Benim Hikayem; “Hoşça Kal Rüzgârgülüm”
Bir düş gibi başlamıştı meslek hayatım. Bazen bir coşku içinde buldum kendimi bazen karamsarlıklar bırakmıyordu yakamı. Aşk gibi bir şeydi “ havacılık ”. Tarifsiz bir tutku, ben de bunu doya doya yaşayanlardan biriydim. Uçağını uçuşa hazırlamak ve bir babanın evladını bekler gibi uçağının dönüşünü beklemek anlatılmaz yaşanır türünden bir şey olsa gerek.
Hava kuvvetlerinde geçen hareketli günlerimden sonra yıllar süren çalışma hayatıma bir nokta koyarak emekliliğime karar vermiştim. Kendimi yorgun savaşçılara benzetiyordum. Kolay değil 26 yılımı geride bırakmıştım.
Artık köşeme çekilerek zamanımı resim çalışmalarına vermek, şiir ve hikayeler yazarak kalan günlerimi geçirme hayalleri içerisindeydim. Hayallerimi öldürmemeliydim çünkü hayat devam ediyordu.
O gün son mesaimi bitirmek üzereydim. Veda zamanı gelmişti ama kolay değildi hoşça kalın diyebilmek bunca yaşanmışlıklardan sonra zordu. Bir duygu sağanağı yaşadığım her halimden belliydi.
Oturduğum masadan pist başındaki rüzgârgülünü görebiliyordum. Her zaman olduğu gibi havayı incitmeden süzüyordu. Hüzünlendim birden. Benim en kadim dostum rüzgârgülüydü. Yıllarım onu takip etmekle geçmişti. Havacılıkta uçuş ekibinin rotasını o belirlerdi onun süzüldüğü yere göre uçaklar kalkış ve inişlerini yaparlardı. Bizde ekip olarak kalkış yapan uçaklarımızın son kontrollerini yaparak uçuşa gönderirdik. Gözlerim rüzgârgülüne takılmıştı. İlk veda mı ona yaptığımı yaşaran gözlerimden dökülen damlaların masanın üzerine düşmesinden anlamıştım.
Merhaba rüzgârgülüm bu gün bir başkasın hüzünlü, rengin solmuş için boş gibi, gönül sararmış hicran var yüzün gibi. Üzülme unutmam mümkün mü seni. Öyle çok şeyler yaşadık ki seninle, en iyi dost arkadaştın. Mutlulukları kederleri bizimle paylaştın. Birileri için bir şey ifade etmeye bilirsin belki. Onlar bilmez yağmuru yaşı sisi soğuğu. Gün oldu karanlıkta aradım seni, gündüzleri en yakınımdın. Sabah sortisi, gece uçuşu hep sen çizdin rotamızı.
Yeşil bir köşedir içimdeki yerin, en tatlı emelsin yüreğimde tüten, ne güzel rengin yüzün ipekten.
Her yolun var bir sonu, ayrılıksa en zoru. Karlar yağdı saçlarıma kolay mı? Koca yıllar kaldı ardımda. Bu mukaddes ocaktan kimler geldi kimler geçti.
Rüzgârgülüm son şans noktanda hep mutlu ol. Yılanların çıyanların cirit attığı pist başını yaşanır bir bahçeye bizler çevirmiştik. Her kare çimeninde bütün gün bizlere gülümseyen çiçeklerinde onca emeğimi göz ardı etme. Yediveren güller tüm yeşillikler sana emanet. Salkım tut ağaçlarıma göz kırpmayı unutma… Kalbim sizler için çarpacak kazasız belasız ölümsüz nice uçuşlar göresin. Rengin hiç solmasın bulutlar boz bulanık olsa da düşlerin masmavi mutluluk anıtı gibi parlak kalasın.
Eğer bir gün geçersem 1 Ana Jet Üs önünden, ana pistte inci gibi sıralanmış barış ve huzura havalanmak için sabırsızlanan koca kartallarımı bulacağıma yürekten inanıyorum.
Hoşça Kal Rüzgârgülüm.
Bu Mutluluğumu sizlerle paylaşmaktan büyük bir onur duyduğumu bilmenizi istedim.