Başarı HikayeleriSizden Gelenler

Bir Yeniden Doğuş Hikayesi

18 yaşında genç bir adamın, hayat öyküsüne eşlik edeceksiniz, 18 yaşında ne hayatı deyip geçmeyin, yaşanmışlıklarla dolu bir 18 yıl.

4 kardeşiz biz. Ablam, ben, ikiz kardeşlerim, bir de annem ve babam. Güzel bir aile, yoksul ve biraz da yokluğun getirdiği sıkıntılarla, huzursuz bir aile. Buraya kadar standart geçmiş olabilir fakat bu ailenin dönüm noktasına geliyoruz.

9 yaşımda aldığım bir darbeden dolayı bir gecede sol arka adalemde oluşan, aşırı bir şişme sonucu hastaneye gitmiştik. MR için gün aldık, çektiler, sonucu alıp doktorun yanına girdik, bana baktı ve dışarı çıkmamı istedi, aslında o an hissetmiştim ters giden bir şeyler olduğunu. Annem poliklinik odasından ağlamaklı bir şekilde çıkmıştı. Başhekimin yanına doğru gidiyorduk, hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Başhekim Ankara’ya sevk etti. Hastanede uzman doktorun olmadığını, bir şırınga dahi dokundurmayacaklarını söyledi. Babam kışları limon, yazın domates, salata vs satarak evimizin geçimini sağlıyordu. Yani elektrik, su faturasını zor ödeyip, karnımızı anca doyuruyorduk. Hastaneden döndükten sonra ki zamanlarda babamı sürekli düşünceli, annemi sürekli ağlarken yakalıyordum. Bana bakarken sanki bugün yarın ellerinden kayıp gidecekmişim gibi bakıyorlardı. Ya da ben öyle hissediyordum.

Annem sürekli koşuşturdu, o dernek, bu dernek derken yardımlarla başarmıştı. Elbette ki en büyük yardımı yaradan tarafından almıştı. Geride 12 yasında ki kızına emanet etmişti, 2 küçük çocuğunu. Eşini, evini, hepsini ablam yüklenmişti.

Annem ile birlikte düştük yollara. Ankara’ya hastaneye varmıştık. Biyopsi sonucundan sonra doktorlar anneme, bacağımın kesilmesi gerektiğini söylemişler. Sinir damarlarına yapışan “osteoserkom” iyi huylu kanser teşhisi koymuşlardı. Annem kabul etmemişti, tedavi istemişti 6-7 saatlik bir ameliyat sonrası 1 ay hastanede kaldık. Taburcu olduğumuzda memleketimize geri dönmüştük.

Ablam okulunu bırakmıştı. Nasıl gitsin ki? Ev işleri çocuklar nasıl yapsın hepsini 12 yasında bir kız çocuğu? 1 ay geçmedi bacağım tekrar şişti. Yeniden annemle Ankara’ya gitmek için yollara düştük. Daha birbirine yapışmayan 30 santimlik yaramı tekrar açıp tekrar 6-7 saatlik bir ameliyat ile sinir damarına dokunmadan temizlediler. 1 ay hastanede yattıktan sonra yine evin yolunu tuttuk. Bu ameliyat ile deneme olayı 7-8 kere gerçekleşti. Artık deney faresi olmuştum. Sol bacağımda gittikçe daha çok his kaybı başlamış, felç olmaya yönelmişti.

Her defasında aldığım küçük sinir zedelenmelerinden dolayı, 2 yılda sürekli aynı yer kesilip dikildiği için çürümeye başlamıştı adeta. Daha sonra radyoterapi gördüm fayda etmeyince, son çare olarak kemoterapi kalmıştı ve bu süreçlerin hepsi Erzurum’dan Ankara’ya gidip gelerek gerçekleşiyordu. Nasıl oluyordu bilmiyorum ama sürekli bir yardım eli bizi buluyordu, fakat buna rağmen savaştıkça zayıf düşmeye devam ediyorduk. Kemoterapi gördüğüm zamanlarda defalarca komaya girmiştim.

Tam 3 yıl ameliyatlar ve tedaviler hayatımdan eksiltti ve bu sadece beni değil her gittiğimizde arkamızda kalan ailemi de etkiledi. Ablam sınıfta kalmıştı, daha sonra devam etti fakat, liseye hiç gitmedi. Şuan 21 yaşına girecek açıktan okuyor. Bir yandan da çalışıyor, aileye destek olmak için. Tanıdığım en güçlü 3 insandan biri o. Benim için hep öyle kalacak. Canım ablam.

Kemoterapi gördüğüm zamanlarda çevremde artık öleceğim söyleniryordu. Bir deri bir kemik bile kalmamıştım ve savaşı kazanmak için kaybetmemiz gerektiğini anlamıştım. Bana söylüyorlardı, bacağımın kesilmesi gerektiğini ama kabul etmiyordum. En sonunda annem beni ikna etti ve (onun için yaşamak) için kabul ettim.

12 yaşımda o 3 yılın ardından savaşımız boşa gitmek zorunda kalmıştı, en başta olması gerektiği gibi bacağım kesilmişti. Hayatım boyunca unutmayacağım anlardan biri, asansörde odama çıkartılırken bacağımı soruyordum, nerede? diyordum annem ağlayıp susuyordu, kimse cevap vermiyordu. 2 yıl boyunca evden çıkmadım, artık yürüyemeyecektim, koşamayacaktım. Top oynayıp bisiklet süremeyecektim. Okula gitmiyordum, öğretmenlerim 7.sınıfa kadar geçirmişlerdi. 7. Sınıfta 2. Defa kaldığımda karne günü okula gittim. Anneme önümüzdeki sene okula başlayacağımı söyledim. Karneyi aldığımda paramparça edip, hep yeni bir sayfa açacağıma kendime söz verdim.

O yaz eve girmedim, sürekli dışarıdaydım. Her top gördüğümde, her bisiklet gördüğümde içim gidiyordu. Daha sonra koltuk değneklerimle, top oynamayı denedim, başarabildiğimi fark ettim. 14 yaşındaydım ama sanki hep bacağım yokmuş gibi hissetmeye başladım. Kuzenimin bisikletini zorla alıp, düşe kalka sürmeye başladım. Sürekli 2 bacaklıların içinde top oynuyordum. 4. Sınıftan itibaren okula gitmemiştim. 7. Sınıfta okulun ilk günü zar zor yazıyordum ama hiç bir derste konuşmuyordum. Çalışmazdım hiç. Eve gelip çantamı atar, bilgisayarda oturur yada dışarı çıkar top oynardım. Annemden gizli gizlibisiklet sürerdim, öğrendiğinde yine kavga ederdik. Hep korkardı üstüme titrerdi, tek ayağımı incitmemem için.

Liseye geçtiğimde Amputee Futbol adı altında engellilerin bir branşı olduğunu öğrendim. Annemle konuştuğunda izin vermiyor, konuyu değişiyordu. Çünkü Erzurum’da takımı yoktu ve beni başka şehire yollamayı hiç kabul etmiyordu. Liseye geçtiğimde durumumuz gittikçe iyi olmaya başlamıştı, hastalığımdan beri böyleydi. Aslında, evimizin bereketi neşesi artmaya başlamıştı. Annem her şeye şükrederdi. Ben onlara hiç yansıtmazdım ama gecelerce yastığımı gözyaşlarımla ıslatırdım, üzülürdüm. Ertesi sabaha gülerek uyanmak zorundaydım çünkü güldürmem gereken yüzler vardı. Sevgili ailem benim için çok üzülmüşlerdi. Onların daha fazla üzülmesini istemiyordum. Bu sebeple hep mutlu görünmeye çalışıyordum.

Futbol olayını kafaya takmıştım annemle sürekli tartışıyorduk. 9. Sınıf bittiğinde Ankara’ya gitmek istemiştim, izin vermemişti. Takımlarla iletişim bile kurdurtmamıştı. Söylemeyi unuttum; bu arada vurdulu kırdılı da olsa bir şekilde babam belediyede işe başlamıştı. Hep istediği gibi olmuştu. Ben liseye başladığım zamanlarda, sokakları falan süpürüyordu. Babam tanıdığım en büyük ADAM’dır benim için. Zamanında seyyar satıcı olarak çalıştığı dönemlerde, kendisi yemeyip eve 5 lira daha fazla getirmenin derdindeydi, öyle bir adamdı BENİM BABAM.

 Artık 10. Sınıftım 16 – 17 yaşlarındaydım ve depresyordaydım. O kadar acı yaşayıp olgunlaştıktan sonra, çocuklaşmıştım. Okulunda, çevresinde başarılı, güler yüzlü, azimli olarak gösterilen ben, somurtarak geziyordum ta ki o yaz hayatımın en güzel 2 tesadüfüyle karşılaşana kadar. Biri en büyük ampute futbol takımından biri, yeni kurulmuş sıcak bir takımdan 2 kişiyle irtibata geçmiştim. Hayatımda ilk defa bu kadar mutlu ve umutluydum. Annemle günlerce, haftalarca, hatta aylarca diyebilirim bu konu üzerinde konuştuk,  tartıştık. En sonunda onu ikna etmeyi başardım.

Şuan 20 aralık 2016 ve o tek bacaklı, evden çıkmayan çocuk, lisanlı, resmi maçlara çıkan başarı bir ampute futbol oyuncusu. Sırf bunun için ailesinin yanından kopup okulunu Erzurum’dan İstanbul’a nakil etmiş 18 yasında 11. Sınıf muhasebe öğrencisi (okul her şeyden önce gelir iki yılını kaybetmiş biri olarak okulun değerini çok iyi anlayabiliyorum).

Şuan futbol kulübümüzün bekar evinde kalıyorum, ailemin özlemi burnumda tütüyor. 15 tatile gün sayıyorum.

Arkadaşlar bu da benim başarı hikayemdir ve Allah’ın izniyle gelecekteki başarılarımın temelini atışımdır. Bir daha futbol oynayamayacağını düşünen 12 yasında ki çocuğun resmi olarak bir futbol takımında,oynayan kendiyle barışık hiç protez (yapay bacak) bile kullanmadan özgüvenle hayatına devam eden 18 yaşında kendi ayaklarının pardon ayağının üstüne basan, bir birey oluşunun hikayesidir. Sevgi ve saygılarımla buraya kadar okuyanlara teşekkür ederim ilk yazımdır.

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

24 Yorum

  1. Sen gerçekten çok güçlüymüşsün ve bu gerçekten bir başarı çünkü itiraf etmek gerekirse muhtemelen ben yapamazdım her şeyi geçtiğimi başardığımı varsaysak bile kemotreapi/radyoterapiyi benim vücudum kaldırmaz bence çünkü bir girip bile çok ağır seyrediyor bende

  2. Kardeşim başarını takdir ederim Allah’tan yollarını hep açmasını diliyorum. Bende senin kadar hırslı olmak ıstıyorum inş umut oldun ben gıbı herkese buyuk ADAM ben saglam halımle hayattan bıkmıştım oysa kendimi senin gibi güçlü hissediyorum.

  3. Olupta sukur etmiyenlere guzel bir cevap. Azmin için tebrik ederim. Unutmaki dunyanin en zengin insanisin cunku guzel bir ailen var ne mutlu sana yuregi nden opuyorum buyuk adam basarilar

  4. Harıkasın kardeşim Allah yolunu açık etsin teşekkürler paylaşımın ve yarattığın farkındalık için.selamlar

  5. Sen nekadar yüreği kocaman bir çocuksun,yazmaya devam et mutlaka yavrum.Rabbim yolunu açık etsin,negüzel bir aileye sahipsin.kocaman yüreğinden öpüoum seni…

  6. Tebrik ediyorum sizi. Öncelikle mükemmel bir Aileye sahip olduğunuz için, sonrasında ise azminiz için. Umarım hayatınız umduğunuzdan güzel olur. Ailenizinde kıymetini bilmenizi isterim.

  7. Ablacım çok duygulandım okurken hayatında başarılar dilerim hersey gönlünce olsun yolun açık olsun ..

  8. İnanmak başarmanin yarısıdir. Başaraçağına inanmışsın zaten. Rabbim inancını da, başarını da daim etsin. Tebrikler kardeşim

  9. Allah içindeki yaşam sevgisini ve başarılarını daim etsin kardeşim.
    İnşallah Allah bize de en az senin kadar azim ve sabır verir,Dünya üzerindeki örnek insanlardan biri olduğunu unutma.
    Sana destek ve başarındaki en önemli insanlar olan aileni de tebrik ederim,senin gibi bir insanı Türkiye’mize kazandırmışlar.Onların özverileri ve bağlılığı sana en büyük azim olmuştur eminim.

  10. İşte Benim Abim Az Mı Şey Yaşadın Ama Hep Güldün 15 Tatilde Gelmeni Bekliyorum Canım Abim

  11. Kıymetlim oğlum ayakda durmaya halim yokken bile ayakda durmama sebep olan oğlum bu gűne kadar çekdigın acıların bu gűnden sonra gőreceyin gűzel gűnlerinin műkàfatı olsun oğlum yolun açık olsun rabbim seni hiç űzmesin sen benim enkıymetlimsin iyiki varsın seni çokkkkk seviyorummmm

    1. Hep şükredin olur mu?Allah en büyük sıkıntıları hep en sevdiği en salih kullarına vermiş.İnşallah siz ve ailenizde o salih kullardan olursunuz.Şu geçici dünyada yaşadığınızın mükafatını rabbim onun yolunda olanlara vermez mi hiç,Hakk ismini göstermez mi? :D

  12. Ne güzel bir aile ne güzel bir evlat ne büyük bir azim bende tebrik ederim kardeşim. Her daim yolun açık olsun

  13. Yolun hep açık olsun canımın içi iyiki varsin sen çok güçlü birisin inşallah herşey kalbine göre olur

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu