Güzel Bir Hikaye; “Siyah Kuş”
Gri hava, parçalı bulutların arasından sızan güneş ışığıyla yeniden ısınıyordu.
– Hey bekle! Neden bana öyle baktın? Hikaye
– Nasıl baktım? Farkında değildim. Biraz bekle, soluklanmam gerek.
– Otobüs, durağın önünde durdu sizi öyle bakarken görünce, beni tanıyorsunuz sandım.
– Ne yani, tanıyormuş gibi mi baktım size? Hikaye
– Hayır, tam olarak değil.
– Gözleriniz biraz sulandı ve bana bakıp daldınız. Tabi bende sizden gözümü alamadım.
– Sen de benimle konuşmak için otobüsten inip koşarak benim yanıma geldin.
– Peki ne demek istiyorsun? Hikaye
– Şu an aklıma bir şey gelmiyor ama belki birlikte yürürsek bir şeyler bulabiliriz.
– Konuşacak bir şeyin yoksa üzgünüm, bazı işlerimi halletmem gerek. Şu an buna ayıracak vaktim yok. Zaten sizin yüzünüzden otobüse de binemedim. Hem erkek arkadaşım var.
– Buradaki üniversite de mi okuyorsun? Hikaye
– Evet, İki ay önce dondurmak zorunda kalmıştım. Şu an da bazı evrak işleri için geldim.
– Burada okuyan arkadaşlarım var. Belki tanıyorsundur. Hikaye
– Tanıyor olabilirim ama birazdan otobüsüm gelecek ve gerçekten vaktim yok.
– Benim de vaktim yok aslında. Siz bana öyle bakmasaydınız ben de şu an hastanedeki randevuma yetişebilirdim.
– Sizi, otobüsten inmeye ben zorlamadım. Kendi kararınızla indiniz.
– Ama … Tamam, kendi kararımla indim. Hikaye
– Peki neden bana öyle baktınız?
– Bakın geçenlerde anneannemi kaybettim. Sizi görmeden önce onu düşünüyordum ve biraz duygusallaşmış olabilirim.
– Hepsi bu mu yani, tamam. Anneanneni mi hatırlattım? Ne güzel.
– Peki bakın şansa benim otobüsüm geliyor. Müsaadenizle ben gidiyorum. Randevuya yetişme şansım hala var. Size iyi günler.
– Yine kaçıyorsun. Hikaye
– Ne anlamadım? Yine mi? Yine mi dedin?
– Hayır, söylemedim.
– Ne demek söylemedim. Çabuk bir açıklama yap, otobüsü yine kaçırmak istemiyorum.
– Açıklama mı? Neyi açıklama mı istersin?
– Otobüs gidiyor biraz çabuk ol! Hikaye
– Yaptığını beğendin mi? Evet şimdi yeterince vaktim var. Söyle bakalım sen kimsin ve beni nereden tanıyorsun? Senin vaktin olabilir ama benim yok.
– Alkol alıyor musun hala?
– Alkolle ne ilgisi var bunların?
– Hala kullanıyorsun değil mi? Kazadan sonra değiştin sanmıştım ama hala aynı davranıyorsun. Bir bakışa her şeyini verirsin. Bak gözlerime, bak. Bu yeşil gözleri hatırladın mı? Odandaki siyah kuş resmini?
– Kafayı mı yedin sen? Ben seni tanımıyorum! Ne siyah kuşu!
– Ailen o resmi attı dimi? Hikaye
– Asıl kafayı sen yemiştin.
– Hatırlamıyorsun. Hatırlamak istiyor musun?
– Niye ağlamaya başladın. Hikaye
– Bak üç hafta önce bir kaza geçirdim ve bazı şeyleri hatırlamakta zorluk çekiyorum. Kazadan kısa süre önceki bazı şeyleri tam hatırlamıyorum. Şimdi bana söyler misin, sen kimsin?
– Kaza falan değildi. Ailen sana ne söyledi bilmiyorum ama sen, evinizin çatısından aşağı atladın ve üç hafta önce değil bir aydan fazla oluyor. O sırada ben de senin yanındaydım. Yine çok içmiştik. İkimizde alkoliğiz ve bir süredir tedavi alıyorduk. O gün dayanamayıp yine içmiştik. İki aydır sevgiliydik sadece, seni çok iyi tanımıyordum ve birlikte uzun bir tatile çıkalım dedin. Bunun gibi içtikçe garip hayaller kuruyordun hep, ben de kabul etmedim tabi. Tedavi almamız gerektiğini söyleyince sen yine olayı büyütüp kaçmaya çalıştın. Uzun süre tartıştık ve aklın yerinde olmadığı için kendini üçüncü kattan aşağı attın. Bir hafta sonra uyanınca ailen, beni ve olanları hatırlamadığını söylediler. Ben de seni unutmaya çalıştım. Ne bunlar göz yaşı mı?
– Otobüsüm geldi, kendine iyi bak.
– Hey!
– Hoşçakal siyah kuş.
Ahmet Bey
Hikaye, Hikaye Oku, Aşk Hikayeleri, Aşk, Duygusal Hikayeler, Aşk Öyküleri, Öykü,Aşk Masalları,