Aşk mı ? Aşksızlık mı ?
Aşk ;
Sonu bilinmezliğe giden her yoldur.
Yıldızların ışıltısı kadar güzel, Ay’ın parıldayan yüzü kadar samimi, Güneşin karanlığa olan düşmanlığına inat saçtığı ışık kadar azimli, Gecenin gündüzü, gündüzün ise geceyi kovalamasi kadar gerçekçi, günlerin ay’lara olan bağlılığı, ay’ların yıl’lara olan sadakati, zamanın maziye bıraktığı anımsanacak an’lar, küçük bir çocuğun ilk gülümsemesi kadar masum, ilkokula gitme telaşındaki duygu, yaşama bağlı ölüme ise hazır, bir kedi’nin yavrusuna gösterdiği şefkat, sonbaharda ağacın sararan yaprağını döküp, ilkbaharda yeşeren yaprağını açması kadar görkemli, muhtaç olduğun su kadar kudretli, ihtiyaç duyduğun yemek kadar gerekli.
Hayal’in gerçekliğe kavuşacağına umut verici sözcükler söylenmesi kadar iyi. Şarkılardan kurtulup içimizdeki çocuğun sesine kulak vermek kadar kararlı. En güzel duyguların şeffaflığı ve Binlerce sözcüğün muamma kaldığı vakittir aşk.
Neden en güzel duygular aşk ile anımsanır ?
Neden aşk’ın derdini gece çeker ?
Neden mesela ?
Aşksızlık ;
Sonu belli kırılgan mektuplar.
En lütufkar sözcükleri bile çaresiz bırakan, sevmek ve sevilmek sözcüklerinin bir araya gelmesini sağlayan, mutluluğun muhtaçlığını giderip, hüznü öldüren, sevgi’nin gücünü kanıtlayan, Yıldızlardan taç güneşten ışık saçan bir elbise yoktan var edebilen, güzel hayaller edinip başka bir dünyaya yolculuk etmeyi sağlayan, İç’remizdeki karanlık odanın aydınlanmasına yardımcı olan, kimsesizliğin kimsesi olabilen, gündüzün mutluluğundan kurtulup kahır çeken geceye omuz verebilen, sevmek duygusunu karşıdaki insana hissetirebilen, en güzel armağanın o olduğunu gösterebilen, en güzel düşünceleri aksettirmeyi sağlayabilen, duygunun onsuz tamamlanamayacağını bilen, onlarca sözcüğü birbiriyle yarıştırabilen kifayesiz sözcüklerden oluşur aşksızlık.
Neden heryer birden karanlık olur ?
Neden gülümsemekten yakınır insan ?
Neden mutluymuş gibi görünürler ?
Aşktan uzak kalmak aşksız kalmak anlamına gelmez, gelemez. Yanındayken elini tuttuğun vardır, Uzağındayken yokluğuna sarıldığın vardır bide…
Okuyucularımızdan Gelenler