Macera Hikayeleri

Muhteşem Bir Hikaye; “KAR ÜSTÜNDE KAN DAMLASI”

KAR ÜSTÜNDE KAN DAMLASI

Muhteşem Bir Hikaye; “KAR ÜSTÜNDE KAN DAMLASI”

Apansızın bastıran kar, her yanı doldurmuştu. Dün hava kapatmış, ayaza çekmişti. Bugün düzlüklerde ancak tutunabilmiş, diz boyuna ulaşmıştı. Yağdıkça karanlık geceyi ağartan kar, bütün her şeyi beyaza çevirmiş, sabaha donduran, düşündüren, sevindiren veya kahreden bir sessizlik bırakıvermişti. Damların çatıları, ulu ağaç dalları, neredeyse üzerlerindeki beyaz yükü taşıyamayacaklar. Sanki bir ürküten çıksa, hafif bir rüzgâr da esse, yüklerini bırakıp kaçacaklar. Güneş, renginden mi utanmış ne, kar bulutları arkasında limon sarısına bürünmüş bir halde, saklanıyor.

Eyüp Dayı, dam altına indi. Hayvanlarının alafını, köpeklerinin yalını verdi. Çeyrek asırlık eşeğini semerledi. Yem torbasını tıka basa doldurdu. Daha sonra, yalını temizleyip tüketen köpeklerini yerlerine bağladı. Aklından;

– “Kurt, dumanlı havayı sever!” diye geçirdi. Sever ya, ne yapalım? Boş bıraksam, bu kış kıyamette peşim sıra seğirtirler, şehre kadar arkamdan gelirler. Çocuklara da söylerim: Biz, şehir yoluna düşmeden, onları bırakmasınlar.

Kendince durdu, düşündü. Yola düşmek için vakit oldukça erkendi. Sağa sola baktı. Sarı öküzün boynuzlarını derinlemesine kesen yular ipini gevşetti.

– Bir işi ehline bırakmazsan, böyle olur! dedi. Hoş, kişi kendi işini kendisi görmeli ya… Fakat başka türlüsü de olmuyor. Her işe kendim koşsam, çocuklar neyi, nasıl öğrenir? Sonunda hangi işin üstesinden gelebilirler?

Yapacağı işi kararlaştırdıktan sonra, yukarıya seslendi:

– Kız, Esma! Bir koşu yağdanlığı getiriver.

– Yağdanlık nerde, baba?

– Elinin köründe! Bana soracağına, anana danış.

Eyüp Dayı, belki daha konuşacaktı. Fakat yolculuk öncesi, evde bir tatsızlık çıkmasından çekindi. Sarı öküzün sırtını, boynunu sıvazladı. Besbelli bu iş, öküzünün hoşuna gitmişti. Eyüp Dayı’nın okşayan eli boynuzlara yaklaştıkça, öküz huysuzlanıyor, başını sağa sola kaçırıyordu. Bu sırada burun delikleri büyüyor, nefesi alev alev çıkıyordu.

Elinde yağdanlık, Esma çıktı, geldi. Karanlıkta babasını hemen seçemedi, uzun uzun gözlerini ovuşturdu. Sonra yağdanlığı babasına uzattı. Sarı öküzünü yularından tuttu. Öküzün başını kendine çekti. Eyüp Dayı, açılan yaraları bir güzelce yağladı. Öküzün başındaki yuları söküp aldı. Boşalan iple, ön ayaklarından birini bağladı, kazığın yerini değiştirdi. İşini bitirince, kızı arkasında, abdestliğe çıktı. Peşi sıra yetişen Esma, bulup getirdiği ibrikten babasının ellerine su döktü. Dökülen su, ayazın etkisinden olmalı, hemen buharlaşıyor, Eyüp Dayı’nın ellerinden, kollarından, yüzünden doğruca havaya yükseliyordu.

Gıcırdayarak açılan mutfak kapısı, kahvaltı kokusunu olanca tatlılığıyla dışarıya bıraktı. Güzelim çorba kokusu ortalığı sardı. Ayşe Ana, ocakta çorbanın üstüne gezdireceği yağı eritirken, bir yandan da dışarıdakileri çağırdı:

– Kız, Esma! Kız, adı batasıca! Sabah sabah hangi deliğe gizlendin? Baban, ne cehenneme gitti? Haydi, çabuk olun, davranın! Çorba soğuyor.

Çağrılanlardan önce, Ayşe Ana’ya oğlu Yusuf cevap verdi:

– Geliyorum, ana! De bakalım, sabahın bu vaktinde ne çorbası yaptın?

– Bak hele, daha konuşuyorlar. Ne çorbası olacakmış? Zıkkım çorbası, zıkkım!

Dam altındakiler, ahşap, karanlık ve artık dökülmeye başlayan merdivenden gacır gucur yukarıya çıktılar. Sofaya kurulan yer sofrasının başına geçtiler. Hazır çorbaya büyük bir iştahla kaşık çaldılar.

1 2 3 4Sonraki sayfa

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Gerçekten okumaktan zevk aldığımı söylemek istedim. Adeta yaşadım. Yazarı canı gönülden tebrik ederim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu