ADANA SEYAHATİM

Adana Seyahatim

Yıl iki bin sekizdi aylardan da yaz temmuz
Adana’ya gidiyoz kamyon ile yorgunuz
Ovalardan dağlardan geçiyordu yolumuz
Sıcaklardan kurudu dilimiz damağımız
*** *** ***
Düzce’den çıktık yola kasamız sunta yüklü
Kamyonla yolculuklar bilinir pek zahmetli
Sayısızca bayırı inersin hep frenli
Gülerek hatırlarım maceralı günleri
*** *** ***
Bolu, Ankara derken Aksaray’dan geçerken
Sucuk yumurta yedik bir tesiste beklerken
Adana’ya gelmeden Ulukışla gelmişken
Yollar yapılıyordu etrafı izlemişken
*** *** ***
Tırmandık Toroslara o meşhur bayırlara
Selam verdik seslendik çamlara ve dağlara
Muhteşem havası var uçsuz bucaksız ova
Soğuk suları içtik durduk da bir mekânda
*** *** ***
Büyük şehir denince aklınıza gelmesin
Yalnız iki şehir yok Adana’yı göresin
Bir günde dolaşamaz gezgin bunu bilesin
Büyülendim bu şehre tekrardan geleceğim
*** *** ***
Misafirperver halkı havası gibi sıcak
Misafir ol da gör sen yanar anında ocak
El üstünde tutarlar çoluk çocuk yaşlıcak
Ölmeden mutlak mutlak o Adana gezilcek
*** *** ***
Nefis yemekler yedik güzel sulardan içtik
Eğlenceli sohbeti insanıyla halleştik
Ayrılırken oradan sarıldık helalleştik
Bilmez misin ey dostum biz Âdemden kardeştik
*** *** ***
Sıcak isteyen iner şehrin merkezlerin
Serin hava isteyen yayla eder köyünde
Bir nine gördüm iple keçileri elinde
Sütün sağardı yünden dokur çorap patikle
*** *** ***
Hoşlanmamak ne mümkün gel gör de bir karar ver
Tavsiyemdir gezgine fırsat bul da geziver
Hatıra fotoğrafın binbir pozla çekiver
Yorulunca gölgede uzanıp dinleniver
*** *** ***
Solukların düzelir güzelim yaylalarda
Şifa bulur bedenin o canım Toroslarda
Geceler serin olur çıkarsan yukarlarda
Geleceğim Adana ilerki zamanlarda
Sinan KORKMAZ

Exit mobile version