Dehşet ÖyküleriKorku Hikayeleri

ALFRED HITCHCOCK’UN KORKU HİKAYELERİNDEN “ÇATIDAKİ SES”

Yan gözle onu inceleyip neler olacağını beklemekteydim ki, birden bire bacağıma şiddetli bir hayvan tekmesi yedim. Masa altında hayvan bulunmamakla beraber bu sert vuruşa hayvan tekmesi demekte haklıydım. Üstü kumaşla sarılı olmasına rağmen içi tüylü, adaleli bir şey o kadar yakınımda dizime çarpmıştı ki, bunu anlamamama imkân yoktu. Kapalı bulunduğu yerden kaçmak isteyen ürken, ya da kızan belki de bir maymundu bu.

Şuursuzca sıçrarken aklıma şaki geldi. Bu belki de şaki idi…

Bir kaç saniye sonra yeniden ve daha kuvvetle bir tekme yediğim zaman yerimden sıçramakla beraber, hemen masanın örtüsünü kaldırarak yere baktım.

Yerde bir şey yoktu. Davetlilerin bacaklarından ve iskemle ayaklarından başka bir şey yoktu. Bacağımın çok yakınında, hemen hemen benimkine yapışık denecek kadar yakınımda ise Hunter’in nişanlısının uzun etekler içinde saklanan bacakları vardı.

Bütün yemek süresinde masanın karşı ucunda oturan madam Hunter’in gözleri benden ayrılmamıştı. Sıçradığımı görünce:

– Neyiniz var doktor? diye sordu.

Ona aptalca bir cevap verdim, Şakinin bacaklarıma atıldığını sandığımı söyledim.

Madam Hunter derhal hizmetçilerden birini göndererek Şaki’nin verandadaki sepetinden kaçmış olup olmadığını anlamaya yöneltti.

Az sonra dönen madam maymunun sepetinde uyuduğu cevabını verdi. Herkes güldü. Hunter’in nişanlısı da gülenler arasındaydı. Ama davetliler yeniden konuşmaya daldıklarında, başını sert bir hareketle bana doğru döndürdü. Bir hayvan dönüşü aksettiren bu tavır ve iri siyah gözlerdeki hiddet kıvılcımları buz gibi soğuktu. İskemlesini hafif bir hareketle benden biraz uzaklaştırarak eski sakin halini aldı sonra.

Bunlar saniyenin binde biri kadar kısa an içinde cereyan ettiğinden, yine, kendi kendime acaba ben mi çok vesveseliyim, benim geniş muhayyilemin elinde bir oyuncak olarak olur olmaz şeyler görme vehmine kapılıyorum diye sormaya başladım.

Uzun masanın bir ucunda, karşımda oturan madam Hunter eşsiz bir ev sahibesi görevini neşeyle yerine getiriyordu ama, bakışları saklamaya çalıştığı bir endişeyle kaplıydı.

Yanımdaki kıza karşı, beş saat önceki duyduğum ihtiras ateşini unutamıyordum.

Böylesine şiddetli bir sarsıntıya uğramamıştım hiç. Aslında onu hiç tanımıyordum. Ona karşı ne saygım, ne de sempatim vardı. Eğer üzerimde yarattığı sihirli şehvet dalgasından bir kurtulabilsem, onu nefret edilecek ve iğrenilecek bir yaratık bulacaktım.

Hayvani bir ihtirastı bu… Ona karşı hemen hemen çılgınlığa yakın bir arzu
hissediyordum. Öylesine bütün benliğimi kaplamıştı ki, bir arkadaşın nişanlısına karşı duyduğum ihtirastan artık utanç bile duyamaz hale gelmiştim.

Tek, fikir içinde kafası kaplanmış zavallı bir monomaniaktan başka neydim ki?

Bu ilk geceden sonra, onu bir gölge gibi her yerde izledim.

Onu yeniden görme çareleri arıyor, üzerimde yarattığı dayanılmaz ihtiras ateşini yeniden duymak istiyordum.

Deli mi oluyordum yoksa? Ama artık bir şeye aldırdığım yoktu ki…

Onunla bir iki kere yalnız olarak konuşmayı başardım bile. Hunter bir şeyin farkında değildi. Onun nişanlısına karşı duyduğu ihtiras benimkinin aynıydı.

…..

Kısa bir süre sonra evlendiler. Şahitleri ben oldum. O gün duyduğum ızdırabın hatırası hala midemi bulandırır.

Sonra aklımda kalanlar, o sıralarda garip bir hastalığa tutulduğum etkisini yarattı. Ümitsiz bir kıskançlık, aşağılatıcı bir duygu içindeydim.

Bazen kendi kendimi dövmek, bazende arkadaşımı öldürmek hevesine kapılıyordum…

Nikâhtan sonra, kapıda bekleyen otomobile bindiler. Kız çevik adımlarla ilerliyordu. Hareket eden arabanın arkasından kalkan gümüş gibi ince toz bulutu arasında, şimşek gibi çakan kısa bir süre içinde, kızın elbisesinin yakasından taşan siyah tüyleri fark ederek yeniden tuhaf bir şekilde sarsıldım.

Önceki sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu