NAFTALİN KOKAN MEKTUPLAR -2-

Naftalin Kokan Mektuplar 2. Bölüm

Nasılsın prensesim? Görüşemedik yine… Mektup alıp verdiğimiz yeri değiştirmemiz gerekiyor. Bundan önceki mektubu oraya gizlerken meraklı kadın beni gözetliyordu. Bence durumu fark etti. İsmail’in düğününde bizi yan yana gördüğünde şüphelenmişti zaten. Ağzında bakla ıslanmaz onun. Bizimkilere yetiştirirse yine rezil oluruz. Hazır ortalık durulmuşken, seni benden, beni de senden vazgeçti biliyorlarken, bu oyun bir süre daha böyle devam etsin. Sana harçlık bırakıyorum, alınca güle güle harca ve bana söylenmeyi bırak. Ben seninle ilgilenmeyeceğimde kiminle ilgileneceğim?

Şu hayatta iki kadını seviyorum, biri annem (müstakbel kaynanan) diğeri de kaynananın son gelini. Nasıl espri yapıyorum ama değil mi? Çarşı merkezde, benim gittiğim spor salonunun az ilerisinde yeni bir kafeterya açıldı. Hamburgeri falan güzel. Kızacaksın biliyorum ama ben oraya spor sonrası sensiz gittim de bir güzel zıkkımlandım. Hani yanlış anlama, sırf keşif yapmak için gittim. Çarşıya indiğinde gideriz birlikte. Köy arabasına binersin, alırım seni arka caddeden. Senden gelen mektupları da sana vereyim biliyorsun bende istifleme işi yok. Bu işi en iyi sen yaparsın. Bunu koyacağım zarfın altına senden gelen tüm mektupları da bırakırım alırsın yerinden. İkimizin en değerli hatıralarından olacak şu yazdığımız ve okuduğumuz mektuplar bilmiş ol. Ben annemi illaki ikna edeceğim. Senin annen benimkiyle tartışmasaydı bu iş uzamayacaktı. Askerlik zamanım yaklaşıyor. On sekiz ay yokum piyasada. Seni giderken bizim evde görmek istiyorum tatlım. Beni bekleyen iki kadın olsun bizim evde. İki bekleyen kadın aynı evde olsun. Annem sivri dillidir ama kıyamaz bana. Sana bir lafı yok onun aslında. Annene kızmış neden kızına sahi çıkmıyorsun diye halamın evinde tartışmışlar. Sen onlara bakma bugün kavga ederler yarın yüz yüze bakacaklar. Güzel bir laf vardır hatırladın mı? Bakacağın yüze tükürme, tükürdüğün yüze bakma… Unutturma da listeye yaz yeni çıkan albümlerden kaset dolduralım yine. Uğrayalım kasetçiye. Onları da hatıra kutusunda saklarsın. Yaşlandığımızda çocuklara gösteririz. Al bak anneni bu şarkılarla kandırdım derim. Sende kurulursun havandan geçilmez. Tamam tamam birşey demedim. Annelerimiz de babalarımız gibi sakin olsaydı ne olurdu ya? Şimdi çocuk seviyorduk. Onlar da torun. Bu zorlukları bize yaşatıyorlar ya ne diyelim Allah iyi etsin…

Kime ne zararımız var bizim köyden kovmadıkları kaldı. Ne dedikodular bitti ne de bire beş katmalar. Kimseyle muhatap olmuyoruz ya artık iyi ediyoruz bence. Sağda solda görüntü vermeyince deliye dönüyor bunlar. Bizimle uğraşamıyor başkalarına yöneliyorlar. Dün annem dedi ki bana, görüşüyor musunuz yine? Yok dedim ama galiba inanmadı. İşten geç geliyorum ya spordayım falan diyorum inanmıyor. Kim fitnelediyse, o gün çapa yapan kadınlar vardı ya hani, seni okuldan almıştım da kanal yoluna girmiştik, oturuyorduk su kenarında. Anneme haber gitmiş hemen. Bir kadın bize o gün uzun uzun baktı senle otururken. Onun işidir bu. Ama ben o kadını tanımıyorum. Kalabalıktılar çapa yaparken. Beni tanıdı ki anneme yetiştirdi ve tanıdık olduğu çıktı ortaya ama ben tanımıyorum. Biz senle evlenince kimi konuşacaklar, nasıl dedikodu üretecekler çok merak ediyorum. Bunlar neden bizimle uğraşıyor canım. Kıskandırmıyoruz ki kıskansınlar. Uğraşan onlar, çile çeken biz. Köyde olmanın dezavantajımı bu acaba. Birkaç kişi dedikodu yapıyor huzurumuzu kaçırıyorlar. Bir kere de hayırlı bir şey konuşsalar ne olur? Aramızı bozmak için uğraşıyorlar ama olmuyor. Sen böyle sevdikçe beni merak etme karşılıksız kalmaz ilgin sevgin. Biz senle bu yola çıkarken hatırlıyor musun çok sözler verdik, yeminler ettik. Kaderin önüne geçilmez bunu unutmayacağız ama gayretimiz, mücadelemiz bitmeyecek. Biz senle mühürlü aşığız bitanem. Eften püften şeyler için yol değiştirmeyiz, haberleri yok. Bizi şimdilik ayrıldı bilsinler, ayrılığı gösterecem ben onlara. Bizi nikahlandı görünce hepsinin aklı kafasından ayrılacak. Seni yanımda kolumda gördükçe birer birer devrilecek hepsi merak etme sen. Bu hafta sonu ne yap et çık evden. Çıkacak olursan balkona yolluk as da işaret ver ben de ona göre hazırlanayım. Abin telefonlarda sekreterlik yapmaya devam ettikçe biz iletişimi böyle kurmaya devam edeceğiz. Açıyorum kalın ve kötü bir ses bana alo diyor. Baban onu parayla mı tuttu gelen telefonlara baksın diye. Neden evden çıkmıyor, işi gücü yok mu başka, alışmış milleti takip etmeye, ediyor da ne oluyor? Lafta… Yahu nelerle uğraşıyoruz. Sen dediğimi unutma. Cumartesi günü müsaitim ben, mesai yok. Pazar da aynı. Mutlaka işaret ver çıkacak olursan sabah saatlerinde yolluğu as, ben de bakar ona göre hazırlık yaparım. Havalar da ısınıyor, durmanın alemi yok. Çıkalım gezelim yakalanırsak da sorun yok alır götürürüm seni, onlar düşünsün…

Ailene biraz fazla yükleniyorum farkındayım kusura bakma bunları söylemek zorundayım. Bize yok yere bedel ödetiyorlar. Şimdiye kadar düğün bitmişti, çocuk seviyorduk. Onlar taş koysunlar göreceksin nasıl anı….. onları eşş….. gibi. Bu işi yokuşa sürmeye devam etsinler. Aynı şey bizimkiler için de geçerli. Söylediklerimi unutma, paranı al güle güle harca, buluştuğumuzda yine vericem dırdır edip durma kızıyorum bak. Buluşmaya gelirken sendeki renkli kalemlerden getir bana güzel yazıyor onlar. Bu elimi yoruyor kereste gibi kalem. Aynı ben, tipik bir oğlak erkeği. Romantizmden uzak bir odun. Dağların adamı… Seni yukardaki harfler kadar seviyorum tatlım, görüşürüz.

Sinan KORKMAZ

  1. Bölüm için TIKLAYINIZ
  2. Bölüm için TIKLAYINIZ
  3. Bölüm için TIKLAYINIZ
Exit mobile version