Gelin Taşı Efsanesinin Hikayesi
Adana’nın Pozantı ilçesine bağlı bir köyde yaşayan genç bir ağa kızı bulunmaktadır. Babası gaddar ve kibirli bir insandır. Biricik kızının, kendisi gibi bir ağa oğlu ile evlenmesinden yanadır ve bu konuda kararlıdır. Fakat genç kız pınar başlarında gizlice buluştuğu ve gece gündüz hayalini kurduğu köyün çobanına aşıktır. Kalbi,kişiliği ne kadar güzel olsa da bir çobanı babasına kabul ettiremeyeceğini bilir; fakat ondan asla vazgeçemez çünkü birbirlerine deli gibi aşıktırlar.
Düğün günü gelip çattığında eşeklere çeyizler yüklenir. Millet davullarla oyun oynarken kız bir şekilde kaçmayı başarır ve çobanla yola koyulurlar. Devenin üzerinde gelinle çoban olabildiğince uzaklaşmaya çalışsalar da olaydan haberdar olan babası ve köylü aşıkların peşine düşer ve onları bulurlar. Köylülerin yaklaştığını gören kız yakalanacaklarını anladığında ellerini gök yüzüne açar ve Allah’a yalvavarak dua eder: “Allah’ım, ya beni sevdiğimden ayırmayıp kuş olup uçur ya da bizi taşa çevir ki bizi ayırmasınlar,” derken deve üstünde gelinliğiyle kız, deve yularını çeken çoban önde oracıkta taş kesilirler.
Bir söylentiye göre aşıkların kıyametten önce eski hallerine döneceklerine ve aşklarını özgürce yaşayacaklarına inanılır. Bu öykünün kökeni yıllardır Pozantı’da dilden dile dolaşan ve günümüzde bile gerçekliği savunulan bir efsanedir. Efsanenin geçtiği yer olduğu düşünülen “Gelin Taşı Kayalıkları”, Niğde yönünde, Çiftehan kasabasından birkaç kilometre sonra sağ taraftaki yamaçlarda görülmektedir.
Adana Markasının Öyküleri – Adana Ticaret Odası-Hikayeyi Gönderen – Sinem ÖZ