Aşk HikayeleriSizden Gelenler

Sevgili Dört Senem

Aşk Hikayeleri

Sevgili Dört Senem

Merhaba, bu yazıyı bir sitem, özlem, haykırış gibi anlayabilirsiniz ama tamamen gerçek duygularımdan ibarettir. Canım sevdiğim, seni o kadar çok özledim ki,  kelimelerle anlatamayacak kadar fazla seviyorum seni. Bunu en iyi sen biliyorsun. İlk tanışmamızı hatırlasana ve sonra olanları. İkimizde aynı sınıftaydık, okulun ilk günü. Tabi heyecanlıyızda. Elini uzatmıştın, kısık sesle, “merhaba,” demiştin, bende sana karşılık vermiştim.

İlk senemizde daha çok arkadaş gibiydik ama ikinci seneye yaklaşınca işler değişti, birbirimizden hoşlanıyorduk, bunu henüz belli edememiştik, kabullenemedik de diyebilirim. Sahilde geçirdiğimiz o ilk buluşmayı hatırlasana,o kadar rüzgar vardı ki sana tutunarak yürümüştüm, karşımızdaki amca, “böyle aşklar kaldı mı” demişti, ben utanınca kıpkırmızı olmuştum. Sen de bana sarılıp, “benimle çıkar mısın?” demiştin. O an hava o kadar soğuktu ve utanmıştım ki cevap verememiştim. “Sınıfa gidelim” demiştim, yol boyunca saçlarımı koklayarak yürüdün, bu beni çok mutlu etmişti. Birinin beni bu kadar sevebileceğini düşünmezdim. Günler çok çabuk geçiyordu, senle zaman durmadı hiç, su gibiydi senin yanındayken.

İlk sevgililer günümüzü hatırla, hiç bir şey konuşamamıştık, sen bana çiçek almıştın, biliyor musun o hala duruyor kıyamadım atmaya. Sonra ilk yılbaşı çekilişini hatırla, hani sınıfça yapılan. Ben sana çıkmıştım. E harfli bileklik almıştın ve oda hala duruyor, senden sonra bir daha bileğimden çıkaramadım sevdiğim. Günler çok hızlı geçmişti ve biz lise 3 olmuştuk birbirimizi hala ilk günkü gibi seviyorduk.

Hatırlıyor musun okulun ikinci haftası ben uyuyakalmıştım, sen de kapıyı çalmışsın ama annem açtı, onunla da öyle tanışmıştınız, diyecek bir şey bulamamıştın, sonra ben uyanıp yanınıza gelmiştim, o gün o kadar utanmıştık ki anlatamam. O günden sonra ailelerimizi de tanıştırmıştık artık.

Bir de saçlarımı yaptığın günü unutamıyorum. Sevdiğim bunları yazarken, gözlerim doluyor ne güzel şeyler yaşamışız.

Lise 3 de böyle onunla beraber çok çabuk geçmişti, artık sona gelmiştik. Lise 4 mezun olacaktık bu sene. İkimiz de aynı bölümü seçip aynı üniversiteleri kazandık. Ben o kadar mutluydum ki içim içime sığmıyordu. Okulların kapanmasına son 3 gün kala ona bir şeyler olmuştu sanki, ailesine gittiğimde yüzleri eskisi kadar sevecen değildi, benden bir şey sakladıklarını biliyordum. Buna adım kadar emindim. 3. günün sonunda mezun oluyorduk, kıyafetlerimizi beraber seçmiştik, kötü bir şeyler olduğunun farkındaydım ama belli etmiyordum, anlamaya çalışıyordum.

Mezun olacağımız günün sabahı beni evden kuaföre bırakmak için aldı, oda berbere gitti, “her zaman buluştuğumuz parka gel” dedi, sözleştik ve ayrıldık dört saat sonra buluştuk sonra balo salonuna gittik. Bizim şarkımız çalıyordu, “dans edelim,” dedi. Dansa kalktık, şarkının bitimine doğru sap sarı oldu ve bir kaç saniye sonra önüme yığılıverdi. O an yaşadığımız duygu gerçekten çok kötüydü, hiç bir şeye hiç bir tepki veremiyordum o ölmüştü.

Cenazesinde zorla ayakta duruyordum, herkes mezarının başından ayrıldıktan sonra, ben kaldım. Mezarının başında, siyah bir hediye paketi duruyordu, ona tüm anılarımızı doldurmuş. açamadım. Hala şoktaydım, kendimi rüyada gibi hissediyordum, arkadan bir ses beni bu rüyadan uyandırana kadar, “hadi kızım gidiyoruz.” Hiç bir şey konuşamamıştım, dilim tutulmuştu, yavaşça kalkıp siyah kutuyu alıp eve gittim ve göz göze olduğumuzu hissettim, “HOŞÇA KAL SEVDİĞİM.”

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Başın sağolsun kardeşim. Aynı hikayeyi bende yaşadım herşey tıpa tıp aynı . Bizde liseyi birlikte bitirdik ve onu kaybettik. Denizde boğuldu.
    Hayatım nasıl geçti şuan 41 yaşındayım evliyim birde oğlum var . Onu hiç unutmadım ama hayatıma devam ettim yarım yamalakda olsa .
    Onun cennettte olduğunu düşünerek mutlu olduğuna inanarak kendimi avuttum yıllarca.

    Elden başka bir şey gelmiyor . Artık diğer alemde kavuşmayı ümit ediyorum.

  2. Okurken çok ağladım. Kim yaşadıysa bunları Allah sabır versin. eğer gerçek bir hikaye olmasaydı bu kadar derinden etkilemezdi eminim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu