Gerçek Hikayedir; “Otuz Yıl Sonra Almış Olduğum Ders”

Gerçek Hikayedir; “Otuz Yıl Sonra Almış Olduğum Ders”

“Gerçek Hikayedir; Otuz Yıl Sonra Almış Olduğum Ders ” başlıklı hikaye, yazarımızın kendi başından geçmiş gerçek bir hayat hikayesidir.

Çocukluğumdan kalan unutamadığım hatıralarımdan birisi ve 30 sene sonra bu hatıranın sebebiyle aldığım ders.

Herkesin mutlaka çocukluk çağlarında unutamadığı kendince çok güzel hatıraları vardır. Onları hasretle anar ve bazen en yakınlarına anlatır, bazende sadece kendisi düşünür mutlu olur. Ama bunu paylaşmam gerektiğini düşünüyorum.

Bir cuma günüydü. Cuma vakti girmesine yakın camiye gittim. Üst katta yerimi aldım. Henüz pek kimse yoktu, sadece arkamda orta yaşlarda bir amca vardı. Ben erken gidip sessizliğin içinde dua ederdim. Bu çocukluğumdan beri beni rahatlatır ve mutlu eder. Yavaş yavaş cami dolmaya başladı. Üst kata her zaman olduğu gibi mahallenin çocukları dolmaya başladı. Haliyle çocuklar, çocukluklarının gereği yaramazlık yapıp gürültü yapıyorlardı.

Ben ise hiçbir çocuğa aldırış etmeden kendi halimde dua etmeye devam ettim. İşte tam o sırada yaramazlığın doruk noktasına ulaşmış bir çocuk dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Naylon poşetin içine koyduğu bir futbol topuyla gelmişti camiye. Bende duamda “Allah’ım ben elimden geldiği kadar uslu durup sana en güzel şekilde ibadet etmeye çalışıyorum oysa sen ona çok güzel bir meşin top nasip etmişsin. Bende istiyorum Yarabbim dedim”. O zaman ettiğim o duayı hiç unutamıyorum. Cuma namazı bitmiş ve herkes dağılmaya başlamıştı. Çocuklar koşarak camiden çıktılar, ben de her zaman yaptığım gibi ağırdan alarak camiden çıktım. Caminin bahçesinde üst kattaki o amca vardı ve beni yanına çağırdı. Önce başımı okşadı, sonra adımı falan sordu ve bana aferin diğer çocuklardan çok farklıydın, namazını güzelce kıldın, çok da uslu durdun diyerek elini cebine attı ve bir miktar para çıkararak bu sana benim hediyem dedi. Ne istiyorsan git bakkaldan al dedi ve çok güzel dualar etti. Öyle mutlu olmuştum ki tanımadığım bir insandan bu şekilde bir tebrik ve harçlık aldığım için. Ardından teşekkür ettim ve doğruca bakkala gittim. Tabi ki O meşin topun fiyatını sordum tam tamına yetiyordu ama biliyor musunuz ne yaptım o topu almadım. Onun yerine bütün paramla eve malzeme aldım. Hatırlamıyorum ne olduğunu ama ekmek yoğurt vs.. o tür şeylerle eve gittim. Maksadım annemi sevindirmekti. Zile bastım ve kapıyı belkide ilk defa babam açtı. O gün eve erken gelmiş ve bana bir hediye almış….

Sanırım ne olduğunu söylememe gerek yok.

Gelelim bu olaydan sonra yeni başıma gelene

Geçen hafta Cuma namazını kılarken masum bir çocuk dikkatimi çekti ve sonra bu güzel hatıram aklıma geldi. Sıranın bana geldiğini düşündüm ve bende bu çocuğu sevindirmek istedim. Camiden çıktım ve onun gelmesini beklemeye başladım. Umarım bu çocuk içinde güzel bir hatıra olur diye de dua ediyordum beklerken. Cebimdeki paradan bir kısmını ona vermek için ayırdım. Ufaklık çıktı ve yanıma çağırdım. Başını okşadım, adını sordum, ona dua edip elimde tuttuğum parayı ona verdim. Çocuk ne yaptı biliyor musunuz; doğruca cami hayırına götürdü ve oraya bıraktı. Çok şaşırdım ve tekrar yanıma çağırıp bunu da al dedim. Ama yine aynı şeyi yaptı. Bunun üzerine tekrar çağırıp sordum. Ben o parayı sana kendin harca diye verdim sen neden oraya veriyorsun dedim. Bu sefer ders alma sırası bana gelmişti. Amca sana teşekkür ederim ama ben bugün Cuma hayrına para veremediğim için dua sırasında Rabbim den bunun için para istedim ve Rabbim hemen gönderdi. Çocuğa hayranlıkla bakakaldım. Bana vermiş olduğu ders için çocuğa teşekkür ettim ve cebimdeki bütün parayı ona verdim. Almış olduğu parayı yine mi hayra verdi yoksa yanına mı alıp gitti bakmaya cesaret edemedim ve uzaklaştım.

Dilaver AJDER

Exit mobile version