Alper Murat Kirpik Kısa Hikayeler

Çok Güzel Bir Senaryo “NESİBE İLE ZAHİR”

Çok Güzel Bir Senaryo

Çok Güzel Bir Senaryo “NESİBE İLE ZAHİR”

Okumadan Geçmeyin

SAHNE 1- İÇ/GÜN- HASTANE

NESİBE sedye üzerinde ağlıyordur. Ekranın köşesinde ERZURUM yazar. Babası yanında elini tutuyordur.

YUSUF – Tamam kızım geçti. Şimdi doktor amcan sana bir iğne yapacak rahatlayacaksın.

ZEYNEP yanlarına gelir.

ZEYNEP – NURGÜL aradı çocuklar durmuyor ne yapayım diyor.
YUSUF – Boşver onu sen. İki dakika beklesene bir doktoru bulup geleyim.
ZEYNEP – Hayır yani durmuyorsa ne yapabilirim ben buradan. (İç çekip, kızın yanına oturur.) Kızım biraz daha dayan doktoru bak getiriyor baban.
NESİBE –Anneciğim bacağım çok ağrıyor.
ZEYNEP – Biliyorum kızım biliyorum. Biraz daha dayan

SAHNE 2- İÇ/GÜN- HASTANE

YUSUF doktoru hemşire ile konuşurken görür.

YUSUF – Doktor bey selamünaleyküm. Kızımı yine getirdim bir iğne… (Doktor lafını keser.)
DOKTOR – Valla YUNUS bey.
YUSUF – YUSUF efendim.
DOKTOR – Yusuf bey yani bu kızın takibini ben yapıyorum zaten biliyorsun.
YUSUF – Evet efendim.
DOKTOR – Hani yapabileceklerimizin hepsini yaptık. Size durumu daha önce uzun uzadıya da anlattım. Hani elimizden gelen budur. Başka hastanelerde deneyin. Bak İstiyorsan Bursa Devlet hastanesine sevkini yaptırayım. Bu konuda çok iyi hekimler var orada. Hocalarıma yönlendirebilirim seni.
YUSUF – Yani yakın illerde yok mudur efendim?
DOKTOR – Diyarbakır’da ve Ankara’da iyidir ama benim bu hoca iyidir kefilim git hallolur diyebileceğim biri yok. Bu konuda baya iyiler Bursa’da. Sen düşün taşın haber ver bana.
YUSUF – Peki efendim yarın bildireyim size.
DOKTOR – Yarın olmaz yarın izinliyim ben. Pazartesi gel.
YUSUF –Pazartesi geleceğim inşallah. Bir de şu an iğne yapabilir misiniz diyecektim?
DOKTOR – Tamam tamam, (Hemşireye dönerek) Hemşire hanım bi Arveles yap beyfendinin kızına.

SAHNE 3- İÇ/GÜN- EV

NESİBE uyanmıştır, sabah ezanı sesi gelmektedir. Kamera pencereyi, Masanın üstündeki suyu, duvar halısını çeker.

NESİBE kalkar, banyoya gider ve abdest alır. Namazda selam verir. Kapıdan babası YUSUF girer.

YUSUF – Erkencisin pamuk şeker. Bak yine yetişemedim sana.
NESİBE – Bu senin için çok erken bir saat baba. Senin uyanman öğle ezanını bulur normalde. (Der ve güler.)
YUSUF – Bak ya cimcimeye.

Babası kapını yanında bulunan ayıcığı NESİBE’ye atar ve gülerek sarılır.

SAHNE 4- İÇ/GÜN- EV

Kahvaltı masası hazırdır. Annesi ZEYNEP menemen yapıyordur. Babası içeri girer.

YUSUF – Pamuk şekerin sapları nerde?
ZEYNEP – Oğlanlar mı? (Gülerek)
YUSUF – Tabii onlar ne olacaktı.
NESİBE – Ya baba öyle deme korumalarıma.
ZEYNEP – Aşağı indiler top oynuyorlar.
YUSUF – Kimden izin aldılar?
ZEYNEP – Tuvalete girerken dinlemeden tamam tamam dedin ya.
NESİBE –Dinlemiştir benim babam, onlar anlatamamıştır.
ZEYNEP –Hadi oradan yağcıların kralı. (Menemenin altını kapatır.) Hadi çok konuşmayın da kahvaltıya gelin.
YUSUF – Ekmek var mı?
ZEYNEP – ALİ alacaktı da alma dedim, dünden bir sürü arttı. İsraf olmasın.
YUSUF – İyi etmişsin.

SAHNE 5- İÇ/GECE- EV

NESİBE elinde kalemi ile günlüğünü yazıyordur. İç ses ile yazılar söylenir, görüntüde sadece yazma vardır.

NESİBE – Günlüklerin en güzeli, yarın tam 11 yaşına basacağım. Herkes soruyor ne hissediyorsun diye. Hatta ŞENGÜL teyzem “Kız azıcıkta mı heyecanın yok ben bu yaşa geldim her doğum günü içim kıpır kıpır olur” diyor. Bence çok garip biri Şengül teyzem. He bir de hala dua ediyorum. Hala kabul olmadı ama. Ben çok bir şey istemiyorum ki sadece herkes gibi düzgün yürümek istiyorum, ağrı çekmeyeyim istiyorum. Beni en iyi sen tanırsın günlükçüğüm, sabahları mutlu olduğumu da gecelerimin hiç geçmediğini de bilirsin. Öyle işte. Hadi ben yattım, daha babamdan önce kalkıp sabahı kılacağım. Hala benden önce kalkamıyor. Hep ben kazanıyorum. İyi geceler.

NESİBE defteri kapatır yastığının altına koyar. Lambayı kapatıp koşarak yatağa yatar.

SAHNE 6- İÇ/GÜN- EV

Babası gömleğinin düğmesini ilikleyerek salona girer.

YUSUF – Bursa’ya gidiyoruz.
ZEYNEP – Var mıymış iyi doktorlar, iyice sordun mu?
YUSUF – Herkes diyor Bursa’da hallederler. Büyükşehir derman olur diyor.
ALİ – Baba şimdi gitmeyelim bisikleti YUSUF’a verdik bir saatliğine.
SALİH – Niye söylüyon, hemen gitmeyiz ki karpuz beyinli.
ALİ – Sensin karpuz beyinli.
SALİH – Benim en azından…
ZEYNEP – Hemen odanıza geçin, geliyorum şimdi ben. Göstereceğim karpuzu bisikleti size.
SALİH – Ya anne.
ZEYNEP – Geç dedim.
SALİH – Seni döveceğim. (Ali’ye bakarak)
ALİ – Sen verdin bisikleti, ne yalan mı?

ZEYNEP arkalarından terlik fırlatır.

YUSUF – Ben şimdi bu nakliye işini filan ayarlayayım. Oradan bir tane ev bulmuş bizim amcaoğlu kiralık.
ZEYNEP – Ne kadar diyor?
YUSUF – 850 lira.
ZEYNEP susar derin bir nefes çeker.
ZEYNEP – Ben yavaştan toplayayım.
YUSUF – Dışardan bir şey lazım mı?
ZEYNEP –Koli bandı alsana. Birde kutu sor bakkallara.

NESİBE odaya doğru giderken YUSUF seslenir.

YUSUF – Peki pamuk şekerin bir isteği var mı çarşıdan?
NESİBE – Teşekkürler baba.

NESİBE zorla gülümser. Odasına gider. Günlüğü açar. Gözleri dolar yazamaz geri kapatır. Eliyle ağzını kapatır. Sessizce ağlar. Kamera gözyaşının deftere düşmesini çeker.

SAHNE 7- DIŞ/GÜN- OTOBÜS

NESİBE otobüse binerken annesi yardım eder.

ZEYNEP – Kız baban nereye gitti?
NESİBE – Lavaboya gitti herhalde.
ZEYNEP – Kız bu adam tuvaletteyken otobüs kalkmayaydı? (Eğilir bakar ve geldiğini görür) Heh geliyor.
NESİBE – Ben ne yapacağım anne Bursa’da?
ZEYNEP – Burada ne yapıyorsan onu kızım, şimdi onu bunu boş ver sen. Çok uzun yolumuz var.
NESİBE – Tortum’dan da mı uzun sürer.
ZEYNEP – Çok çok uzun kızım. Bacağın nasıl, ağrı var mı?
NESİBE –Hafif var, iyiyim.

YUSUF gelir ve ayakta koltuklardan tutunarak konuşur.

YUSUF – Bak koltuklara bulaştırma pamuk şekerliliğini bize kızmasın muavin amca.

NESİBE gülümser. Kamera NESİBE’nin gözlerine yaklaşır. NESİBE’ konuşur. Yeni sahne aynı göz açısından devam eder. Sahne 8’in devamı gibi gözükür.

SAHNE 8- DIŞ/GÜN- OKUL

NESİBE – Kızmadı.
OĞUZ – Demek kızmadı he. Babanla iletişimin güzelmiş ama.
NESİBE – Aramızda kalsın hocam ama en çok beni sever çocukları arasında. (Fısıldayarak)
OĞUZ – En çok sen çalışkan olduğun için olabilir mi?
NESİBE – Diğerleri de iyidir hocam.
OĞUZ – E peki öyle olsun. Peki ne kadar oldu buraya taşınalı siz?
NESİBE – Altı yıl oldu öğretmenim. Tedavi için gelmişler de… (Birden üzülür)

OĞUZ masanın üstünden bir kalem alır.

OĞUZ – Öyle deme eskiye nazaran daha iyisin bak, yaramış sana Bursa. (Burnunu siler) Demek altı yıl oldu. Sen artık Bursalı sayılırsın zaten.
NESİBE – Sayılabilirim galiba.
OĞUZ – Bu haftayı da bitirdik. İyi gidiyorsun aferin. Bence iyi yerlere geleceksin NESİBE.
NESİBE – Sayenizde hocam. Sizin gibi bir öğretmenim olduğu için Allah’a çok şükür ediyorum.
OĞUZ – Faydalı olabildiysek ne mutlu. Sende her anlamda gelişme görüyorum. Ben bugün varım yarın yokum. Her sıkıştığında aç ellerini. Anlat gönlünden, hep duyar O. Duyacaktırda Mevla. Beni de duana sıkıştırırsan fena olmaz.
NESİBE – Hep size de dua ediyorum hocam.
OĞUZ – Allah razı olsun kızım.

OĞUZ eşyalarını toplayıp çantaya koyarken birden NESİBE sorar.

NESİBE – Hocam ben her gece yatmadan dua ediyorum. Yarın sabah yürüyebileyim diye her sabah kalkıyorum bakıyorum aynı. Bana ne zaman deva olacak Allah? Ne zaman mutlu yatacağım ben?

OĞUZ – Kızım bu dünya geçici, diğer dünyada herkes aynı olacak. Sen sadece Allah’ı tespih et ve iki dünya içinde elinden geleni yap.

O sırada kapı çalar ve açılır YUSUF gelmiştir.

YUSUF – Hocam kusura bakmayın bölüyorum ama bugün annesini doktora götüreceğim alacak kimse yok, izninizle alabilir miyim?
OĞUZ – Pamuk şekerimizi bizden alıyorsunuz yani.
YUSUF –(NESİBE’ye bakarak) Kız bunu da mı söyledin? (der ve biraz utanır)
OĞUZ – Hadi size kolay gelsin. Bu arada sınavda birinci olacak potansiyeli var NESİBE’nin. Sıkı çalışıyor, hafta sonu biraz dinlensin. Hafta sonu ödev olsun NESİBE’ye biraz dışarı çıksın. Bana pazartesi onu anlatsın ilk ders.
YUSUF – Ben diyomda kendi çekiniyor hocam. Kızım çık dışarı annenle ya da tek yol boyu yap komşu kızlarıyla konuş et diyom. Dinlemiyor beni pamuk şeker. Aman NESİBE.
NESİBE – Sanki millette benle konuşmak için…

OĞUZ Lafı birden keser.

OĞUZ – Ben bilmem, ödevini verdim ben, pazartesi mutlaka ödevler yapılmış bir şekilde bekliyorum.
NESİBE – Peki hocam.

NESİBE ve YUSUF çıkarlar. Kamera OĞUZ’un arkasından kapının kapanışını çeker. Kapıyı kapattıklarında sahne değişir.

SAHNE 9 DIŞ/GÜN- SOKAK

ZEYNEP – Telefonunu aldın mı yanına?
NESİBE – Aldım aldım.
ZEYNEP – Şarjın var değil mi, aklımızı sende koyma.
NESİBE – Yüzde 78 var yeter.
ZEYNEP – Hadi Allah’a emanet. SALİH efendi de gelsin mi yanında?
NESİBE – Çok sürmez zaten bir hava alayım diyorum sadece.
ZEYNEP – Eee tamam gelirken ekmek al 5 tane. Halk ekmekten al diğerleri pahalı oluyor.
NESİBE – Tamam anne, hadi görüşürüz.

Kamera NESİBE’nin dolaşma sahnelerini alır. Kimseyle konuşmaz, 5-6 farklı zamanda gidişi çekilir.. En son halk ekmek büfesinin önünde durur.

NESİBE – Kolay gelsin, beş tane ekmek alabilir miyim?
ZAHİR – Ekmek gelmek üzere isterseniz şöyle oturun bekleyin.

ZAHİR dışarıya sandalye koyar. NESİBE başıyla reddeder.

ZAHİR – Bir şey içer misiniz?
NESİBE –Teşekkürler.

ZAHİR sağı solu düzenliyormuş gibi yapar bir yandan da NESİBE’ye bakar.

ZAHİR –Bizde yeni açtık burayı
NESİBE – Hayırlı olsun.
ZAHİR – O yüzden ikramda ediyoruz gelen müşterilere. Küçük çaplı bir açılış yani.
NESİBE –Çayla pek aram yok. Kahveye hayır demem ama.
ZAHİR – Dibek var içersen?
NESİBE –Uzun sürer mi ekmeğin gelmesi?
ZAHİR –Kahvenin gelmesi kısa sürer. Yapayım mı birer tane?

NESİBE utanarak başıyla onaylar. ZAHİR hemen kahvenin suyunu koyar.

ZAHİR – Buralarda mı oturuyorsunuz?
NESİBE – Üç-dört sokak aşağıda.
ZAHİR – Her zaman beklerim, ben hep buradayım. Pek arkadaşım yok.
NESİBE – Benimde arkadaşım çok diyemem
ZAHİR – İsmim Zahir bu arada.
NESİBE – Benimki de NESİBE.
ZAHİR – Memnun oldum. Sınava mı hazırlanıyorsun?
NESİBE – Nerden anladın?
ZAHİR – Öyle şansımı denedim. Tuttu.
NESİBE – Çok çalıştığımdan gözlerimdeki soruları mı gördü acaba dedim kendi kendime.
ZAHİR – Köpüklü yapıyorum. (O sırada kahvenin köpüklerini bardağa alır)
NESİBE – Köpüksüz kahve olmazda. Baya iyi görünüyor, eline sağlık.
ZAHİR – Afiyet olsun. Bizde iki sokak yukarıda oturuyoruz. Bende sınava hazırlanıyorum. Daha doğrusu iki senedir hazırlanıyorum. Tıp gelene kadar gireceğim.
NESİBE – Vay be Tıp güzel hedef. İnşallah istediğimiz yerlere gideriz ikimizde.

Ekmek arabası gelir ZAHİR topallayarak ekmek arabasına gider. NESİBE birden şaşkın bir biçimde bakar. ZAHİR ekmekleri alır. 5 tanesini de poşetleyip ayırır.

ZAHİR – Vallahi ekmekler hala sıcak.
NESİBE – Desene bizim canavarlar çoğunu yiyecek.
ZAHİR – Kardeşlerin mi?
NESİBE – Evet ikiz erkek kardeşlerim var. Bir de minik balımız var.
ZAHİR – En küçüğü kız galiba.
NESİBE – Dünya tatlısı ya. (o sırada boş kahveyi kenara koyar.) Ben kalkayım artık. Elinize sağlık. Yine görüşürüz inşallah.
ZAHİR – İnşallah, Bu arada NESİBE ne demek, anlamı ne yani? Aklıma takıldı gitmeden sorayım.
NESİBE – NESİBE, soyu temiz anlamına geliyor. Sizin de isminiz garip biraz. Yani garip değil de farklı. Pek kimsede yok benimki gibi.
ZAHİR – Ben doğduğumda bacağımda engel ile doğmuşum. Babamda Zahir ismindeki sahabeye hitaben böyle bir isim koymuş. Engelli bir sahabe, çok ilginç değil mi? Hatta peygamberimiz o sahabe için demiş ki: Zahir bizim çölümüzdür.
NESİBE – (Lafını keser) Biz de onun şehriyiz.

NESİBE utanır ve gözlerini ZAHİR’ den kaçırır. ZAHİR’de birden heyecanlanır.

NESİBE – Neyse ben gideyim geç oldu.

Der ve hızlı bir biçimde gider. Kamera ZAHİR’i çeker. Arkasından bağırır.

ZAHİR – Yine gel olur mu?

SAHNE 10 İÇ/GECE- EV

Sahne NESİBE’nin etrafında kameranın dönmesi ile başlar. NESİBE’nin günlüğüne yazdığı şeyler NESİBE’nin iç sesinden söylenir.

NESİBE – Günlüklerin en güzeli, bugün dileklerimi yazmak istiyorum sana. Biliyorsun ki bu sene okul bitiyor, inşallah sınavda iyi puan alırım. Sonrada sınıf öğretmeni olurum belki. Okul birincisi olmak istiyorum hatta. Aileme yardım etmek istiyorum. Kardeşlerimi okutmak istiyorum. Herkese yardım edeceğim ben. OĞUZ hocanın inşallah isteklerinin hepsi olur. Çok iyi bir insan OĞUZ hoca.

Biliyor musun günlükçüğüm her gece Allah’a dua ediyorum beni iyileştirsin diye. Allah büyüktür, insanlara yardım eder diyorum. Para için dua etmiyorum pek. Benim için mal mülk önemli değil cennette mal mülk yok ki. Evleneceğim kişiyi de düşünüyorum bazen. Kalbine bakmak istiyorum ilerdeki eşimin bir tek. Ekmek satsa da başka bir şey yapsa da önemli olan kalbi. Birde Allah’a artık sadece beni iyileştir diye dua etmeyeceğim. İnşallah beraber iyileşiriz. Neyse ben yatayım daha “Erkencisin pamuk şeker” diyecek babam. Şeyyyy… Bu arada günlük. İçim kıpır kıpır. Hadi iyi geceler. Bay bay.

Alper Murat KİRPİK – Acayip Rüyalar Mecmuası

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu