Macera HikayeleriMurat Canpolat

Güzel Bir Macera Hikayesi; “Gizemli Yolculuk” XXVII. Bölüm

Gizemli Yolculuk

Tepelerinde bekleyen adam, onlara karşı güler yüz göstermesine rağmen, onların halen daha korku içerisinde olduklarını görünce, güler yüzle onlara kendisinden korkmamaları gerektiğini söyleyerek:

– Siz yabancısınız galiba, buranın insanlarına hiç benzemiyorsunuz?

Hasan ve Sedat Bey, adamın sevecen tarzı karşısında korkuları geçince adama yolcu olduklarını, nereden geldiklerini ve nereye doğru gittiklerini söylediler. Adam onları dinleyince:

– Gideceğiniz yer buraya hayli uzakta. Böyle yürüyerek gitmeniz imkânsız. Eğer, burada bizimle kalıp beklerseniz bir hafta sonra işlerimi bitirir, beraber yola çıkarız, dedikten sonra biraz bekledi ve aklına bir şey gelmiş gibi ‘tamam, şimdi hatırladım’ diyerek onlara:

– Her halde sizin haberiniz yok. Sizin geldiğiniz o kasaba tamamen yerle bir oldu.

İki arkadaş, adamın verdiği haberden sonra birbirlerine baktıktan sonra dönüp adama:

– Nasıl yani, kasaba tamamen mi yok oldu? Diye sordular.

Adam, evet dedikten sonra sözüne şöyle devam etti:

– Ben, o kasabadan geçip köyüme gelmek isterken, uzaklardan bir hortumun geldiğini gördüm. Hortum gelip o kentte taş üstüne taş bırakmadı. Ardından yer şiddetli sarsıldı. O sarsıntıda ne yapacağımı bilemeden bekleşirken, kasabada yaşayan halkın çığlıklar içerisinde bağrıştıklarını ve sağa sola kaçıştıklarını gördüm. Gördüğüm o manzara karşısında, adeta donup kalmıştım ki. Dolunun ardından büyük fırtına çıktığını görünce orada daha fazla beklemeden yolumu değiştirerek başka bir yoldan köyüme geldim.

İki arkadaş olanları duyunca, içlerinden yaşça daha büyük olan bu olanları beklermiş gibi bir tavırla:

– Doğrusu onların başına gelenlere pek üzülmedim ama yine de onlarda birer can taşıyorlar, dedi ve onlara çok nasihat ettiğini, fakat nasihatlerinin hiçbirinin tesir etmediğini ve yine eski hallerine devam ettiklerini söyledi.

İki arkadaş, adamla konuştuktan sonra gidecekleri yerin çok uzak olduğunu duyunca adamın teklifini kabul ederler. Adam, teklifinin kabul edilmesi üzerine iki yolcuyu alarak köyüne doğru gider. Gittikleri bu köy o kadar güzeldir ki, ağaçlık alanları, havuzları, çeşmeleri… İnsanları neşeli, birbirlerine karşı saygılı, küçüğün büyüğü saydığı, büyüğün küçüğü sevdiği bir yerdi. Büyükten küçüğe herkes işbirliği içerisindeydi, bir kimsenin altından kalkamayacağı ağır bir işi oldu mu, köyün diğer halkı toplanır, o kişinin işlerini halleder sonra kendi kalan işlerini görürlerdi. Aralarında, hiç tartışma, kavga gürültü olmaz, olsa bile büyükler toplanır aralarını düzeltirlerdi. Hiç kimse birinin malında gözü olmaz, haset etmez, birbirlerinin arkasından konuşmazdı. Herkes birbirlerine iyi niyet beslerdi. Dışarıdan gelen misafire son derece imtina gösterir, ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışırlardı. Kardeşler arasında bile ikilik olmaz, birbirlerine karşı küsmezlerdi. Kısacası tam yaşanacak bir köy yeriydi.

Önceki sayfa 1 2 3 4Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu