Bir Zamanlar
Ben çocukken bir keman sesi gelirdi
Yan evin bahçesinden
İhtiyar bir kadın gazel okurdu
Güneş bile dinlerdi usulca
Sanki direnirdi batmamaya
İnce nağmeler sakinleştirirdi
Sonra kaybederdi kendini sarhoşça
Bazen şiddetle kızıllaşırdı çehresi
Sonra derdik galiba bu hiddetin nişanesi
Ben çocukken bir keman sesi gelirdi
Yan evin bahçesinden
O kadının daha güzelmiş gençliğinde sesi
Dostları varmış güzel sesli hafızları
Hepsi buradan yetişmiş derdi ninem
Kalbur saman içindeki Harput’un tarihinden
O zamanları hiç görmedim ama hissettim
Dolaşırken bağlarında ezgilerini dinledim
Geçerken köhne kahvenin yanından
Dayımın nargile içişini izledim
Bu evler renkliymiş bir zamanlar
Şimdi ise solgun gri bir renk
Sarar tüm sokakları çehreler
Bir zamanlar şair yetiştiren bu ev
Şimdilerde sokak şairlerini misafir eder
Duvarlara iki mısra yazılır
Ölüm kan ve şiddet kokar
Ben çocukken keman sesi gelirdi
Şimdi ise sadece ses geliyor
Çatırdayan ahşap merdivenlerinden
Burhan Perkgöz