Murat CanpolatPolisiye Hikayeler

KOMİSER YAKUP “KAYBOLAN ÇOCUK” HİKAYESİ

Hikaye

KOMİSER YAKUP “KAYBOLAN ÇOCUK” HİKAYESİ

‘Anne, ben dışarıya çıkıyorum’ dedi çocuk.
‘Tamam oğlum, yalnız akşam fazla geç kalma. Biliyorsun baban bu durumdan hoşlanmıyor’
‘Tamam anne, geç kalmam’
Çocuk akşama kadar arkadaşlarıyla takılmış, annesinin sözünü unutmuştu. Aklına geldiğinde ise çok geç olmuştu.
‘Eyvah! Babam kızacak şimdi’ dedi arkadaşlarına ve yanlarından ayrıldı.
Baba eve geldiğinde çocuğunu görememiş annesine nerede olduğunu sormuştu. Anne, bu soru üzerine:
‘Arkadaşlarıyla çıktı’ dedi köşeye sıkışmış bir şekilde.
‘Ne demek arkadaşlarıyla çıktı?’ dedi babası ‘Onun tek başına yönünü bulmakta zorlandığını bu yüzden de yolunu kaybettiğini bilmiyor musun?’
‘Biliyorum ama çok ısrar edince kıramadım’
‘Bana niye haber vermedin?’
‘Kızarsın diye haber vermedim’
‘Hanım! Hele bir eve gelmesin o zaman görürsün?’ dedi babası.
Akşam olmuş aradan iki saat daha geçmişti.
‘Bey, çıkıp bir bakalım’ dedi gencin annesi.
‘Ah hanım ah! Ne diyeyim ben sana. Kaç sefer söyledim çocuğu tek başına gönderme diye’
‘Ne olur üstüme gelme’ dedi annesi, ağlamaklı bir şekilde.
‘Hadi o zaman, çıkıp arkadaşlarına soralım’
Çocuğun anne ve babası evden çıkarak onu araştırmaya başladı. Arkadaşlarının hepsine gidip sordular ama nafile. Hepsi ağız birliği etmişçesine beklemeden önceden çıktığını söylediler.
Onlardan olumlu bir cevap alamayınca endişeleri iyice artmıştı. Artık başka çareleri olmadığı için polis karakoluna gittiler.
‘Komiserim’ dedi Komiser Yardımcısı Tuna ‘Bir adamla kadın gelmiş çocuğunun kaybolduğunu söylüyorlar’
‘Siz gidin bende birazdan gelirim’ dedi Komiser Yakup.
Komiser Yakup, odasında işini bitirdikten sonra çocukları kaybolan anne ve babanın yanına geldi:
‘Merhaba’ dedi onlara ‘Ben komiser Yakup, size nasıl yardımcı olabilirim?’
‘Komiserim’ dedi gencin babası ‘Oğlum, uzun zaman önce geçirdiği bir hastalıktan dolayı yönünü bulmakta zorlanıyor. O yüzden de o nereye gidecekse biz götürüp getiriyoruz. Bu sabah ben işe gittikten sonra annesi onu yanında arkadaşları var diye sokağa çıkmasına izin vermiş. Ondan sonrası da malum, oğlum ortadan kayboldu’
Onu sakince dinleyen Baş komiser Yakup:
‘Beyefendi, şimdi siz eve gidin ve bizden haber bekleyin’
‘Komiser bey’ dedi çocuğun annesi aniden ayağa kalkarak ‘Benim çocuğum kaybolmuş siz evinize gidin bizden haber bekleyin diyorsunuz’
‘Hanımefendi, önce bir sakin olun. Ondan sonra ne yapacağımızı konuşuruz’
‘Ne sakin olması. Sakin makin olamam’
‘Hanımefendi, siz böyle yaparsanız biz bir yere varamayız’ dedi Komiser Yakup.
‘Tülin, sus artık’ dedi, kadının kocası ‘Komiser Bey, ilgileneceğini söyledi.
‘Hayır susmayacağım, zaten senin ilgisizliğin yüzünden çocuk bu hale geldi’
‘Tülin, yeter artık. Herkesin önünde tartışmayalım’
‘Artık susmak yok. Oğlum bulunsun en kısa sürede senden boşanacağım. Bu saatten sonra senin zulümlerini çekemem’
‘Ya öyle mi’ dedi kocası ‘Oğlumun velayetini alayım. Bakalım o zaman da böyle sesin çıkacak mı?’
‘Bunu bana yapamazsın?’
‘Gör bak nasıl yapıyorum’
Bundan dolayı ikisi kavga edeceklerdi ki Komiser Yakup araya girdi ve kavgayı önledi.
‘Bir daha kavga çıkarırsanız ikinizi de nezarethaneye atarım dedi.
‘Tamam komiserim’ dedi adam ‘aylardır aramızda sorun vardı. Bu yüzden kaç sefer boşanma kararı aldık. Fakat bu sefer farklı, ortada kaybolan çocuğumuz var ve sebep olan da annesi’
‘Sus yalan söyleme’ dedi çocuğun annesi ‘Ona karşı hem ilgisizdin hem de…’
‘Tülin ağzını açarsan…’
Komiser Yakup, onların ikisini de susturarak:
‘Atın ikisini de nezarethaneye orada bir gün geçirsinler belki akılları başlarına gelir’
Onlar yine rahat durmamış sabaha kadar karşılıklı atışarak polisleri canlarından bezdirmişlerdi. Ertesi gün nezarethaneden çıktıklarında ise yine birbirlerine karşı nefretleri solmamıştı. Bu yüzden karakoldan çıktıktan sonra her ikisi de ayrı ayrı yönlere giderek gözden kayboldular.
Onlar karakoldan çıktıktan sonra:
‘Bu işte bir iş var’ dedi Komiser Yakup ‘Annesi de babası da bir şeyler gizliyor gibime geliyor. O yüzden anne ve babayı da gözlem altına alalım’
‘Baş üstüne komiserim’ dedi Komiser yardımcısı Tuna.
Onlar araştırmaya koyulurken kaybolan çocuk evini bulamadığı için bir yerde oturmuş ağlıyordu.
Onun ağlamasını gören yaşlı bir bayan yanına yaklaşarak:
‘Evladım, ne oldu, niçin ağlıyorsun?’ dedi, onun başını okşayarak.
Çocuk başını kaldırarak:
‘Teyze, evimin yolunu bulamıyorum’ dedi hıçkırarak.
‘Nerede oturuyorsun?’ dedi kadın.
Çocuk bir süre düşündükten sonra:
‘Bilmiyorum teyze’ deyiverdi.
Onun sözleri üzerine ‘hımm’ dedi kadın, daha sonra da:
‘Evladım aç mısın?’ dedi neşeli bir şekilde.
Çocuk, evet dercesine başını sallayınca kadın onun elinden tutarak evine götürdü. Karnını doyurduktan sonra yatıp dinlenmesi için ona yer hazırladı.
‘Evladım, bugün dinlen yarın polise gidelim onlar senin evini bulurlar’ dedi şefkatli bir şekilde.
Çocuk, uzun zamandır yürüdüğü için yorgun düşmüştü. Bu yüzden başını yastığa koyar koymaz uyudu.
O uyuduktan sonra yaşlı kadın çocuğun vücudunu yokladı her hangi bir sorun var mı diye. Çocuğun vücudun da yer yer yara izleri vardı. Ayrıca üzerinde sigara söndürülmüş gibi yanıklar görülüyordu.
Yaşlı kadın çocuğun üzerindeki yara izlerini görerek dehşete kapıldı:
‘Vah yavrum vah! Neler yapmışlar sana böyle’ dedi kendi kendine.
Ertesi gün beraber karakola gittiler. Orada kadın çocuğu nerede bulduğunu söyledi ve üzerinde ki yara izlerini söylemeyi de ihmal etmemişti.
Polisler kadını dinledikten sonra bütün birliklere anons geçtiler. Anons Komiser Yakup ve ekibine de ulaşmıştı.
‘Komiserim aranan çocuk bulundu’ dedi Komiser Yardımcısı Tuna.
‘Anlaşıldı’ dedi Komiser Yakup, ardından ekibini alıp çocuğun bulunduğu karakola intikal ettiler.
Karakola geldiklerinde ise oranın komiseri yaşlı kadını göstererek çocuğu onun bulmuş olduğunu söyledi. Ayrıca o komiser, çocuğun üzerinde de yara izleri olduğunu bu yüzden savcılığa bildirdiğini ve savcılığında gelmek üzere olduğunu söyledi.
Bir saat sonra savcı ve onunla beraber bir pedagog gelmişti. Onun eşliğinde çocuğun ifadesini alacaklardı.
Çocuk, karakolda uslu uslu oturuyordu, ama kafasında bin bir düşünce vardı.
O düşünceler içerisindeyken içeriye pedagog ve arkasından da savcı girdi.
Pedagog kendini tanıttıktan sonra:
‘Yavrum, seni bu hale kim getirdi?’ dedi, şefkatle başını okşayarak.
Onun sorusu üzerine çocuk başını kaldırdı ve hüzünlü gözlerle ona baktı fakat bir şey demeden başını yere eğdi.
Bu sefer savcı araya girerek:
‘Evladım, benimde senin gibi sevimli mi sevimli çocuğum var, adı Ensar. Ona bir şey olsa canım gider. Sadece o değil tüm çocukları bir şey olsa canım gider. Şimdi seni bu hale getirenleri söyle ki bir çare bulalım’
Çocuk, tam bir şeyler diyecekti ki anne ve babası içeri girdiler.
‘Yavrum bizi çok korkuttun’ dedi babası.
‘Neden bize bunları yaşatıyorsun?’ dedi annesi çıkışarak.
Çocuk onları görür görmez odanın köşesine kaçarak:
‘Ne olur beni onlara vermeyin’ dedi yalvarırcasına.
‘Yavrum, biliyorum çok korktun. Evimize gidelim bu korkun geçer’ dedi annesi.
‘Vurma, vurma anne canım acıyor’
‘Oğlum, annen neden vursun sana’ dedi babası.
‘Hayır, hayır gelme istemiyorum artık. Sen yaptıkça popom acıyor’
Savcı, çocuğun söylediklerini duyduktan sonra polis memurlarına emir vererek çocuğun anne ve babasını odadan dışarıya çıkarttı.
Onlar odadan dışarıya çıktıktan sonra pedagog çocuğun yanına yaklaşarak:
‘Annen ve baban mı yaptı bunları?’
Bu soru üzerine çocuk evet dercesine başını salladı.
‘Yavrum, bak emin ellerdesin. Her şeyi anlat ki sana yardımcı olalım’ dedi pedagog.
Çocuk, pedagogun sözlerinden sonra başını kaldırarak:
‘Annem, babam yokken içtiği sigaraları üstümde söndürüyordu’
‘Ya baban’ dedi savcı.
‘O, o’ dedi ve ellerini yüzüne koyarak ağladı.
‘Korkma yavrum, biz yanındayız’ dedi komiser Yakup.
‘O da annem evde yokken pantolonumu indirip bana…’
‘Tamam, yavrum anladım. Anlatmana gerek kalmadı’ dedi savcı.
Ertesi gün çocuğun anne ve babası çocuğa eziyet etmek ve cinsel saldırıdan dolayı tutuklanma istemiyle savcılığa sevk edildi. Çocuk ise devlet korumasına alındı.

Murat Canpolat

hikaye, hikaye oku, şiddet, çocuğa şiddet, dehşet, dehşet hikayeleri,

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu