Sevda ve yalnızlık ne kadar zıt kulağa temas edince. Oysa aynı limandan kalkan iki sessiz rüzgarmış. Yüzleri ne zaman güneşe dönse, korkuyla ay gelir akıllarına o an. Çünkü yalnızlık, ne zaman güneşi görse, o kadar daha uzağa yıkılan, devran bir delikanlı misali korkar olmuş. Dünya buya, doğanın kanunu, hersey hep aynı gitmez, ama hep acıda gitmez, biliriz. Yorulan yalnızlık, çare arar liman liman ama bilmez ki sevda onun gölgesidir. Acıya Acıya çare ararken kendıne, yorgun düşer ve çaresizce tükendiğini hisseder, artık Son limana yanaştığı anlayarak umutlarının ve hayellerinin yolculuğunun sonuna geldiğini anlarsın. Geldiği Son limandan da ilk limanda olduğu gibi sevdayla karşılaşır ve onunda bitkin tükenmiş düştüğünü görür. Sorar sen neden böylesin, sanki peşindeki bir yel misali oda hiç düşünmeden cevap verir;
Sen bulamadığın çareni anca çaresizlikte bulursun, hala anlamadın mı? Sevda rüzgarına kapılmış bir yürek her nereye giderse gitsin, rüzgar olurum peşinde, o yüzden sevdadan kurtulma çabasına düşme, bu senin Son limanın olur….