Bir Ünlü Sanatçı Hayranına Aşık Olur mu? Son Bölüm
Boran durmuş, Çisemle nerde, ne zaman görüşebileceklerini düşünüyordu. En yakın arkadaşı Behzat’ı aramıştı. Behzat Çisem’den de, olan bitenden de haberdardı. Behzat Boran’a kendisine ait başka bir evin adresini yazıp vermişti. Boran Çisem’i arayıp adresi söyleyecekken Çisem’in sesini duyacağı için heyecan bayılmak üzereydi. Hatta Behzat arkadaşına şaka yollu, biraz da yaşını hatırlatmak amacıyla, ‘bir kendine gel, bu heyecan bu yaşta seni kalpten götürür’ diye takıldı. Boranın umurunda değildi, Çisemi aradı yeri bildirdi.
Çisem uçuşa, uçuşa hazırlanırken, kapıda beliren annesini görünce duraksadı. Annesine ayak üstü saçmalayarak evden çıktı ve Boranla buluşmaya gitti.
Evin önüne geldiğinde , kalbi yukarı çıkmak için çıldırırken, aklı çok yanlış yoldasın diye bas bas bağırıyordu. Ellerini iki şakağına koydu ve resmen yüksek sesle ‘Sus artık’ dedi. Sonra ne yaptığını idrak etmesi ile kendi kendine şok oldu. Az önce kendince aklıyla konuşmuştu, Sus demişti ona.
Merdivenleri çıkarken bacaklarından gücün çekildiğini hissediyordu. Nihayet kapıya geldi. Zili çaldığında kapının açılması için sabırsızlanıyordu. Kapıyı Boran açtığında ise Çisem artık bayılmak üzereydi.
Boran Siyah bir pantolon, siyah ve mor renk ekoseli bir kazak, kazağındaki morla aynı renk bir şal ve kalın gözlükleriyle karşısındaydı.
‘Merhaba demek yok mu ?’ dedi Boran.
Çiseme sorsan adını söyleyemezdi o anda. Sadece tebessüm etti. Ve boynuna sarıldı.
O kadar içten, o kadar hasret kokan bir sarılmaydı ki bu, Hislerini anlatacak kelime yoktu. Boran sadece boynundan küçük bir öpücük aldı Çisemin. İçeri geçtiler.
Birbirlerine soracak milyonlarca soruları , birbirleri haklarında bilmeleri gereken binlerce detay vardı. Çisem kendi içinde, kendi kendine konuşuyordu. Borana sormak için hazırladığı bin tane soru vardı. Az önce car car konuşan beyni şimdi ses çıkarmıyordu. Öyle durmuş birbirlerine bakıyorlardı.
Yine sohbete başlayan Boran oldu. Aile hayatını sordu, kızını, eski eşini. Hakkında herşeyi bilmek istiyordu. Konuştukça Çisem de açılıyordu, oda soruyordu. Ancak Çisem hHiç evlilik hayatını sormuyordu. Duyacaklarından çok korkuyordu. Çisem gözünü kapamış kendini an’a bırakmıştı. Zaman önüne ne çıkartırsa onu yaşayacaktı.. Tek istediği Boranın yanında olmasıydı. Derken konuyu evliliğine Boran getirdi. Herşeyi anlattı tüm çıplaklığıyla. Yaptıkları şeyin günah olduğunu, yaşadıkları şeyin adının yasak aşk olduğunu herşeyi..
Çisem gerçekte bir evlilik hayatlarınının olmadığını bilmenin mutluluğuyla iyice rahatladı. Kendini bu aşkın rüzgarına daha da bıraktı. Bir evliliği bitirmediği için daha da mutluydu şimdi. Zaten bitmiş bir evliliğin içindeki bir adamı seviyordu ..
Geleli 2 saat olmuştu deli gibi sohbet ediyorlardı.
Ancak Çisem bir anneydi ve artık gitmesi lazımdı sımsıkı sarıldı Borana. Koskoca bir gün boyunca Boran’ın ona bir kere bire yakınlaşma çabası olmaması onun aşkından emin olmasını sağlamıştı. Yüreği pırpırdı. Boran ona sarıldığı zaman onun kalp atışlarını duyuyordu, Boran’ın kalbi ellerindeymiş gibi hissediyordu. Boran Çisem’i eve getirdiğinde evin anahtarından bir tanede ona verdi; ‘Bu iş böyle uzun sürmeyecek’ dedi. Çisem ise ‘Ömrümün sonuna kadar sürse de sorun değil’ diye cevap verdi.
İkisinin de ayakları yere basmıyordu Bu dünyada değillerdi sanki. Bu şekilde nerdeyse 6 ay geçti. Aralarında o kadar derin bir sevgi, bağlılık, sadakat oldu ki kelimelerle anlatılamazdı.
En fazla yaklaştıkları anda sarılıp uyudular, kimsenin onurunu kıracak hiç birşey yaşamadılar. Bununlada hep gurur duydular.. O kadar seviyorlardı ki birbilerini. Birbirleri olmadan nefes alamaz hale geldiler. Boran turnelere bile katılmıyordu Çisem’i görememekten korkutuğu için..
Medya yavaş yavaş kurcalamaya başlamıştı durumu. Nihayetinde Boran herkesin tanıdığı biriydi. Günler böyle aşk ile geçerken Boran bir gün Çisem’i aradı. Bugün gelemeyeceğini eşinin ağırlaştığını bildirdi. Sevdiği adamın sesinin üzgün olmasına dayanamayan Çisem dualar etmeye başladı. Onun üzülmemesi için. Ancak yapacak bir şey yoktu. Ecel herkesi bulacaktı. Boranın eşi vefat etmişti. Çisem zor zamanlarında sevdiğinin yanında olamadığı için çok çok üzülüyordu ama yapacak bir şeyi yoktu. Hem kimsin sen dediklerinde ne yanıt verecekti.? Ama kendisi için üzülme zamanı değildi sevdiği adam zor bir dönemden geçiyordu. Eşiyle ne kadar bir karı koca hayatları olmasa da 30 yıl boyunca aynı evi paylaşmışlardı. Boran eşine bir kadın olarak bir şey hissetmese de bir arkadaş olarak çok seviyordu ve ölümüyle çok üzülmüştü. Teselliyi ise sevdiği kadının dizilerinde yatıp elini tutmakta bulmuştu. Çisem onun için ilaçtı. Her derdin devası gibi bir ilaç. Böylelikle yine bir 6 ay geçti . Hayatlarında en ufak bir sorun yoktu.
İlişkilerinin 1. yılı geldiğinde hala daha tenleri birbirine değmemişti Gerçekten çok derin bir sevgi yaşıyorlardı.
Eve geldiğinde Çisem Muhteşem bir sofrayla karşılaştı. Birinci yıllarını kutlayacaklardı. Sevinçle sarıldı sevdiğinin boynuna Çisem. Huzur buluyordu ona sarıldığı zaman. Bir sene evvelki gibi kalp atışını duyuyordu Boran’ın ona sarıldığında.
Çok özel bir sürprizi vardı Boran’ın Çisem’e yemek yerken birden konuya girdi. ‘Ailenle bizim durumumuzu ne zaman paylaşmayı düşünüyorsun ?’
Gizem şok olmuştu. Nedense kafasında sonsuza dek o evde öyle yaşayacaklarını tasarlamıştı Hiç bir cevap veremedi kafasını sallamaktan başka. Boran ayağa kalktı cebinden sevdiği kadın ve kendi için aldığı alyansı çıkardı direk Çisem’in sol parmağına taktı. Çisem ağlıyordu mutluluktan.
O aksam ailesiyle çok zor olsa da konuştu. Tabiki fırtınalar koptu. Baba delirdi. Anne fenalık geçirdi.. Ama diğer taraftan kızlarının yüzündeki mutluluk, aşk ve daha da önemlisi kararlılık onlara bu aşka engel olamayacaklarını anlatmaya yetmişti. Bir hafta sonra şık bir Hotelde uygun bir şekilde tanışma yaşandı.
Tabiki Boran’ında ailesi Çisem’i bağırlarına basmadı özellikle çocukları için annelerinin ölümünün hemen arkasından Çisem’in ortaya çıkması bu ilişkinin annesi hayattayken de var olduğunun ispatıydı..
Ama babaları onlara herşeyi anlattı. Çisem’e anneleri hayattayken aşık olduğunu, annelerinin bu aşktan haberi olduğunu ancak şimdiye kadar kimseyi kıracak hiç bir şey yaşamadıklarını tek tek anlattı. İnanmadı tabi ki çocuklar onlara göre Çisem zengin koca avcısı bir kadındı.
Ancak bilmiyorlardı ki Çisem şimdiye kadar ondan bir çöp tanesi bile istememiş, aldığı küçük bir hediyeyi bile kabul etmemişti. Zaten Boran Çiseme sadece bir kere hediye almıştı . Hediyesini ona verdiğinde Çisem Ona dediki ‘ bu hediye beni metres , Seni ise karısını aldatan adi bir adam yapar ‘ Boran’a o kadar güzel anlattı ki derdini bir daha hediye alma girişiminde bulunmadı.
Böyle bir kadındı Çisem ama tanımıyorlardı. Yine de bu kadar kişiye rağmen, bu kadar itiraza rağmen evlenip yuvalarını kurdular. Evet aileler birbirlerine bayılmıyor, elbette kültür farkı çatışmalara neden oluyordu ancak bu ne Boran’ın ne Çisemin umurundaydı. Tek ilgilendikleri huzurları, Çisem’in ilk evliliğinden olan kızları ve hayatlarına yeni katılmış olan oğullarıydı…
Hikayeyi Gönderen – Havva B.