Hikaye; “GERÇEKDIŞININ DİYARI” IV. Bölüm
Hikaye IV. Bölüm: Auburn’de eski, terk edilmiş bir mezarlık vardı. Bu mezarlık, geceleri, insanların ancak en kasvetlilerinin beğeneceği kadar dehşet dolu olmasına rağmen, kasabanın neredeyse tam kalbindedir. Mezar taşlarını çevreleyen parmaklıklar yere kapaklanmış, çürümüş ve tamamen yok olmuştu. Mezarların çoğu çökmüş, diğerlerinin üzerindeyse kökleri, ağza alınmayacak günahlar işlemiş olan gürbüz çamlar yetişmişti. Düşüp boylu boyunca kırılmış mezar taşlarıyla dikenli bitkiler bütün her yeri kaplıyordu; çitlerin çoğu yıkılmıştı ve ineklerle domuzlar ortalıkta cirit atıyorlardı; bu yer, yaşayanlar için bir şerefsizlik abidesi, ölülere karşı bir saygısızlık, Tanrı’ya karşı bir hakaretti.
Sevdiklerimden ayrılmak üzere öfkeyle verdiğim o delice kararın gecesi, beni buraya getirmişti. Yarım ayın solgun ışığı ağaçların oluşturdukları yeşilliklerin arasına benek benek düşerek nahoş görüntüleri ortaya çıkarıyordu ve siyah gölgeler, bu gölgelerden çok daha karanlık olan komploları daha uygun bir zaman geldiğinde açıklamayı bekliyor gibiydiler. Eskiden çakıllarla kaplı olan yoldan geçerken, Dr. Dorrimore’un şeklinin gölgelerin arasından belirdiğini gördüm. Ben, kendim de bir gölgede duruyordum ve yumruklarımla dişlerimi sıkmış, onun üstüne atlayıp, boğma arzumu kontrol altına almaya çalışıyordum. Bir an sonra ikinci bir şekil de ona katılıp koluna sarıldı. Margaret Corray’dı bu.
Neler olduğunu tam olarak anlatamayacağım. Yalnızca cinayet işlemek üzere ileri fırladığımı, sonra da sabahın griliğinde yaralı ve kanlar içinde, boğazımda parmak izleriyle bulunduğumun farkındayım. Bir sayıklama nöbeti içinde günlerce yattığım Putnam Evine götürülmüş olmalıyım. Ve kendi bildiklerime gelince, nekahet dönemimde bilincim tekrar yerine geldiğinde otelin resepsiyoncusunu çağırttığımı iyi hatırlıyorum.
“Bayan Corray’la kızı hâlâ buradalar mı?” diye sordum.
“Kim demiştiniz?”
“Corray.”
“Bu isimde biri buraya hiç gelmedi.”
“Yalvarırım benimle oyun oynamayın,” dedim hırçın bir tavırla. “Gördüğünüz gibi şimdi iyiyim; bana gerçeği anlatın.”
“Size yemin ederim,” diye cevap verdi açık bir samimiyetle, “bu isimde bir konuğumuz olmadı.”
Kelimeleri beni aptala çevirmişti. Birkaç saniye sessizce uzandım; sonra da sordum:
“Dr. Dorrimore nerede?”
“Kavga ettiğiniz gecenin sabahı ayrıldı ve o zamandan beri de haber alınamadı kendisinden. Canınıza okudu doğrusu.”
Ambrose BIERCE – İmkansız Öyküler
Hikayenin Bölümleri
hikaye, hikaye oku, öykü, dehşet, korku, dehşet hikayeleri, korku hikayeleri, dehşet öyküleri, korku öyküleri, korkunç hikaye, korkunç öykü, korkunç masal, imkansız öyküler, hokkabaz, sihirbaz, iblis, şeytan, ceset, tiyatro, mezar, mezarlık,