Korku Hikayelerinden; Hayal mi! Gerçek mi? 5. Bölüm

Korku Hikayelerinden; Hayal mi! Gerçek mi? 5. Bölüm

Korku Hikayesi Oku;

Kahvaltımı yapıp yolluğumu hazırladım kapıyı kilitleyip tam yola çıkacaktım ki!

– Selam evlat hayırdır nereye yolculuk

diyen Necip emminin sesiyle irkildim. Necip emmi köyün içinde oturan 70-75 yaşlarında, saçı sakalı ak pak orta boylu çatık kaşlı görüntüsü heybetli, fazla değilse de tontiş sayılabilecek görünümde, şakacı güler yüzlü ve çok mütevazı köyde sözü geçen ihtiyar amcanın biri;

– Senmisin Necip Amca hayırdır ne gezersin buralarda, hoş geldin

– Hoş bulduk seni ziyarete geldim bir çay içeriz dedimdi amma görüyorum ki yola revan olursun.

– He işlerim var bir hafta yokum buralarda nasip olursa görev verildi onu yerine getirmem gerek.

– Ne görevi kim verdi

– Orasını ne sen sor ne ben şöyleyim.

– Derdini söylemeyen dermanını arar arar da bulur mu bulamaz mı orası da dert sahibinin göreceğidir sen bilirsin.

Yönünün değiştirip köye doğru ilerlemeye başladı kapıyı kilitleyip

– Bekle köye kadar beraber gidelim dedim. Birkaç on adım attıktan sonra

– Yolun uzun mu,

– evet uzun,

– İstersen ahırdaki katırı sana vereyim onunla git, benim şimdilik ihtiyacım yok

– Vallahi iyi olur bende nasıl bir araç bulsam diyordum.

Havadan sudan konuşa konuşa evlerinin bitişiğindeki ahıra gelmiş katırı bana vermek için ahırın kapısından içeri girmiştik katırı aldım helalleşip tam ayrılıyordum ki Necip Emmi

– Bak evlat görevin her neyse görevi veren her kimse bilmem ama sen sen ol, yolda kimi görürsen gör, kiminle konuşursan konuş sakın görevinden kimseye bahsetme, unutma aramaya çıktığın şey belki gideceğin yerdedir belki de yanı başındadır. Onu bilemezsin var git eylen şimdi görevinle bulursan cevabı getirir isteyene verirsin bulamazsan ne edersin kaldı ki aradığının ne olduğunu sen bile bilmiyorsan işin zor senin; uğurlar ola var git yoluna dedi.

Ben şok olmuştum nerden anlamıştı ne aradığımı ben bile bilmediğim şeyi kendisine söylemediğim halde.. Bindim katıra ve köyün çıkışına doğru ilerlemeye başlamıştım. Su bidonumu köyün yolu üstündeki köy çeşmesinde doldurmak için katırdan indim ve bidonumu doldurmaya başladım gözüm birkaç karıncaya takıldı su içmek için geldikleri yalakta suya düşmüş çırpınıyorlardı kurtulmak için bir müddet onları seyrettim muhteşem bir çaba sarf ediyorlardı kurtulmak için ve başarmaya yakın tekrar hüsrana uğruyorlardı hâlbuki biri kendini kurtarmıştı ama diğer 3 karınca için tekrar dönüp onları kurtarmaya çalışırken kendide düşüyordu suya bu birkaç kez tekrarlamıştı sonunda acıyıp elimi suya daldırarak kurtardım suda o dört karıncayı kuru toprağa bıraktım ve katırıma binerek köyden yavaş yavaş katırın hızında uzaklaşmaya başladım…

Ahmet Turan YÜCEKAYA
Denemelerim

Exit mobile version