Belkide Ölücektim, Kim Bilebilir? PART I

Çevresi tarafından egoist, asabi, fazla yanına yaklaşılmaması gereken birisi olarak tanınırım. İsmim Emir yaşımda 18. Bağdat Caddesine taşınmadan önce bana musallat olan birisiyle yaşadıklarımı anlatacağım sizlere.

Benden uzun boylu kalıplı yüzünde atkı olan bu kişiyi ilk kez evimin penceresinden dışarı bakarken gördüm. Uzun süre bakıştıktan sonra gitti. Ertesi gün sabah evden çıktım ve tek istediğim ekmek almaktı. Önümdeki sokağın köşesinden çıktı ve durdu, bende yanına gittim. Aşırı cesaretli ve gereksiz bi özgüvenim olduğu da söylenir bu arada. Kimsin sen? dedim. Seni öldürmeyi planlıyorum, dedi. Heee o zaman bi denesene diyip güldüm. Sesi çok hafif tanıdıktı ama o an anlayamadım bi türlü. Atkısı sesi boğuklaştırıyordu. O an kafasını patlatasım geldi ama yapmadım. Hala çok küstahsın, senden hep nefret ederdim, dedi. Kahkaha atarak yanından geçtim ve yapabiliyorsan gel beni öldür dedim. Ekmeği alıp eve gittim. Sonradan fark ettim ki bu benim ortaokulda sürekli azarlayıp dövdüğüm çocuklardan biriymiş. Elindeki izi, kafamda canlandırınca aklıma geldi.

Buraya kadar, diyebilirsiniz bu ne anlatıyor diye. Fakat çocuğun bu diyalogdan sonra evinde geçirdiği ufak çaplı cinnet sebebiyle, annesinin çocuğunu düşürmesine sebep olması ve bundan beni sorumlu tutması da ayrı bir olay. Yaşananlar bununla sınırlı değil. Çok uzatmamak adına ikinci part için beklemede kalın diyorum ve noktalıyorum :) Hoşça kalın.
Emir

Exit mobile version