Kavuşamayınca Adı Aşk mı Oluyordu ?
Aynı mahallede de yaşıyorlardı. İkisininde kanayan yaraları vardı, ikisinin de açtıkları yaralar vardı. Daha ilk karşılaşmada dikkatini çekmişti Süleyman’ın Halime. İlk arkadaşlarıyla kapı önünde oturup çekirdek yerken görmüştü onu. Gel zaman git zaman konuşmaya başladılar, çok iyi anlaşıyorlardı, dostça çok güzel sohbet ediyorlardı. Bir noktadan sonra birbirlerinin hayatlarına müdahale etmeye başladıklarını fark ettiler , birbirlerini kıskandıklarını. Ama adını koymadılar, birlikteyiz-değiliz vs. bir ismi olmadan değişik bir statüte 2 ay kadar devam etti bu durum.
Gel zaman git zaman sonra adını koydular beraberlerdi.. Ancak beraber olmaya başlayınca işler çok değişti. O kıskananan tavırlar bitti, birbirlerinden günlerce habersiz kaldılar ama hiç merak etmediler. Evlilik aşkı öldürür derler ya ona benzer bir şeydi bu. Adı konunca aralarında ki elektrik bitmişti. O kadar ki Süleyman Halime’ ye rahatlıkla eski kız arkadaşını görmeye gideceğini bile rahatça söyler olmuştu. Nihayetinde ikisi de mutsuzdu, başka insanlarla bir araya gelmekten çekinmez olmuşlardı ve yollarını ayırmaya karar verdiler.
Dostta kalmadılar ama düşmanda olmadılar. Her sabah neşeyle selamlaştılar. Bir akşam Evde Halime evinde uykusundayken, çalan telefonun sesiyle zıpladı. Arayan Süleyman’dı, şaşırmıştı Halime. Birlikteyken bile onu o saatte aramayan Süleyman bu gün bu saatte neden arıyordu ? Kesin bir sorun vardı.
“Hayırdır,” diyerek açtı Halime telefonu,
“Kötüyüm,” diyordu Süleyman, “sokağın başındayım gelebilir misin ?”
Tüm ev ahalisi uyuyordu, gecenin o saatinde dışarı çıktığı anlaşılırsa büyük çıngar çıkardı, ama gitmek için de çıldırıyordu Halime. Tüm cesaretini topladı ve parmak uçlarında çıktı evden. Sokağın başına geldiğinde Süleyman’ın yüzü gözü mosmor, dudağı kanıyordu kavga etmişti. Panikle, korkuyla sadece sarıldı Halime Süleyman’a. İşte o an ikisininde kaderinin baştan yazıldığı andı. O sarılma çok şey değiştirmişti hayatlarında. Birbirlerine nasıl güvendiklerini gördüler önce. Birbirleri için nasıl kıymetli olduklarını.
Sonra aşık oldular.
Deli gibi sevdiler.
Çok sevdiler.
Her gecen gün artarak devam ediyordu aşkları, birbirleri olmadan nefes alamaz hale geldiler. Aşkın- sevginin çok çok ötesindeydi yaşadıkları
İki yıl muhteşem bir aşktan sonra Süleyman’ın annesinden sonun başlangıcı olan cümle geldi,
“kızım biz seni çok seviyoruz, hadi artık koyalım bunun adını, gelelim ailende isteyelim seni.”
Bu teklifi duymak Elbette Halime’yi havalara uçurmuştu ama annesinden değilde Süleyman’dan duymak isterdi tabiki. Yinede uça uça eve gitti. Annesine babasına birisini sevdiğini ama boş bir durum olmadığını ailesinin tanışmaya gelmek istediğini anlatacaktı. Her şey çok güzeldi, taa ki babası memleketlerini sorana kadar.
Çok büyük bir sorun vardı aralarında, Mezhep. Koskoca bir aşk, bir babanın tek kelimesiyle yok olup gitmeye mahkum edilmişti.
– ASLA…
Çok ağladılar, yıkıldılar ama direnemediler. Ayrıldılar..
Hayatlarına çok uzun zaman kimse girmedi, birbilerini hiç unutmadılar.
Yıllar yıllar sonra evlendi Halime. Düğünde imzasını atarken gözleri resmini çekmek isteyen fotoğrafçıda değil, Süleyman gelip beni burdan alır mı? diye soran gözlerle kapıdaydı.
Gelmedi.
Halime evlendi..
Sonradan öğrendi ki Süleyman da evlendi…
Şimdi sorarım size; Kavuşamayınca adı aşk mı oluyordu ?
Sizden Gelenler – Hürrem
Vuslat aşkın mezarıdır…
Hayatta hiç bir şey insanın istediği gibi gitmiyor biz de aynen bir ay boyunca konuştuk ama tam olarak arkadaş değildik ama tam sevgili de değildik ve bir gün son buldu her şey an herşey ya devam edecektik yada orda bitecekti herşey ve bitti bitmesinin sebebi ise o sadece nefsi için hareket etmiş bunu anladım biraz geçte olsa anladım şuan acı çekiyormuyum çekiyorum peki onun umrundamı değil eminim buna benim yaptığım tek şey herşeyiyle onu sevmekti onu sevdiğim için hiç bir şekildde pişman değilim hayatımdaki tüm ilkleri ben onla yaşadım ama keşke devamı olabilecek biriyle yaşasaymışım o ilkleri ve ben bunu anladım aşk banaa göre değil
ve o defterleri sonsuza kadar açılmamak üzere kapattım ve hiç bir zaman onu unutmayacağım çok amaa çok sevdiğim ve herşeyiyle kabul ettiğim birini unutmak o kadar kolay değil şuan sorsanız nasıl biriydi diye tarif edilmez çünkü o benim gözümde dehşet müthişti ve ben hayatta en önem verdiğim şey mantığın duygulara göre daha ön planda olmasıdır ve öyle de yaptım eğer duygularımla hareket etseydim şuan onun yanında olurdum ama ben hayatımda tek birini ve ömürlük birini istiyorum rabbim hepimizin gönlüne göre versin her ne kadar bir tarafım ondan nefret etsede bir tarafım ise ona deliler gibi aşık onu çok seviyorum
bende yukarıdaki hıyayeyı yasadıktan sonra bır daha kımseyı sevmem dıyordum
bir daha asık olamam diyordum
sımdı tum bu hıkayeyı yasarken yanımda olan arkadaşımla evliyim 2 yasında bır kızım var
zaman alıyor ama gecıyor
benım toparlanmam 4 sene sürdü
5. senede kalbımı bırıne actım
Bende mahkum kaldım ama anladımki o beni hiç sevmemiş hiç hemde sadece ben onun için bir hevesmişim 1 sene süren heves olurmu bir insan niye kötülük yaparki niye onu seven kızı bırakırki onun için herşeyi göze alan bir insanı sırf ailesi olmaz dediği için niye bırakırki o beni bıraktı hemde yapayalnız tek istediğim oydu bu hayattan benim ama bıraktı olsun o mutlu olsun benim gibi onuda sevsinler çünkü kimse benim kadar sevemez onu onu çok seviyorum….
cok yeni sanırım
Kavuşamiyınca da adı aşk olur.Çünkü onlar ayrılmaya mahkum kaldılar.
Cok yeni anladığım kadarıyla..