Sizden gelen hikayeler bölümünde admin35 rumuzlu yazarımızın yeni hikayesini okuyabilirsiniz. Severek okunan bu korku hikayesinin 1. Bölümünü buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Bir Köy Hikayesi 2. Bölüm
Bana deden benle birlikteydi dedi. Muhtar sana her şeyi anlattı kapıyı açmamalıydın dedi. Bana nereye gittiğini sordular. Sizin odanıza girdi dedim şaşkınlıkla bana baktıktan sonra odaya bakmaya gittiler aman Allah’ım gördüklerim beni şok etmişti oda olabildiğince dağılmış eşyalar kırılmış duvarda anlayamadığımız bir dilde yazılar yazıyordu. Bir kaç tanede sembol vardı. Odaya iyice bakındılar ama kimse yoktu.
Dedemle ninem iyice şaşırmışlardı genellikle kapıyı açan kişi kayboluyordu. Ama bana hiçbir şey olmamıştı.
Telefonumla duvardaki yazıların fotoğrafını çektikten sonra o fotoğrafı köydeki herkese sordum onlarda bu dili hiç görmemişti.
Tek bir kişiye sormamıştım oda muhtardı. Muhtarın yanına gittikten sonra yazının hangi dil olduğunu sordum oda şaşkınlıkla bu yazıyı kimin yazdığını sordu ben olayı sonra anlatırım ne yazıyor dedim. Oda eski bir dil dedi İbranice yazılmış dedi. Ama sözcükler çok anlamsız alakasız sözcükler kelimeleri teker teker anlamını söyledi “ölüm, yeniden doğuş, kıyamet ve korku” yazıyor dedi. Kelimeleri birleştirsek bile anlamlı bir cümle çıkmıyordu. Bu sırada yavaş yavaş karanlık çöküyordu. Muhtar hadi evine git akşam oluyor bana olayı yarın anlatırsın dedi. Evime gittim düşünceli bir şekildi uzandım. Hafif uyumuşum uyandığımda saat 8 i gösteriyordu karanlık çökmüş dedemler erkenden yatmıştı. Beni merak sarmış yerimde duramıyordum bana yapmamam gereken şeyleri yaptırdı merakla, camdan bakıp sonsuz karanlığı seyrettim. Dedemlerin benim uyuduğum odanın penceresi ormanlık ve az ilerisinde de dağlık bir alana bakıyordu. İleride ağaçların oynadığını gördüm hayvan olduğunu düşündüm.
Sonra siyah renkli koyunlar çıktı yaklaşık 40 yada 50 tane koyun vardı ve sonra bir çoban çıktı ben şaşkınlıkla orayı izliyordum, çobanın yüzünü görmeye çalıştım ama hiçbir şey yoktu ayın ışığı yeterince aydınlatıyordu ama çobanın yüzü yok gibiydi çünkü aydınlık
olmayan tek yer onun yüzüydü ve en garip şey saat 6 dan sonra dışarı kimse çıkmıyordu çobanlarda buna dahil.
Ben çobana şaşkınlıkla bakmaya devam ettim sonra çoban bana birden baktı aman Allah’ım çobanın yüzü simsiyahtı ve onla birlikte koyunların tümü de bana baktı korkudan hemen başımı eğdim biraz bekledikten sonra tekrar baktım camın hemen dibinde çobanla yüz yüze geldim. Korkuyla uyandım acaba gördüğüm şeyler rüya mı yoksa gerçek miydi. Bunu bu akşam anlayacaktım odamdan hiç çıkmadan akşamı bekledim ve yine dışarıyı seyrettim ormandan dünkü gibi hayvanlar ve çoban çıktı bu sefer daha görünmeden baktım koyunlar siyah bir duman içinde insanlara dönüştü bu insanlar ayrılıp köyün dört bir yanına dağıldılar. Sanırım kapıyı çalan insanlar bunlardı kapı sesiyle irkildim kapı çalıyordu o kadar sert çalıyordu ki sanki kapı kırılacak gibiydi hemen perdeyi çekip yorganımın altına girdim çok korkmuştum sonra o kişi camın önüne geldi perdeden gölgesi belli oluyordu korkudan ter içerisinde kalmıştım hafiften camı tıklattı 1-2 dk orada bekledi ve gitti.
Sabah uyandığımda bile korku devam ediyordu. Bu olayı birisi durdurmalıydı. Akşama kadar bekledim ve en büyük hatamı yapıp dışarı çıktım çobanın çıktığı yerin ilerisindeki ağaçlara gizlendim acaba nereden geliyordu çığlık sesleri duydum, bu seslerle birlikte hayvanlarla çobanda geliyordu. Hep aynı yerden çıkıyorlardı, bu sefer daha yakına gittim insana dönüştükleri zaman fotoğrafını çektim flaşı açık unutmuşum sonra hepsi birden bana baktı ve ben ormanın derinliklerine doğru koştum. Biraz rahatladım kimse peşimden gelmiyordu. Biraz saklandım ve olduğum yerden koşarak evime gittim fotoğrafa baktım insanların gözlerinin aşırı bir şekilde parlaması dışında her şey normaldi.
Sabah bu fotoğrafı muhtara gösterdim muhtar sen ne yaptın dedi senide alabilirlerdi. Sonra şaşkın bir şekilde fotoğraftaki insanların kaybolan insanlar olduğunu söyledi ama çobanın yüzünü anlayamadım karanlık çıkmış dedi. O anda akıma bir şey geldi. Çoban dışında ve koyunlar insana dönüştüğü dışında insanlarda hiçbir gariplik yoktu. O çoban bence insanlara bir şey yapıyordu. Akşam yine çobanı araştırmak için ormana gittim çığlık sesleri gelmeden biri bana dokundu ürküp arkama baktığımda dedemi gördüm acaba benim için meraklanıp arkamdan mı gelmişti yoksa onlardan birimiydi emin olamazdım ta ki yerden bir taş alıp beni bayıltana kadar uyandığımda ormanın az ilerisindeydim ve orman yanıyordu. Sonra muhtar geldi ve arkasında kaybolan insanlar vardı hepsi gayet normaldi muhtar bana iyi olup olmadığımı sordu iyiyim dedikten sonra kalktım ve ne olduğunu sordum. Bana dedemin çıldırıp elinde benzinle fotoğrafta gördüğüm çobanın üzerine yürüyerek ormanı ateşe verdiğini söyledi. Çok üzülmüştüm dedem köy için kendisini feda etmişti.
Artık akşamları olaylar yaşanmıyor yaşamak kolay hale gelmişti. Akşamları düğünler yapılıyor eğleniliyordu bunların hepsini dedeme borçluyduk.
Hikayenin geç gelmesi için üzgünüm yazdığım 2. bölümü kayıt etmeden silinmişti o yüzden tekrar yazmak zorunda kaldım.
Hikayeyi Gönderen – admin35
Çok güzel olmuş bencede
Güzel olmuş acaba gerçek midir?