Hikaye Oku: Tanrıların Savaşı 1. Bölüm
“Herkes içinde bir yerlerde bazen kıskançlık, bazen öfke, bazen kin, bazende nefret barındırır. Peki ya bunlar size hükmetseydi? Varoluşunuzdan sıyrılıp benliğinizde yücelttiğiniz duygunun esiri hatta kölesi olsaydınız?
Efsaneye göre yaşam ağacından türeyen halklardan birini isteyen kötülük tanrısı, yaratıcı tanrı kayra han tarafından reddedilir. Kötülük tanrısı bunu sindiremez ve 9 dallı yaşam ağacının, halk tarafından kullanılması yasak olan 4 dalını halkı kandırarak kullandırır. Eje, törüngey ve yılan yasaklı dalları kullanılır. Bu duruma oldukça hiddetlenen kayra han eje’ye doğumu ve doğum sancısını; törüngeye soyu devam ettirme sorumluluğunu; yılana da sürünmeyi verir ve onları dünyaya sürer. Kötülük tanrısı öyle sinirlenir ki yer küreye böbürlenmeyi, bencilliği, kıskançlığı yayar. Bu sebeple derler ki, yer yüzündeki her ölümlü, savaşır içinde bir tanrının kiniyle yada nefretiyle.Hele birde….. “
“Aaa! Yeter artık ama Dilara sürekli bu saçmalıkları okumaktan yorulmadın mı? Bırak şimdi onuda gel hadi yemek hazır” dedi Defne.
Defne resim bölümündeydi. Her fırsatta doğa üstü bir çizim yeteneğinin olduğunu söyler, yaratıcılıkta üstüne kimseyi tanımadığından bahsedip insanların başını şişirirdi.
Dilara gözlerini devirip “Nasıl oluyorda sanatın içinde olup herhangi bir yazıyı dinlemekten bu kadar yoksun olabiliyorsun?”dedi.
Dilara evin en küçüğüydü ziraat mühendisliği okuyordu. Maddi durumu pek iyi olmadığı için çalışmaya başladığı kafede, orda çalışan Aren ile tanışmıştı. Bir dizi aldatma ve yalanlarla süre gelen bu yüzden de yılan hikayesine dönen aşkları da böyle başlamıştı.
Ve sonra zil çaldı gelen Elisa’ydı. Defne hoş geldin demeye kalmadan Elisa, ”Mmmm… Güzel kokular geliyor ellerimi yıkayıp hemen geliyorum mutfağa” dedi.
Elisa… O kadar güzeldi ki yüzüne bakarken, söylediği şeyleri dinlemek imkansız hale geliyordu. Üstelik bu konunun, mütevazi olamayacak kadar da farkındaydı . Babasının her sene servet yatırdığı özel bir okulda hukuk okuyordu.
Elisa ve defne aynı liseden mezun olmuşlardı.Geldikleri yeni şehirde ilk yıl bir yurtta kalmışlardı. Oda arkadaşları ise daha önce hiç tanışmadıkları Dilara idi. Başlarda Dilara’yı tanımasalarda, zamanla bu üç kızın enerjisi o kadar uyumluydu ki sonraki yıllarda beraber bir eve bile çıkmışlardı.
Elisa mutfağa gelmişti çoktan. ”Ee, herşey hazır mı gece çıkıyoruz yola” dedi bir yandan yemeğini yerken.
Dilara, ”Biz Defne’yle hazırız. Aren’le de konuştum Rüzgar ve Barış da hazırmış” dedi heyecanla.
Rüzgarla Barış mimarlık okurken kaydoldukları, Aren’inde gittiği atçılık kulubünde tanışıp yakın arkadaş olmuşlardı. Aren ve Dilara’nın aracılığıyla da Elisa ve Defne ile arkadaş olmuşlardı. Yıllar içinde tatillere, festivallere, partilere beraber gittikleri için daha da yakınlaşmışlardı. Şimdiyse Dilara ve Aren hariç hepsinin mezun olması şerefine deniz kenarında büyük bir ev kiralayıp uzunca bir tatil yapmak için yola çıkacaklardı.
Çok geçmeden zil çaldı. Aren kapıdaydı. ”Hadi sevgilim” dedi Dilara’ya. ”Çocuklar yolculuk için yiyecek bişeyler alıyorlar. Kızlar sizde hızlı olun. 1 saat geç geldik hala toparlanamamışsınız.“
Elisa “Çok konuşma da al şunları arabaya koy” deyip valizleri Aren’in eline tutuşturdu. Aşağı indiklerinde Barış ve Rüzgar gelmişti. Beraber valizlerini yerleştirirken biraz sohbet edip arabaya bindiler ve bu 6 arkadaşın kaderlerinin baştan yazılacağı yolculuk başladı.
Yazan – Leyla Aka
Hikayenin Bölümleri
Bilim Kurgu Hikayeleri, Bilim Kurgu, Fantastik, Fantastik Hikayeler, Hikaye, Hikaye Oku, Öykü,Efsane, Leyla Aka, Macera Hikayeleri, Mitolojik Hikayeler, Mitoloji,
Çok güzel olmuş emeğinize sağlık devamını heycanla bekkiyor olacağım
Devamını heyecanla bekliyor olacağım tanrılara atıf yapman mit özelliği ile heyecanlandırıcı ve merak uyandırıcı senin için tebrikler
Teşekkürler