Korku Hikayeleri

Korku Hikayesi Hayaletin Laneti 22. Bölüm

Hayaletin Laneti

Hayalet sol elini Alice’in başının üzerine koydu. Sonra sol ayağıyla üç kez sertçe döşemelere vurdu.

Her şey sessizleşti ve Hayalet yüksek sesle bağırdı:

“Beni dinle! Söyleyeceklerimi iyi dinle!”

Yanıt gelmedi, ama şöminedeki ateş tekrar yanar gibi oldu ve hava da artık o kadar soğuk değildi.

“Bu çocuk evimdeyken saçının tek bir teline bile zarar gelmeyecek!” diye emretti Hayalet. “Ama her hareketini izle ve emirlerime uyduğundan emin ol.”

Sözlerini bitirdikten sonra döşemelere üç kez daha vurdu. Yanıt olarak şöminedeki ateş yeniden alevlendi ve mutfak bir anda ısınıverdi.

“Ve şimdi üç kişilik akşam yemeği hazırla!” diye emretti Hayalet. Sonra eliyle işaret etti ve mutfaktan çıkıp onu üst kata kadar takip ettik. Kilitli kütüphane kapısının önünde durdu.

“Burada kaldığın sürece bunun hakkını vereceksin,” diye gürledi Hayalet. “Burada eşi olmayan kitaplar var . İçeri asla giremeyeceksin ama sana her seferinde bir kitap vereceğim ve onu çoğaltabilirsin. Anlaşıldı mı?”

Alice başını salladı.

“İkinci görevin, çırağıma Kemikli Lizzie’nin sana öğrettiği her şeyi öğretmek olacak. Her şeyi diyorum. Öğrettiklerini yazacak. Elbette ki çoğu saçmalıktan ibaret olacaktır , ama bu fark etmez çünkü öyle bile olsa bilgimizi çoğaltacaktır. Bunları yapmaya hazır mısın?”

Alice yine başını salladı, yüzünde çok ciddi bir ifade vardı.

“Tamam, o halde anlaştık,” dedi Hayalet. “Tom’un odasının üstündeki odada, yani evin en tepesindeki odada kalacaksın. Ve şimdi söyleyeceklerim üzerinde iyice düşün. Mutfaktaki öcü senin ne olduğunu ve az kalsın neye dönüşmek üzere olduğunu biliyor . Bu yüzden tek bir yanlış adım dahi atma, çünkü her yaptığını izliyor olacaktır . Ve en çok isteyeceği şey de…”

Hayalet derin derin iç geçirdi. “Bunu düşünmek bile istemiyorum,” dedi. “Bu yüzden ona bu şansı verme. Dediklerimi yapacak mısın kız? Güvenilir misin?”

Alice başını salladı ve yüzünde kocaman bir gülücük oluştu.

***

Hayalet akşam yemeğinde alışılmadık bir şekilde çok sessizdi. Fırtına öncesi sessizlik gibiydi bu. Hiç kimse çok konuşmadı, ama Alice’in gözleri her yerdeydi ve sürekli olarak cayır cayır yanarak odayı ısıtan içi kütük dolu şömineye bakıyordu.

Hayalet en sonunda tabağını itip iç geçirdi. “Pekâlâ kızım,” dedi, “hadi yatağa. Benim şu delikanlıyla konuşmam gereken birkaç şey var.”

Alice gidince Hayalet sandalyesini arkaya ittirip kalkarak ateşe doğru yürüdü. Eğilip ellerini ısıttıktan sonra bana döndü. “Pekâlâ evlat,” diye gürledi, “anlat bakalım! Meg’i nereden öğrendin?”

“Günlüklerinizden birinde okudum,” dedim süklüm püklüm bir şekilde başımı eğerek.

“Ben de böyle düşünmüştüm. Seni bu konuda uyarmamış mıydım? Bana yine itaat etmedin! Kütüphanemde henüz okumaman gereken şeyler var ,” dedi Hayalet sertçe. “Henüz hazır olmadığın şeyler . Okumaya hazır olduğun şeylere ben karar veririm. Anlaşıldı mı?”

“Evet efendim,” dedim. Aylardan beri ilk kez ona bu şekilde hitap ediyordum. “Ama Meg’i zaten öğrenirdim. Peder Cairns bana ondan bahsetti ve Emily Burns’ü de anlattı, onu kardeşinizden ayırmanızı ve bunun ailenizi ikiye böldüğünü…”

“Senden çok bir şey saklayamam, değil mi evlat?”

Omuz silkerken bunu daha fazla saklamadığım için rahatlamıştım.

“Evet,” dedi masaya geri yürürken, “oldukça uzun bir hayatım oldu ve yaptığım her şeyden gurur duymuyorum, ama her hikâyenin birden fazla yüzü vardır . Hiçbirimiz mükemmel değiliz evlat ve günün birinde öğrenmen gereken her şeyi öğreneceksin, işte o zaman benim hakkımda kararını verebilirsin. Şimdi geçmişi eşelemenin bir anlamı yok, ama Meg’e gelince, Anglezarke’a gittiğimizde onunla tanışacaksın. Bu düşündüğünden daha çabuk olacak; çünkü havaya bağlı olarak, bir ay kadar sonra kışlık evime gitmek üzere yola çıkmamız gerekecek. Peder Cairns başka neler söyledi peki?”

“Ruhunuzu şeytana sattığınızı söyledi…”

Hayalet gülümsedi. “Rahipler ne bilir ki? Hayır evlat, ruhum hâlâ bana ait. Onu elimde tutmak için uzun, çok uzun yıllar boyunca savaştım ve her şeye karşın hâlâ bana ait. Şeytana gelince, ben her zaman kötülüğün içimizde olmasının daha muhtemel olduğunu düşündüm, yakılmayı bekleyen bir çıra gibi. Ama yakın zamanda tüm bu karşılaştıklarımızın arkasında bir şey olup olmadığını düşünmeye başladım, karanlığın derinliklerinde saklanan bir şey. Karanlık güçlendikçe güçlenen bir şey. Rahiplerin şeytan olarak adlandırabileceği bir şey…”

Önceki sayfa 1 2 3Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu