Dehşet ÖyküleriKorku Hikayeleri

Gizemli ve Ürpertici Bir Hikaye; “Duvarın Ardında”

Dehşet Hikayeleri-Korku Hikayeleri

“Bütün bu mantık ve duygusallığın belirlediği yol açıktı. Onur, gurur, sağgörü, ideallerimin korunması… hepsi birden uzaklaşmamı emrediyorlardı, ama bunun için fazlasıyla zayıftım. Aşırı bir iradeyle gerçekleştirebileceğimin en fazlası kızla buluşmayı bırakmaktı ve bunu da yaptım. Dairemden ancak onun müzik derslerine gittiğini bildiğim zamanlarda ayrılarak ve gece çöktükten sonra dönerek bahçede karşılaşma olasılığından bile kaçındım. Yine de sürekli olarak transta gibiydim, en büyüleyici fantezilere boyun eğiyor ve tüm entellektüel yaşamımı düşüme uygun olarak ayarlıyordum. Ah, dostum, hareketlerinin mantıkla izlenebilir bir ilişkisi bulunan birisi olarak, içinde yaşadığım hayali mutluluğu anlayamazsın.

“Bir gece şeytan aklıma sözü edilmeyecek bir ahmak olmayı soktu. Kesin olarak dikkatsizce ve amaçsızca bir sorgulamadan sonra, dedikoducu ev sahibemden genç kadının yatak odasının benimkine bitişik olduğunu, aynı duvarı paylaştığımızı öğrendim. Ani ve düşüncesiz bir dürtüyle hafifçe duvara vurdum. Doğal olarak yanıt gelmedi, ama ben başarısızlığı kabul edebilecek durumda değildim. Üzerime bir delilik gelmişti ve çılgınlığı, terbiyesizliği tekrarladım, ama yine yararı olmadan ve sonunda vazgeçme nezaketini gösterdim.

“Bir saat sonra, cehennemi çalışmalarımdan birine gömülmüşken, sinyalime yanıt geldiğini duydum, ya da duyduğumu sandım. Kitaplarımı fırlatarak duvara koştum ve hızla çarpan kalbimin izin verdiğince düzgün bir şekilde üç kere yavaşça vurdum. Bu sefer yanıt belirgin ve kesindi,- bir, iki, üç… benim sinyalimin tam bir tekrarı. Bütün elde edebildiğim buydu, ama yeterliydi… hem de fazlasıyla.

“Ertesi ve sonraki bir çok akşam, bu çılgınlık devam etti, ‘son sözü söyleyen hep bendim. Bütün bu dönem boyunca delicesine mutluydum, ama doğamın ahlaksızlığıyla onu görmeme kararımda ısrar ediyordum. Sonra, beklemem gerektiği gibi, daha fazla yanıt alamaz oldum. ‘Daha belirgin bir ilerlemede bulunmadığım için,’ dedim kendi kendime, ‘utangaçlık sandığı şeyden iğreniyor,’ ve kararımı verdim: onu arayıp tanışacak ve… ne? Bundan ne çıkacaktı bilmiyordum, şimdi de bilmiyorum. Sadece onunla karşılaşmak için günlerce ve günlerce beyhude yere beklediğimi biliyorum,- duyulamadığı kadar görülemez de olmuştu. Onunla karşılaştığım sokakları dolaştım, ama gelmedi. Penceremden evinin önündeki bahçeyi gözledim, ama ne içeri girdi, ne dışarı çıktı. Onun buradan ayrılmış olduğuna inanarak en derin kederlere düştüm, ama şüphelerimi bir keresinde kızdan uygun olacağını düşündüğümden daha az hürmetle bahsettiği için üstesinden gelinemez bir tiksinti oluşturmuş bulunduğum ev sahibemi sorgulayarak gidermek için hiçbir adım atmadım.

“Kader gecesi gelip çattı. Duygularımla, çözümsüzlük ve ümitlerimin yitmesiyle bitkin bir halde, erkenden odama çekilmiş ve benim için hâlâ olduğunca derin bir uykuya dalmıştım. Gecenin yarısında bir şey —sonsuza dek huzurumun üzerine çöreklenmiş bedbaht bir güç — gözlerimi açmama ve doğrulmama neden oldu, tamamen uyanmış ve ne olduğunu bilmediğim bir şeyi dikkatle dinlemeye başlamıştım. Sonra duvarda hafif bir vuruş sesi duyduğumu sandım …o tanıdık işaretin sadece bir hayaleti gibiydi. Birkaç saniye içinde tekrarlandı: bir, iki, üç: eskisinden daha yüksek değil, ama onu algılamaya programlı ve onu bekleyen bir duyuya hitap eder şekilde. Tam yanıt vermek üzereydim ki, Huzur Düşmanı alçakça bir öç alma önerisiyle işlerime bir kere daha burnunu soktu. Kız beni uzun süre ve zalimce duymazdan gelmişti,- şimdi ben de onu duymazdan gelecektim. İnanılmaz ahmaklık …Tanrı affetsin! Gecenin geri kalanında, inatçılığımı utanmaz bahanelerle savunarak uyanık geçirdim… ve de dinleyerek.

“Ertesi sabah geç bir saatte, evden ayrılırken, eve girmekte olan ev sahibemle karşılaştım. “

‘Günaydın, Bay Dampier,’ dedi.

‘Haberleri duydunuz mu?’

Kelimelerle hiçbir haber duymadığımı belirttim,- tavırlarımla da duymak istemediğimi. Tavırlarım kadının dikkatini çekmedi.

” ‘Yan taraftaki hasta genç bayan,’ diye geveledi. ‘Ne! Bilmiyor muydunuz? Eh, haftalardır hasta. Şimdi ise…’

“Neredeyse kadının üzerine atlıyordum. ‘Şimdi ise,’ diye bağırdım, ‘şimdi ise ne?’

” ‘Öldü.’

“Hikayenin hepsi bu değil. Gece yarısında, daha sonra öğrendim ki, bir haftalık sayıklama süresinden sonraki uzun bir baygınlığın ardından kendine gelerek —son sözleriymiş— yatağının odanın öteki köşesine taşınmasını istemiş. Yanındakiler isteğini hastalığının bir kaprisi olarak algılamışlar, ama yerine de getirmişler. Orada zavallı ölmekte olan ruh kopmuş bir bağlantıyı yeniden kurmak için uzaklaşmakta olan iradesini, kendi masumiyeti ve Bencillik Yasasına körü körüne, zalimce bir boyun eğişten doğan canavarca bir alçaklık arasındaki altın bir duygu bağını harekete geçirmiş.

“Nasıl bir onarım yapabilirdim? Bu gibi gecelerde dışarı çıkmış olan ruhların huzura kavuşabilmeleri için ayinler var mı —’görünmez rüzgârlarla etrafta uçuşan’ hayaletler için— fırtına ve karanlıkta işaretler ve haberlerle, anı parçaları ve felaket kehanetleriyle gelen ruhlar için?

“Bu üçüncü ziyareti. İlk seferde doğal yöntemlerle olayın karakterini doğrulamaktan başka bir şey yapamayacak kadar şüpheciydim, İkincisinde, birkaç kere tekrar edildikten sonra işarete karşılık verdim, ama bir sonuç alamadım. Bu geceki olay Parapelius Necromantius tarafından ortaya konan ‘ölümcül üçlüyü tamamlıyor. Anlatacak başka bir şey yok.”

Dampier hikayesini bitirdiğinde, söylemeye değer bir şey düşünemedim ve onu sorgulamak çirkin bir münasebetsizlik olacaktı. Kalktım ve ona anladığımı belirtecek şekilde iyi geceler diledim, o da bunu sessiz bir el sıkışıyla kabul etti. O gece, üzüntüsü ve pişmanlığıyla tek başına, Bilinmeyene geçti.

Ambrose BierceÇeviren: Ayşe Gorbon

Önceki sayfa 1 2 3 4

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu