Hikaye Oku: “Otobandaki Cin”
Fedestel 1390 yaşında, Afrika kökenli yaşlı bir Müslüman cindi. Ankara-İstanbul otobanının İzmit mevkiinde karanlık ve büyük tarlanın en yaşlı ağacının kovuğunda yaşamını sürdürüyordu. Henüz iki yaşındayken azgın ifrit kabilesi Afrika’daki köylerine saldırı düzenlemiş, ailesi yok edilmiş ama Fedestel bilgin dedesi tarafından hızlı bir sihirle buraya gönderilerek saldırıdan canı kurtarılmıştı. Ne anası vardı ne babası. Bir başına asırları burada devirdi. Nice savaşlar gördü, nice iklim şartlarına tanık oldu. Nice tükenen hayvan neslini hayretle izledi. hikaye
Gece karanlığında uçmayı çok seviyordu. Bulunduğu ağacın altındaki büyük oyukta kendine oda açmıştı. Sıcak, kuru ve hafif ışıklı bir yerdi burası. Canlıların girmesine müsaade etmiyordu. Bir böcek, bir köstebek, bir yılan buraya asla giremezdi. Girişlerde tılsım vardı. Müslüman cin gece vakitlerinde uçarak gezmeye çıkardı. Yaşlı ve yardıma muhtaç insanlara yardım, ederdi. Fakiri fukarayı gözetirdi. Avlanan fakir balıkçıların ağına iri balıkları takar evlerine boş göndermezdi. Bir çok kez Sapanca gölünün merkezine inmiş avlanması uygun büyük balıkları ağlara sarmıştı. korku
Fedestel diğer Müslüman cinlerden farklıydı. Bazen yatsı namazlarını cemaatle kılmak için insan suretinde camilere girerdi. Cemaatin arasında kaybolur giderdi. Çok güzel de sesi vardı. Rahmetli dedesi hafızdı. Yaşlı bilgin dede ölmeden önce tam iki yıl boyunca Fedestele dualar etti. Onun ilmine yardımcı olmak için ağlayarak mücadele verdi. İfritlere uymasın diye Allaha yalvarırdı. öykü
Fedestel bölgedeki diğer Müslüman cinlerle pek haşır neşir olmazdı. Kimseyle arkadaşlık etmez yardımsever olmayı tercih ederdi. Gece olduğunda karanlık denizlerin üzerinde uçmayı severdi. Süzüle süzüle denizlerden tepelere çıkardı. Gündüzleri yuvasında oturur gerekmedikçe dışarı çıkmazdı. Maden arayan avanakları hiç sevmezdi. Yuvasının civarında boşa kürek sallayan nice madenciyi kovaladı. öykü
Deprem sonucu ortaya çıkan kırık yeryüzü kayalarına gider, çeşitli renklerde taşlara bakar, ışık tılsımıyla iç yapısını incelerdi. Akşam olduğunda bambaşka bir ruh hali olurdu. Uzun uçuşlarda bulurdu kendini. Kovuktan çıktığı gibi otobanı uzunlamasına geçer, gölün etrafında hızla daire çizer, kuzey istikametinden karadenize kadar yol alırdı. İzmit sınırlarında gece uçuşu yaparken yanan ışıklara dik dik bakardı. Sanki onun karşılama lambalarıydı yanan ışıklar. Uçuşunu tamamladığında insan suretinde yeryüzüne iner şehrin işlek caddelerinde yürüyüş yapardı. Dikkat çekmeyen bir sureti tercih ederdi. İlmi sayesinde yardımlar yapardı insanoğluna. öykü
Fedestel asırları deviren hayatını iyilikler kadar intikamlar da alarak sürdürüyordu. Bir çok mazlumun ahını dehşet verici biçimde aldığı oldu. Rüyalara dadanır, karabasan, ağırbasan, kabus ahalisi olur insanlara kötülük edenleri affetmezdi. İzmitin köyünde arıcılık yapan yaşlı adamın kovanlarına ayılar dadanmıştı. Yaşlı adam çaresizce bekliyordu. Haberi alan Fedestel ayıları gece karanlığında oradan alıp uludağın eteklerinde bir yere bıraktı. Hikaye
Dağ zirveleri ona çekici geliyordu. İhtişamlı zirveler insanoğlu tarafından sürekli ziyaret ediliyordu. Cinlerin yaşam algısı insanlardan çok farklıydı. Onların yiyecek, para, seyahat derdi olmadığı için dünya telaşına kapılmak zorunda değillerdi. İstediği yere hızla gidiyor hızla dönüyordu Fedestel. İnsan suretine girdiğinde orta yaşlı bir adamın tipinde oluyordu. Çarşıda gezmeyi çok seviyordu. Güneşli ve lodoslu günlerde sık sık İstanbula gidiyor sahildeki kahvaltı dükkanlarında yerini alıyordu. Korku Hikaye
Yaşam amacı iyilik üzerine programlanmış bu Müslüman cin asırlardır dünyanın kaç türlü evresine şahit olmuştu. Bugün nesli tükenen hayvanları ölümden kurtarmış yahut avlamış, savaşlarda yaralılara yardım etmiş, evinin etrafında maden arayanlara da gününü göstermişti. Arılarını ayılardan koruduğu yaşlı ve fakir adama yerin merkezine inerek altın madeni çıkaran, ateşle şekil verip yastığının altına koyan yine kendisiydi. öykü
Cinlerden bazısı insanlara hediyeler verirdi. Fedestelin en belirgin özelliği altın dağıtmaktı. Hediye vermeyi sevdiği kadar maden arayan insanları da delirtmekten büyük zevk alıyordu. Sağda solda sorumsuzca maden arayan ayak takımı onun hışmına uğramadan kazıdan dönmüyordu. Nice babayiğitleri kayalara sıkıştırmış nicesinin beynine şuan dünyada eşi benzeri formüle edilemeyen gazları enjekte ederek delirtmişti. Hırsını böylece çıkarıyor tıbbın çaresiz kaldığı hastalıkların ardında rolünü oynuyordu. hikaye
Fedestel o yaşlı ağacın kovuğunda, yerin yaklaşık yüzyetmiş metre altında kendi imarı olan yuvasında yaşamaya devam ediyordu. İzmit şehrini doğduğu topraklardan daha çok sevmişti. O karanlık ve uzun tarla ona mesken olmuştu. Hikaye
hikaye, hikaye oku, öykü, öykü oku, masal, masal oku, komik hikayeler, düşündüren hikayeler, ilginç hikayeler, Sinan Korkmaz Hikayeleri, kısa hikayeler, korku hikayeleri,