Bir Ünlü Sanatçı Hayranına Aşık Olur mu? II. Bölüm.

Bir Ünlü Sanatçı Hayranına Aşık Olur mu? II. Bölüm.

Annesi hastahaneden çıkalı 10 gün olmuştu. İşe geri dönmüştü ama adapte olamıyordu.  Aklı cüzdanında yazan notta ve Boran’daydı. Böylelikle bir 10 gün daha geçti ama olmuyordu, Aklından çıkmıyordu, Gözünü her kapadığında hastahanedeki o gün geliyordu gözünün önüne.

Olamazdı, adam evliydi. Şimdiye kadar bu şekilde bir şey yaşayan kimi duyduysa çok büyük tepki göstermişti. Şimdi aynı şeyleri yaşayabilme ihtimali bile kendi kendini yerin dibine sokması için yeterliydi ama engel olamıyordu kendine.

Şimdi kınadığı arkadaşlarını çok iyi anlıyordu ve düşünüyordu; Kınamadığını yaşamadan ölmüyormuş hiç kimse. En sonunda dayanamadı. işten izin aldı eve geldi.

Annesi evdeydi kızını görünce şok olmuştu. Çünkü Çisem Kızının hastalanması haricinde kendisi hastalıktan ölse bile izin alan biri değildi. Annesi zaten hastaneden çıktığı günden beri kızının tuhaf davranışları olduğunun farkındaydı birde bu erken gelme annenin alıcıları iyice açmasına neden olmuştu.

Kırıklığı olduğunu söyleyen Çisem odasına gitti. Biraz müzik dinledikten sonra olabilecekleri enine boyuna düşünürken bir anda kendini cüzdanından not kağıdını çıkarırken buldu Çisem komşularının kalbinin atışını duyduğundan şüpheleniyordu. Öyle hızlı çarpıyordu ki kalbi.

En sonunda aradı kâğıtta yazan numarayı. Çaldırdı çaldırdı çaldırdı.. Telefon açılmadı. Yıkıldı Çisem. Bir daha aramaya cesaret edebilir miydi ?

Derken 2 dakika sonra telefon çaldı. Arayan oydu !

Çisemin Eli ayağı zangır zangır tityordu telefonu elinde sabit tutup telefonu açamıyordu. Hayatında bir dönüm noktasına girmek üzereydi bu telefonu açarak.. Bambaşka bir kapıdan geçecekti.. İçi aşk, ama yerleri dikenli tel dolu..

Nihayet telefonunu açtı, Çisem daha kendinde konuşacak gücü bulamadan karsıdan Boran kısık, hafif çekingen bir sesle ‘Çisem Lütfen sen ol’ dedi..

Çisem duyduğu ses karsısında mutluluktan havalara uçtu, karsısındaki ses o kadar etkileyiciydi ki bu aralarında olanlar yaşanmasaydı bile bu sesten etkilenirdi..

Konuştular , konuştular, konuştular.

O kadar konuştular ki sanki 40 yıllık ahbap gibi, konuşacak çok şeyi birikmiş iki arkadaş gibi saatlerce.. Bu mutlulukla uyudu Çisem. Sabah ise resmen liseli aşıklar gibi telefonuna gelen mesaj sesiyle uyandı, ‘Günaydın ‘yazmıştı Boran..

Boran için gün aymamıştı. Çünkü Çisem’i düşünmekten uyumamıştı. Hislerinin karşılıksız olduğunu biliyordu ama bu işin çok zor olacağını da olduğunu da biliyordu. Bunu bilmek bile onu bu aşkı yaşamak isteğinden alı koymuyordu. 20 gündür aldığı nefes, hastane köşesinde tanıştığı, sabaha kadar sohbet ettiği genç hem de fazla genç kadın Çisem olmuştu.

Çok mutsuz bir evliliği vardı. Yıllar önce bitmesi gerekirken, eşinin hastalığı ortaya çıkmıştı.. Yıllarca hayat arkadaşlığı yapan kadını, tam ona en çok ihtiyacı olduğu zaman bırakıp gidemezdi.. Ona yakışmazdı, insanlığa sığmazdı. Ama eş olarak hayatları da, paylaşımları da yıllar evvel bitmişti. İki ev arkadaşı, hasta ve bakıcısı gibi bir ilişki vardı aralarında.. O kadar ki eşi Boran’ın aşık olduğunun da farkındaydı.
Zaten Boran için bu aşkı zor kılan evli olması değil, kendisinin tanınmış bir kişilik olması, Çisem’in onun yaşı için gerçekten genç olması ve medyanın, medyadan öte Çisem’in eşiyle arasındaki ilişkinin durumunu tam bilmemesinden dolayı kendini bir türlü bu aşka gönül rahatlığı ile bırakamayacak oluşuydu.

Zaman akıp gidecekti. Gidecekti ama bakalım onlara neler getirecekti… ?

devamı

Hikayeyi Gönderen – Havva B.

Exit mobile version