Hikaye Avcısından Masal Okuma Zamanı – Masallar Diyarında Ali’nin Maceraları
Masalımızın kahramanı Ali, küçük bir köyde yaşayan on yaşında bir çocuk. Ali çok meraklı ve cesur bir çocuktu. Her zaman yeni yerler keşfetmek ve yeni arkadaşlar edinmek isterdi. Bir gün, köyün yakınındaki ormana gitti. Orada, büyük ve parlak bir taş buldu. Taşın üzerinde garip işaretler vardı. Ali taşı eline aldı ve işaretleri okumaya çalıştı. Birden taş ışıldamaya başladı ve Ali kendini başka bir dünyada buldu.
Ali etrafına baktı. Gördüğü manzara karşısında şaşırdı. Her yer renkli ve canlıydı. Ağaçlar meyve ve çiçek doluydu. Kuşlar şarkı söylüyordu. Tavşanlar, sincaplar ve diğer hayvanlar oyun oynuyordu. Ali bu güzel dünyada yürümeye başladı. Yolda ilginç yaratıklarla karşılaştı. Bazıları dostça davrandı, bazıları ise korkutucuydu.
Ali bir süre yürüdükten sonra, büyük ve güzel bir saray gördü. Sarayın kapısında iki tane aslan heykeli vardı. Aslan heykelleri altın rengindeydi ve gözleri kırmızı parlıyordu. Ali saraya yaklaştı ve kapının önünde durdu. Aslan heykelleri birden hareket etti ve Ali’ye sordu:
– Kim olduğunu ve ne istediğini söyle.
Ali korkmadan cevap verdi:
– Ben Ali, köyden gelen bir çocuğum. Bu dünyaya nasıl geldiğimi bilmiyorum. Burası neresi?
Aslan heykelleri cevap verdi:
– Burası Masallar Diyarı. Burada her şey mümkün. Ama burada kalman tehlikeli olabilir. Çünkü buranın kraliçesi kötü bir cadıdır. O seni görürse, seni yakalamak ister.
Ali merak etti:
– Neden?
Aslan heykelleri anlattı:
– Çünkü senin elindeki taş çok özel bir taştır. Bu taş Masallar Diyarının anahtarıdır. Bu taşı kim kullanırsa, bu dünyayı istediği gibi değiştirebilir. Kraliçe cadı bu taşı ele geçirmek ister ki, burayı kendi istediği gibi yönetebilsin.
Ali şaşırdı:
– Peki ben bu taşı nasıl kullanabilirim?
Aslan heykelleri dedi:
– Taşı kalbine yakın tut ve dile benden ne dilersen de.
Ali bunu denedi ve dile benden ne dilersen dedi:
– Ben bu dünyadan çıkıp eve dönmek istiyorum.
Taş tekrar ışıldadı ama bu sefer Ali kendini ormanda bulamadı. Taş onu başka bir yere götürdü.
Ali nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Gördüğü yer çok farklıydı. Her yer buzla kaplıydı. Kar fırtınası esiyordu. Penguenler, kutup ayıları ve diğer hayvanlar soğuktan titriyordu.
Ali çok üşüdü ve korktu.
Taşı tekrar kalbine yakın tuttu ve dile benden ne dilersen dedi:
– Lütfen beni buradan kurtar!
Taş yine ışıldadı ama yine Ali’yi ormana götürmedi. Taş onu başka bir yere götürdü.
Ali nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Gördüğü yer çok farklıydı. Her yer çölle kaplıydı. Güneş kavuruyordu. Develer, akrepler ve diğer hayvanlar susuzluktan inliyordu.
Ali çok terledi ve susadı.
Taşı tekrar kalbine yakın tuttu ve dile benden ne dilersen dedi:
– Lütfen beni buradan kurtar!
Taş yine ışıldadı ama yine Ali’yi ormana götürmedi. Taş onu başka bir yere götürdü.
Ali nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Gördüğü yer çok farklıydı. Her yer suyla kaplıydı. Dalga dalga akıyordu. Balıklar, yengeçler ve diğer hayvanlar suyun altında yaşıyordu.
Ali nefes alamadı ve boğulmak üzereydi.
Taşı tekrar kalbine yakın tuttu ama artık çok geçti.
Taş son kez ışıldadı ama bu sefer Ali’yi ormana değil saraya geri götürdü.
Orada cadının beklediğini gördü.
Cadı gülerek dedi:
– Senin peşindeydim küçük çocuk! Bu taşı bana ver!
Ali korkarak dedi:
– Hayır! Bu taşı bana veren aslan heykelleriydi!
Cadı sinirlendi:
– Aslan heykelleri mi? Onlar benim uşaklarımdır! Seni buraya getirmelerini emretmiştim!
Ali şaşırdı:
– Neden?
Cadı açıkladı:
– Çünkü bu taş sadece saf kalpli bir çocuk tarafından kullanılabilir! Benim gibi kötüler ona dokunamaz! Ama senin elinden alabilirim!
Cadı Ali’ye doğru atladı ama tam o sırada aslan heykelleri de harekete geçti.
Aslan heykelleri cadının önünü kesti:
– Dur cadı! Senin uşağın değiliz! Biz Masallar Diyarının koruyucularız!
Cadı şaşırdı:
– Ne? Nasıl olur?
Aslan heykelleri anlattı:
– Biz senin büyünle uyutulmuştuk ama bu çocuk geldiğinde uyandık! O bizim seçilmişimizdir! O bu dünyayı kurtaracak!
Cadı kızdı:
– Yalan! Ben bu dünyanın kraliçesiyim! Siz bana itaat etmelisiniz!
Aslan heykelleri dedi:
– Hayır! Sen sadece bir zorbasın! Senin saltanatın sona erdi!
Aslan heykelleri cadının üzerine saldırarak onu alt etti.
Sonra Ali’ye döndüler:
– Çabuk küçük çocuk! Taşı kullan ve dile benden ne dilersen de!
Ali taşı kalbine yakın tuttu ve dile benden ne dilersen dedi:
– Ben bu dünyadan çıkıp eve dönmek istiyorum ama bu dünya da mutlu olsun!
Taş tekrar ışıl ışıl parladığında Ali kendini ormanda buldu.
Taş elinden kaydığında Ali onu almak istedi ama taş kaybolmadan önce aslan heykellerinin sesini duydu:
– Tebrikler küçük çocuk! Sen Masallar Diyarını kurtardın! Biz sana minnettarız! Umarız bir gün tekrar görüşürüz!
Ve sonra taş kayboldu.
Ali eve koştu ve annesine olanları anlattığında annesi ona inandığını söyledi.
Çünkü annesi de küçükken Masallar Diyarına gitmişti.
Bundan sonra annesiyle mutlu mesut yaşamaya devam ettiler. Eğer tekrar masallar diyarına gidip gitmediklerini merak ediyorsanız yorumlarda sorularınızı bekliyor olacağım.
Hikaye Avcısı
hikaye, hikaye oku, Hikaye Avcısı, hikaye okumak, hikaye okuma, masal, masallar, masal oku, masal okuma, masallar diyarı, masal diyarı,