KARAR İDAM
“Hani temyizde beni kurtaracaktın?” Avukat gayet sakin biçimde, “Dur daha, bu karar
Avam Kamarası’nda oylanacak. Seni kurtaracağım”der. MECLİS DE ONAYLAR … Dava Avam Kamarası’na (Meclis’e) gider, ama orada da idam onaylanır!.. Daha sonra Lordlar Kamarası ve Kraliçe de idamı onaylar, adam kurtulamaz. Kraliçenin onaylaması ile darağacı kurulur, adamı sandalyeye çıkarır, boynuna ipi geçirirler. Bu sırada avukatı ile göz göze gelen adamın öfkesi bakışlarına yansımıştır.
Avukat ise hala son derece sakindir. Gözleriyle işaret ederek, merak etmemesini, onu kurtaracağını anlatmaya çalışır. Adamın ise artık umudu kalmamıştır. Cellat gelir, adamın altındaki sandalyeyi iter ve talihsiz adam boynuna geçirilen ipte sallanmaya
başlar.
AVUKAT KOŞMAYA BAŞLAR … O sırada avukat, kalabalığı yararak darağacına doğru koşmaya başlar. Merakla ne yapacağını anlamaya çalışan celladı bir hamlede geçer, ipi keserek adamı kurtarır. Doğal olarak ortalık karışır, bu kez hem idam mahkumu hem de avukatı yakalanır. Avukata bunu neden yaptığı sorulunca yanıtı şöyle olur: “Bu adam idam mahkumuydu. Siz de onu idam ettiniz. Adamın ölüp ölmemesi siz ilgilendirmez. Kanunda ‘idam edilir’ yazıyor. ‘İdam edilerek ÖLDÜRÜLÜR’ yazmıyor. İdam gerçekleşmiştir!..” Bu sözler üzerine adamı tekrar idam etmeye cesaret edemeyen yetkililer konuyu Kraliçe’ye iletirler. Kraliçe, zekasından dolayı avukatı kutlar ve adamı affeder. Bu olaydan sonra, ilgili kanun maddesi değiştirilerek “İdam edilerek ÖLDÜRÜLÜR” biçiminde yeniden düzenlenir.
Alıntı