Gitmek Acısı

Gitmek Acısı

Herkes hayatında bir kez olsun terk edilmiştir. Biliyorum ki siz de geride bırakıldınız. Sizi sevdiğini sandığınız insan tarafından sırtınızdan bıçaklandınız. Çok acılar çektiniz. İnternette sizinle aynı durumu yaşayan insanların yazılarını okuyunca hıçkıra hıçkıra ağladınız.
Bu yazıya kadar, ben de terk edilenler kervanında yazıyordum. Ancak bu yazıda sizi biraz kızdırabilecek bir şeyden bahsedeceğim: Terk eden kişinin acısı.
Terk edilmek mi daha çok acı verir, yoksa terk etmek mi diye sorsam, eminim ki çoğunuz terk edilmeyi seçersiniz. Sizin bu cevabınıza saygı duyuyorum. Ancak en büyük acıyı yaşadığınızı düşünürken bile bilmediğiniz bir şey var: Gitmek acısı.
Severken gitmek nedir bilemezsiniz. Sevdiğin kişinin iyiliği için terk etmek, bunun ağırlığı altında ezilmek nedir bilemezsiniz.
Siz terk edilince aklınızdaki tek şey ” Nasıl gider? O beni seviyordu, nasıl yapar bana bunu! ” olur. Acı çekersiniz. Belki günlerce, belki haftalarca. Fakat sonunda kendinize yeni bir hayat kurarsınız. O sizi terk eden kişinin ne hissettiğini bilemezsiniz. Ben size o büyük acıları çektiren kişinin psikolojisini aktaracağım. Umarım beni anlarsınız.
Sevdiğiniz bir kişi vardır. Bu kişiyi dünyadaki tüm kötülüklerden sakınmak, kendinize saklamak istersiniz. Ancak fark edersiniz ki, o kişi aslında sizinle mutlu olamayacak. Mutlu olduğunu zannedecek, ancak siz onu mutlu edemeyeceğinizi bilirsiniz. Ve onu üzmemek için gidersiniz.
Sevdiğiniz kişinin üzüldüğünü görürsünüz. Acı dolu paylaşımlarını okursunuz. Acı dolu bir süreçten geçtiğini, sonra kendini toparladığını izlersiniz. Ve bu, ruhunuzu o kadar yıpratır ki, inanamazsınız. ( Terk edilmeyi terk etmeye tercih edersiniz. )
Herhangi bir yerde, herhangi bir şey yaparken aniden gözleriniz dolar. Sonbahar rüzgârındaki bir yaprak gibi sararır, solar, titrersiniz. Üzerinizde sürekli, kimsenin kaldıramayacağı bir yük vardır. Biri gelip beni öldüresiye dövse de bu vicdan azabından kurtulsam keşke, dersiniz. ( Ve siz bilmezsiniz ama, en büyük ceza, vicdan azabının kendisidir. )
Ne yaptığınızı sonradan anlarsınız. Giderek aslında terk ettiğiniz kişiye değil, kendinize en büyük zararı vermişsinizdir. Bunu neden yaptığınızı, nasıl yaptığınızı sorgularken delirecek gibi olursunuz. Ve, unutamazsınız. O kişi kendine yeni bir hayat kursa da, siz bu vicdan azabından kurtulup yeni bir hayat kuramazsınız. Ömür boyu omuzlarınızda bunun yükünü taşırsınız.
İşte, aldatan, ya da başka birini sevdiği için giden birinin değil ama, severek giden birinin acı dolu psikolojisi, kafayı sıyırdığı uzun bir süreçtir bu. Eminim ki aranızda bu yazıyı anlayabilecek olan insan sayısı bir elin parmaklarından azdır. Olsun, ben yine de, çektiğiniz acıya farklı bir açıdan bakmanızı istedim.
Farklı acılarda görüşmek üzere.

Meryem Sude Küçükbaş

Exit mobile version