Korku Evinde Başka Korku
Merhabalar;
Gerçek yaşanmış olayımı sizinle paylaşmak istiyorum.
Ben daha önceleri bu tür varlıkları merak eden biriydim. Bana hep fazla kurcalama bak bir gün gerçek olur derlerdi, fakat inanmazdım.
Bundan iki sene önce ben motosikletime binip arkadaşlarımın yanına doğru ilerlerken kulağımdaki mp3 kulaklığım aniden cızırtı yapmaya başladı ve tuhaf sesler duydum, ama aldırış etmedim radyo frekansına falan karışmıştır diyerek arkadaşlarımın yanına geldim. Arkadaşlarım “bu akşam korku evine gidiyoruz” dediğinde “harbi mi?” diyerek birden sevindim ama sevincimin içinde o korkunun da olduğunu hissedebiliyordum. Aramızdan biri, “ben gelemem bayılırım falan dışarıda beklerim siz keyfinize bakın,” dedi. Bizde aldırış etmedik üstelemek istemedik. Ne de olsa bizim yüzümüzden başına bir şey gelmesini istemezdik. Korku evinin önüne gittiğimizde birden ürperdim ve bu normal bir ürperiş değildi. Fakat seviyordum korkmayı. Neyse dedim, hadi girelim ve başlayalım. Korku evi üç katlı simsiyah duvarları olan bir yerdi. Girişe önce montlarımızı bıraktık ve konuşmalar ve Kur an sesleri eşliğinde içeriye girdik
– Hoşgeldinizzz!
– Korkmaya hazır mısınız ?
– Buradan sağ çıkmanız için bütün şifreleri çözmeniz gerekir,
Gibi kelimelerle heycanlanmaya başlamıştık. Fazla uzatmak istemiyorum burada bizim haricimizde başkaları da var biliyor musunuz ? diyerek oyuna başlamıştık.
Oyunun ortalarında gayet eğlenceli korku dolu anlar yaşıyorduk. Yaşadığımız bu korku bizi mutlu ediyordu. ama aramızdan iki kişi ciddi anlamda korkmaya başladı ve mecburiyetten dışarı çıkarıldılar. Ben ve yanımdaki arkadaşım oyuna heyecanla devam ettik. Oyun güzel stres attıran üç harfliler oyunuydu. Her şey arkadaşımla oyun gereği ayrılmamızla başladı. Ben girişe kadar ilerleyip yerde yatan cesetlerin ceplerinden anahtar bulmak zorundaydım. Anahtar bulmak için yere serilen 5 cesedin manken olduğu bilgisini aldığım için içim rahattı. Peki mankenler nasıl hareket edebilirdi. Bağımsız mankenlerr!!!
Odaya girdiğimde sönmek üzere olan ışık aniden kapatıldı ve “cesetlerle başbaşasın” denildiğinde güzel zaman geçiriyordum. Korku nedir bilmeyen bir insandım. Elimdeki yanan fenerle cesetlerin ceplerini karıştırırken cesetlerden biri elime sarıldı ve çığlık atmamak elde değildi. Konuşmacı oyuncu birden, “ne oluyor, nasıl yani!!!” diyerek sesini düzeltti arkadaşım, “şimdi sakin ol, yanmıyor lan ışıklar,” diyerek yanındaki iş arkadaşıyla konuşma yapıyordu. “Cenk nerdesin,” telsizden konuşmalar devam ediyor… “Abi geldim yanına, noldu? Taner nerde?” diyerek telsizden “Taneer nerdesin?” dediğini net duyabiliyordum. Taner ise “abi çıkıştayım” diyerek cevap veriyordu. Bunlar hızlı bir şekilde oluşurken bende “lan sen kimsin bıraksana,” desem de ses çıkmıyordu. 1 – 2 dakika geçmeden aklıma dua etmek geldi, nas suresini okudum. Bir anda ışıkların hepsi yandı ve içeriye çalışma ekibi girdi, “gel abi oyun falan yok, gel bitti oyun,” diyerek beni çıkardılar. Kameraları izlemeye başladığımızda, “bir anda, gözlerinin kırmızı olduğunu gösteriyor” diyorladı, fakat ben göremiyordum. Daha sonrasında hep beraber inip odadaki bütün yapmacık cesetlerin kefenini çıkardık. Ama gerçekten de bildiğimiz mağaza raflarındaki mankenlerdi. Allah Allah bu nasıl olur diye düşünürken ses cızırdamaları yine başladı ve tuhaf sesler geliyordu hoparlörlerden. Kim var ki bilgisayarın başında diyerek çevremize baktığımızda bütün ekip yanımızdaydı, kendimizi dışarıya attık. O günden sonra korku evi kapandı ve bir daha asla korku evine gitmedik!
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Kısa yazdım ama ben bir yazar değilim, sadece kısa gerçekleri paylaşmak istedim. Teşekkürler.
Sizden Gelenler – Arel
teşekkür ederim :)
bence çok güzel bir korku hikayesi elinize sağlık :)