Dehşet Öyküleri “Sağ Ayağın Orta Parmağı” II. Bölüm

Dehşet Öyküleri

Dehşet Öyküleri “Sağ Ayağın Orta Parmağı” II. Bölüm

Bu “kör dövüşüyle” sonuçlanan olaylar aslında çok basitti. Bir gece Marshall kasabasının üç genci, kasaba otelinin verandasının sessiz bir köşesinde oturmuş, bir yandan sigaralarını içerken bir yandan da bir Güney kasabasının eğitimli üç gencinin doğal olarak ilginç bulacağı konuları tartışıyorlardı. Adları, King, Sancher ve Rosser’dı. Biraz ileride, konuşmaya katılmasa bile kulak kabartılabilecek bir mesafede oturan bir de dördüncü vardı. Diğerlerinin yabancısıydı. Tek bildikleri, o akşamüstü at arabasıyla geldiğinde, otel kayıt defterine adını Grossmith diye yazdırdığıydı. Resepsiyoncudan başkasıyla konuştuğu görülmemişti. HikayeAslına bakılırsa, yalnızlıktan hoşlanıyor gibiydi ya da belki de Advance’in DEDİKODU köşesinin ifade ettiği gibi, “şeytani ilişkiler kurmadan duramıyordu.” Ama yabancıya karşı adil olmak gerekirse DEDİKODU sütununu yazanın kendisi, farklı yetenekler bahşedilmiş birini adilce yargılamak için biraz fazla palavracı mizaca sahipti ve dahası, yabancıya bir “söyleşi” teklif ettiğinde reddedilmişti. Hikaye

“Kadınlarda her tür deformasyondan nefret ederim,” dedi King, “ister doğuştan gelme, ister sonradan olma olsun. Fiziksel her kusu­run, zihinsel ve ahlaki bir kusurla bağlantılı olduğu şeklinde bir teorim var.” Hikaye

“O zaman bundan şunu anlıyorum ki,” dedi Rosser ciddiyetle, “güzel bir burna sahip olma ahlaki avantajı olmayan bir kadın için, Bayan King olma çabası zorlu bir girişim olacaktır.”

“Elbette bu şekilde de ifade edebilirsin istersen,” oldu gelen cevap; “ama ciddi söylüyorum, bir keresinde son derece çekici bir kızı, ayak parmağında ampütasyon (Çıkıntı biçimindeki bir organın tamamının ya da bir kısmının kesilip atılması.)  olduğunu şans eseri öğrendiğim için terk etmiştim. Davranışımı acımasız bulabilirsiniz, ama eğer o kızla evlenseydim ömür boyu mutsuz olur, onu da mutsuz ederdim.” Hikaye

“Oysa,” dedi Sancher ufak bir kahkahayla, “daha liberal görüşlere sahip bir beyefendiyle evlenerek kesik bir gırtlakla paçayı kurtardı.”

“Kimden bahsettiğimi anlamışsın. Evet, gitti Manton’la evlendi. Ne kadar liberal bir adamdı bilmiyorum: kesin konuşamam, ama bir kadının sahip olması gereken o muhteşem şeye sahip olmadığı için kesmiştir karısının boğazını, yani sağ ayağın orta parmağından dolayı.”

“Şu adama bakın hele!” dedi Rosser kısık sesle, gözlerini yabancıya dikerek.

Adamın konuşmayı dikkatle dinlediği belli oluyordu.Hikaye

“Küstahlığa bak!” diye mırıldadı King, “ne yapsak acaba?”Hikaye

“Orası kolay,” diye cevapladı Rosser, ayağa kalkıp. ‘“Bayım,” diye sürdürdü konuşmasını, yabancıya hitaben, “Sanırım sandalyenizi verandanın öbür ucuna çekseniz iyi olacak. Etrafınızda centilmenlerin bulunmasına belli ki alışık değilsiniz.” Hikaye

Adam ayağa fırlayıp, suratı öfkeden buz kesmiş, yumrukları sıkılı bir halde uzun adımlarla üzerlerine yürüdü. Artık herkes ayaktaydı. Sancher, kavgacıların arasına girdi.

“Düşüncesiz davranıyor, haksızlık ediyorsun,” dedi Rosser’a; “bu centilmen böyle konuşulmayı hak edecek bir şey yapmadı.” Hikaye

Ama Rosser, lafının tek bir kelimesini bile geri almadı. Ülkenin ve dönemin âdetlerine göre, bu tartışma tek bir şekilde sonuçlanabilirdi. Hikaye

“Bir centilmenin hak ettiği tarzda tatmin edilmek istiyorum,” dedi artık daha sakinleşmiş olan yabancı. “Bu bölgede tek bir tanıdığım bile yok. Belki de siz, bayım,” diye devam etti Sancher’i eğilerek selamlayarak, “beni bu olayda temsil etme inceliğini gösterirsiniz.” Hikaye

Sancher bu onuru kabul etti; ancak itiraf etmek gerekir ki istemeye istemeye, çünkü adamın görünüşüyle tavırlarını hiç tutmamıştı. Konuşma boyunca gözlerini yabancıdan hemen hemen hiç ayırmayıp tek kelime etmeyen King, başını sallayarak Rosser’ın yanında yer almaya razı olduğunu işaret etti ve bundan çıkan sonuç, bu gece herkes yorgun olduğundan yarın gece için bir buluşma ayarlanması oldu. Ayarlamaların tabiatı okuyucuya öykünün başında açıklanmıştı zaten. Karanlık bir odada bıçaklarla düello yapmak Güneybatı yaşam tarzının, bir daha asla olamayacağı kadar yaygın bir öğesiydi bir zamanlar. Böyle karşılaşmalar halinde uygulanabilen kanunun zaruri vahşetini örten “şövalyelik” zırhı ne kadar da inceydi, göreceğiz. Hikaye

AMBROSE BIERCE

Hikayenin Bölümleri

  1. Bölüm
  2. Bölüm
  3. Bölüm

Hikaye

hikaye, hikaye oku, öykü, dehşet öyküleri, dehşet hikayleri, dehşetli hikayeler, korku hikayeleri, korku öyküleri, peri, peri ev, hayalet, hayaletli ev, peri hikayeleri, korkunç hikayeler, Dünya Klasikleri

Exit mobile version