Ders Veren Güzel Bir Hikaye; “Neden Ben???”
Sabah erkenden kalkmıştı. Bu sabah diğerlerinden farklıydı. Hayallerini kurduğu işin mülakât sınavı vardı. O, hayatımın imtihanı diyordu. Çünkü, geleceğinin temelleri, kariyerlerinin başlangıcı ve başarılı, huzurlu bir hayata başlamanın ilk basamağı idi. Bu işe girebilmek için yıllarını vermiş, en iyi üniversitede okumuş, hatta birincilikle bitirmiş, yüksek lisans yapmış. Yani bu işe girmeyi herkesten çok, o hakketmisti.
Alelacele, üstün körü bir kahvaltı yaptı. En güzel elbisesini giydi, tıraşını oldu. Artık hazırdı. Fakat heyecanından kıpır kıpır yerinde duramıyordu. Bir o kadar da kendisinden çok emindi. Çok iyi hazırlanmış, kazanamaması için hiçbir sebep yoktu.
Bu düşüncelerle evden çıktı ve doğruca durağa yöneldi. Kendisini hayatının imtihanına götürecek minibüse çevik bir hareketle atladı. Boş bulduğu yere oturdu. Bir sonraki durakta piri fani diye tabir edebileceğimiz her halinden gün görmüş, geçirmiş, saçı sakalı beyazlara karmış bir ihtiyar oturdu.
İhtiyar:
– Selamünaleyküm. Dedi
O da bir sen eksiktin dercesine:
– Merhaba babalık. Dedi.
İhtiyar:
– Hayırlı yolculuk evladım. Dedi.
Bu sefer sessizce amma da çattık ha deyip duyamazlıktan geldi.
İhtiyar, gülümsedi ve başka bir şey demeden önüne bakmaya başladı.
İçinden iyi, oh sustu dedi.
Minibüs biraz ilerledikten sonra yere çakılmış gibi hiç hareket etmemeye başladı. Trafik kilitlenmiş, hiçbir araç bir milim dahi ilerlemiyordu.
– Bir bu eksikti. Dedi.
Sanki arabayı hareket ettirecek gibi önündeki koltuğu ittirmeye başladı. Minibüs yerinden kımıldamayınca sinirinden hop oturuyor, hop kalkıyor. Heyecandan içi içini kemiriyordu. Her halinden bir yere geç kaldığı belli oluyordu. Kendi kendine söyleniyordu:
– Nerden çıktı bu trafik? Bütün aksilikler hep beni bulur zaten. Neden ben, niye benim başıma geliyor? Böyle giderse geç kalacağım.
Yanındaki ihtiyar:
– Hayırdır evlat?
O da
– Ne hayırı be babalık. Hayatımın imtihanını kaçıracağım.
İhtiyar:
– Hayat imtihandır evlat. Bu trafiğin sıkışması da imtihanın bir parçasıdır.
– (Biraz ses tonunu yükselterek) Ben hayatımın imtihanını kaçıracağım diyorum sen bana trafikte imtihan diyorsun. Ne alaka benim imtihanımla trafiğin? Ben hayatımı bu imtihan üzerine kurdum. Gecem, gündüzüm, okulum, çalışmam, hayallerim, planlarım, gayretlerim hep bu imtihan içindi. Şimdi burada trafiğin açılmasını bekliyorum. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Çaresizce, hayallerimin, kariyerlerimin, geleceğimin ve tam yakalamışken ellerimin arasından kayıp gitmesini seyrediyorum.
İhtiyar gayet sakin bir sesle
– İnsan acizdir evlat. Bir de gerçek imtihanla, diğer imtihanları birbirine karıştırdı mı daha da acizleşir.
– Benim gerçek imtihanım bu. Çünkü bu imtihan için yaşadım. Başka imtihanlarla karıştırmadım.
– Karıştırmadın fakat şimdi yetişmek için elinden bir şey gelmiyor. Hayatımın imtihanı diyorsun ama şu an girmekten acizsin. Ne kadar hazırlansan ve çalışsan da.
– Bak babalık! Şu an asabiyim sen de iyice artırma. Görmüyor musun hayatım geleceğim gidiyor.
– Hayatım gidiyor diyorsun. Bu imtihana girmeyince ölecek misin?
– Ölmekten beter olacağım.
– Fakat ölmeyeceksin. Ölüm yoksa her zaman umut vardır evlat. Bu bir defa yapılmıyor ki dediğin gibi hayallerin suya gömülsün. Bir sonraki imtihana girersin. Daha gençsin Allah önüne ne fırsatlar çıkartır.
– Babalık, uzun ettin en büyük fırsat buydu. Onu da Allah, elimden alıyor.
– Peki bu işe girmen senin için hayırlı mı, hayırsız mı?
– Şimdi bu ne demek? Tabi hayırlı.
– Nereden biliyorsun? Belki bu iş sandığın gibi sana hayır getirmeyecek. Şer getirecek. Belki Allah seni sınıyor. Belki Allah sana daha güzel bir iş nasip edecek.
– Nasıl bu iş bana şer getirecekmiş?
– Allah yüce kitabımızda “sizin kerih gördüğünüzde sizin için hayırdır. Sizin sevdiğiniz de size şerdir.” Buyuruyor. Hem, başka bir ayette de “Allah yarattığı her şeyi en güzel yaratır.” buyurmaktadır.
Kısacası evladım, hayat acısıyla tatlısıyla bir imtihandır. Bizler plan yaparız Allah kader yazar. Bize şer görünen hayırdır. Şunu iyi bil oğlum: Her şerrin musibetin arkasından mutlaka bir hayır gelir. Bize tevekkül ve sabır gerekir.
– Fakat tüm hayatımı buna hazırladım. Kazanamazsam yıkılırım, deprasyonlara girerim.
– Dedim ya evlat gerçek sınav, imtihan cenneti kazanmaktır. Asıl bu sınava çok iyi hazırlanmalıyız. Dünya sınavlarının telafisi vardır. Birini kazanamazsan diğerini kazanabilirsin. Halbuki cennet imtihanını kazanamasan bir daha cenneti kazanma fırsatın olmaz evlat.
İhtiyar bu sözleri söylerken telefonu çaldı. Telefonu açınca karşıdaki bir şeyler söyledi. İhtiyar bir tevekkül edasıyla “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” ayetini okudu ve gözlerinden bir kaç damla süzüldü.
– Hayırdır babalık, diye sordu.
– Hayat imtihandır evlat imtihan. Oğlum hastanede yatıyordu. Bu gün ona kan verecektim. Benim kanımla can bulacaktı. Maalesef yetişemedim evlat. Vardır bunda da bir hayır.
“Görelim Mevlam ne eyler, Ne eylerse güzel eyler. “
Mesut Akdağ