Bilim Kurgu HikayeleriFantastik HikayelerSizden Gelenler

Çok Güzel Bir Hikaye Daha; “Silewro Etkisi”

Kötülüğün Doğuşu

KALU! şüphesiz KASAALA türünün intikamcı dehşeti olarak aynen tek atası olan AHAD gibi yüz yıllar boyu hatırlanacaktır!

Kalu, türünün tersine daha koyu renklerde doğmuş ve vücudundaki boynuz sayısı diğerlerine göre çok daha fazlaydı. Ten rengi siyahla kırmızının koyu bir karışımından oluşmuş başında anlının iki yanından öne doğru dimdik ve pütürlü uzanan kalınca boynuzlarının yanı sıra çenesinin ön kısmında da aynı şekilde iki boynuz birbirine bitişik bir şekilde kendisine dönük bir şekilde uzanıyordu. Kalu’nun bu şekli KASAARA türünün tarihinde daha önce bir kez daha görülmüş ve döneminin bilgeleri tarafından ruhunun kötülükle dolu olduğu öne sürülmesi sonucu o ”varlık” gözetim altında büyütülüp kalabalık toplumdan çok uzak merkezlerde aşırı sıkı ve güvenlikli bir çok tesiste, normal çocuklardan onu ayıran bir şeyler var mı varsa nedir bu fark ve sonuçları ne olabilir gibi sorulara cevaplar bulmaya çalışmışlardır. Küçük çocuk kötülüğün tohumunun ta kendisi olduğunu kanıtlarcasına yıllar geçtikçe büyümüş ve güçlenmişti. Gücünün sınırına ulaştığında ise çok uzun yıllar süren bir felaketler oluşturmuş ve sonunda bir anda ortadan kaybolmuştur. Yani o dönemde bu yaratığı alt edebilmek için gezegenin varlıkları milyonlarca kayıp verse de bu çabalar hiçbir seferinde sonuç bulmamıştır, ve kötülük dış dünyadan kendi iradesiyle kendini geri çekmiş ve tam bir milyon yıl boyunca izine rastlanmamıştır. Bu kötülüğün adına ‘AHAD’ ismi verilmişti.

Kalu’nun doğumu ailesince herkesten saklanmıştır ve topluluklardan çok uzaklarda büyütülmek üzere gezegenin gözlerden ırak sessiz ve sakin noktasına götürülmüştü. Kalu’nun ailesi onu normal bir çocuk gibi görerek içindeki kötülüğe inanmamış, onu ellerinden geldiğince şevkat ile büyütüp ona her şeyi öğretmişlerdir. Yıllar geçtikçe Kalu, Kasaala halkının büyük gelişmiş şehirlerindeki okullarda okuyan çocuklardan neredeyse farksız bir eğitim almıştır ve zekası ailesini her zaman şaşırtmıştır. Fakat tuhaf olan bir şey vardı… Kalu ‘fiziki’ tarif olarak AHAD’la bire bir aynı olsa da kötülükten zerre belirti vermiyor tam aksine umut vaad ediyordu. Annesi ‘Şuha’ ve babası ‘Si’ emeklerinin karşılığını alıyor ve oğullarından gurur duyuyorlardı. Kalu diğer hiçbir Kasaala türünden farklı davranmıyor, sakin, eğlenceli hatta bazen çok duygusal biri oluyordu ve bu iyiydi. Aradan yıllar geçmiş Kalu olgunluğuna ulaşmış tam bir birey olmuştu. Çok olgun ve düşünceli davranışlar sergiliyor ve ne kadar da teknolojide üst düzey yaşantıları olsa da, daha çok köy vari ortamlarında artık ailesine hiç bir iş yaptırmıyor ve her şeye kendisi yorulmaksızın koşturuyordu. Kalu fiziksel olarak zamanla inanılmaz bir seviyeye ulaşmış fakat agresiflikten yakından uzaktan alakası olmadığı gibi hayvanlara karşı bile aşırı hassas ve sevecendi, öyle ki Kasaala türünden kendisini ayıran tek şey artık sadece görünüşü kalmıştı. Kasaala halkı bizim yıllarımıza göre hesaplayacak olursak ortalama yaşama süreleri 160 ile 220 yıl idi. Kalu’nun anne babası geçen yıllar içinde oğullarının iyiye yönelik gelişiminden memnun bir şekilde onun topluma kabullendirmeye yönelik düşünceler içine girmiş ve sonunda koloni konseyine bir mesaj göndererek Kalu’dan bahsetmeye kesin olarak karar vermişlerdi. Kalu türünün onunla ilgili korkusu ve endişesi konusunda ailesince bilgilendirilmiş, olabilecek tepkilere karşın hazırlıklı olması için en uygun olan dille uyarılmıştı, ve onayı soruldu. Elbette Kalu onay vermişti. Çok geçmeden ‘Sİ’ mesajına cevap almıştır. Konsey Sİ’nin gönderdiği mesajı dikkate almış, uygun ortamda buluşma teklifinde bulunmuştu. Fakat bir şartları vardı… Alınacak hiç bir güvenlik önlemini tehdit olarak algılamayacak, Kalu’nun zararsız olduğunu görene kadar gözetim altına alınmasına izin verilecekti. Kalu elbette mesajdan haberdardı ve şartı kabul etti. ‘Si’ ve ‘Şuha’ durumun ciddiyetinin farkındaydı, fakat denemek zorunda olduklarını hissediyorlardı. Buna pişman olacaklarını düşünmeye bile cesaretleri yoktu.

Önceki sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

8 Yorum

  1. Kim kime neden teşekkür etmiş diye bir girdim ama çıkamadım. Süper bir hikaye tebriklerimi sunar başarılarınızı dilerim. Devam devam siz yazın ama kesinlikle yazın. Bence yazın yani. Okurum okuturum yeterki siz yazın.

  2. yazmadan edemedim. Muhteşem. Çok beğendim mutlaka herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Devamı bir an evvel gelmeli.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu