolum sene, gızmam ben,” dedi. “Ben ezanı bekliyom, namazımı gılcen, gitcen, ondan oturuvedim bureye,” dedi.” Sağol dedem Allah senden razı olsun,”dedim, Şölee hoş bi gülücük attı bene. Culukları aldım çıktım. Pek hoş bi dedeydi. Uzun beyaz sakaları göbeğine kadar uzanıyordu. Haşeş daşı gibi, gocuman garnı vardı. Garnının üstünde, boynuna astığı köstekli saati duruyoodu. Üstünde, uzun, elbise gibi, etekli bişeee vardı. Emme yabancıydı heral, çünkü bizim köyün dedeleri öle geyinmez. Bide başında gocuman ak bi dene sarık vaaadı, Dedeyi düşüne, düşüne eve gadaa geldim. Len aaakideş, gece rüyamda bile gördüm.
Ertesi gün yine, culukları mezerliğe götürüvedim, baaaladım gapısını ginee, gittim emmimgile. Ööölen vakti, culuklaan yanına gelince, gine aynı dedeyi gördüm, oturup duru aynı daşın üstünde. Bişey demedi bene. Şölööe gine gülüvedi bıyık altından, içim ısınıvedi dedeye. Selam vedim, aldı selamımı, aldım culukları, “hadi Allah kabul etsin dede,” dedim çıktım. Accık gittikten sooona ezannaa okunmaaa başladı. Şööle yaveşce arkamı döndüm de bakıvedim türbeye.
Amaniiiin….
Bi de ni gören, aklım başımdan gitti. Türbenin o güccücük gapısından eğilipte çıkan dede, gapıdan çıktıktan soonaa, boyu bi uzunumuş, bi uzunumuş, valla minaereden uzundu. Amanin bi gorktuuum. Culukları önüme gatıvediiim gibi, duttum evin yolunu. Eve vadııımda nefes nefeseydim. Valla culuklaa bile dıkandı goşmakdan. Meğer o türbenin de sahibi varmış. Hiç bişee demedim anama. Anladı emme bişelee olduuunu. “Gorkdun mu? sen. A benim sarı guzum, kireç gibi olmuşun ya sen. Yavrrııım kıyaman sene, bi deyive bi, niden gorktun ooolum,” dedi, bende “ana, Süleyman emmimgilin, çoban köpekleri goleyvediii, aklım gitti valla, undan gorkdum,” deyivedim. Mezerliğe culuk baaladım denir mi anaya. Zaten yarım bi aklım galdı, kalanı da anam alıveri valla.
“Töbeelee olsun bidaaa anamın sözünden çıkasam.”
Bundan sonaaa, mezerliğin önünden bile geçmiyon. Harman yerine baalıyon culukları. Eee okullada açılen der. Bu seneyi böleee geçirdik sayılır. Allah ömür verise, seneye gaaali, hep harman yerine baaalıcen culukları. Canım anamın da sözünden hiç çıkmeeecen.
Gülten Ajder
Kardeşim Türkçe meal nerde?
Kardeşim türkçe meal nerde?
Kardeşim türkçe meal nerde