Horozun Hasretinden

Horozun Hasretinden

Sabah saatleriydi. Güneş, çınar ve erik dalları arasından geçip kümesin üzerine serpiliyordu. Yaz başlangıcı olduğundan tabiatın farklı sesleri duyulmaya başlanmıştı. Kahverengi parlak tüyleri diğer tavukları kıskandıracak biçimde alımlıydı. Horozun ona olan ilgisinden daha fazlaydı onun horoza olan sevdası. Ne çırpınışlar yapardı ona güzel görünmek için. Ne civcivler yetiştirdi, büyüttü. Anne şefkatini sevdasıyla bir edip o kalabalık kümeste rakipsiz bir yuva olma mücadelesi verdi yıllarca. Günler geçiyor, aralarından bazısı hastalanıp ölüyor, kümese yeni bireyler getiriliyordu. Bir hafta sonuydu, Cumartesi öğlene doğru bir bağrışma işitildi. Kümes sahibi, elinde beyaz mı beyaz güzel mi güzel bir tavuğu getirerek oraya bıraktı ve gitti. Bizim kahverengi tavuk onu iyice süzdü. Horoz tepeden aşağı çıkageldi. Yeni eşiyle karşılaştı. Beyaz tavuk pek kibirliydi. Horoz ona gövde gösterisi yapıyor, damlardan saçaklara, dallardan çitlere atlıyordu. Adeta diriliş mesajları veriyordu. Kahverengi tavuk olan biteni gördü. Kümese çekildi. Yarın nasılsa horoz onunla da ilgilenecekti. Öyle zannediyordu. Aradan baya zaman geçti. Horozun gözü beyaz tavuktan başkasını görmez oldu. Beyazda bu ilgiden pek memnundu. Diğer tavuklara hava atıyor kudret sahibi olduğunu ima etmeye çalışıyordu. Kahverengi tavuk günlerdir yumurtlamıyor, çevreyle de ilgilenmiyordu. İçine kapandı. Farklı yerlerde dolanıyor, kaçan huzurunu ve bastırması gereken kıskançlığını kontrol edemiyordu. Artık iş çığırından çıktı. Etraftaki börtü böcekle dost olmaya çalışıyordu. Kümestekilerle mesafeliydi. Horoza olan sevdasından hasret çeken kara sevdalılara döndü. Horozun umrunda bile değildi. Beyaz eşiyle gününü gün ediyordu. Kahverengi tavuk kümesin dışında iri bir böcek gördü. Aklını yitirdiği için onun peşine takıldı. Zavallı böcek korkudan toprak çatlağına girdi. Halbuki tavuk ona zarar vermeyecekti. İlgi bekliyordu. Böcek elinden kaçınca çıldırdı. Önce bağırmaya başladı. Kümestekiler şaşkındı. Herkes ona bakıyordu. Daha fazla yerinde duramadı. Deliliğin verdiği cesaret ve çılgınlıkla daldan dala kısa mesafeli uçuşlar yapıyor, avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Kümes sahibi sesleri duyunca dışarı çıktı. Kahverengi tavuk bu kez ağaçlardan eve doğru uçuyor, komşunun çatılarından odunluğuna geçiyor, bir türlü yere inmiyordu. Kümes sahibi Atilla bu duruma öfkelenmişti. Asla tavukları kesip yeme huyu yoktu. Her biri eceliyle ölüyorlar, asla başka kümeslere verilmiyorlardı. Kahverengi tavuğun delirdiğini anladı. Buna sebep olan beyaz tavuktu. Çok iyi biliyordu. Ancak yapacak başka bir şey yoktu. Hemen Remzi’ye haber verdi. Kahverengi tavuğu yakalamak şartıyla ona teslim edecekti. Remzi bisikletle geldi. Tavuk yemeye bayılırdı. Atilla ona kahverengi tavuğu gösterdi. O sırada tavuk yine rahat durmuyor, çıldırmış vaziyette bağırarak kısa mesafeli uçuşlar yapıyordu. Remzi ağaca çıkarak saklandı. Nasılsa tavuk oraya konacaktı. Aradan bir iki dakika geçti. Kahverengi tavuk ağaca doğru uçmaya başladı. Dala yaklaşır yaklaşmaz Remzi üstüne atlayarak onu sıkıca kavradı. Ağaçtan indiler. Cebinden ip çıkararak kahverengi tavuğun ayaklarını güzelce bağladı. Dermansızlıktan yorgun düşen zavallı tavuk az sonra başına geleceklerden habersiz bağırıyordu. Kümestekiler derin bir sessizliğe büründü. Herbiri Remzi’yi seyrediyor, tavuğun haline şaşıyorlardı. O sırada horoz ve beyaz tavuk kümesin arkasında bulunan tepeye doğru yürümeye başladılar. Sanki orada durmak istemiyor gibi halleri vardı. Tavuklar onları görmezlikten geliyor, hepsi kahverengi tavuğa dikkat kesiliyordu. Remzi tavuğu yan çevirdi. Cebinden çakısını çıkardı. Sımsıkı tuttuğu gövdesinden ve ayaklarından bir hamleyle işini bitirdi. Kahverengi tavuk sonsuzluğa doğru yol aldı. Ruhu kümesin üzerinden yavaşça uçarak semaya yükseldi. Horoz ve beyaz tavuğu son defa kuşbakışı gördü. İkisi de kümes tarafına doğru bakıyordu. Kahverengi tavuk sevgisinin bedelini canıyla ödemişti ancak bu son gördüğü manzara ruhuna huzur vermişti. Çünkü onun ölümü bile onları ayıramamıştı. Horozun beyaz tavuğa olan aşkına ruhuyla şahit olmuştu.

Sinan KORKMAZ

Exit mobile version