Aman Dünya Duymasın!…

Aman Dünya Duymasın!…

Sessizlik…

Büyük sessizlik…

Bu sessizlik içinde bir yaprağın, dalını terk edip toprağa düştüğünü hissedin…

Dalgaların sahile çakıl taşlarını savurduğunu…

Hayır! Çakıl taşları değil körpecik bedenleri getirip bıraktığını usulca…

Sessizlik…

Aman dünya uyanmasın…

Dünya duymasın, dünya hissetmesin!

Bu yeni barbarlık çağında yerinden-yurdundan sürülen,

Evini-barkını terk eden/terk etmek zorunda bırakılan hiç kimseyi görmesin dünya…

Ekranlara bakmasın, radyolara kulak kabartmasın…

Şair nasılsa yüklenir bu acıyı da…

Bugüne kadar yüklendiklerine ekler. Ne çıkar!

Çağından –çünkü ve sadece- şair sorumludur!

Gerçekten, sadece şair mi sorumludur?

Aşka, doğaya, yaratılış hikmetine, tasavvufa, türküye,

Hüzne, acıya en sahih damardan yürüyen şair, yeryüzünün bu ortak utancını da omuzlar…

Tıpkı dün olduğu gibi bugün de…

Özcan Ünlü

Exit mobile version