Sizden Gelenler

Hikaye Oku: Hayal-i Ham ve Kuzeybatı Şelaleleri 3. Kısım

Hikaye Oku

Hikaye Oku: Hayal-i Ham ve Kuzeybatı Şelaleleri 3. Kısım

* * *

İki katlı, dışı sararmaya yüz tutmuş bir konağın paslı balkon korkulukları arasından bir çift bacak boşlukta sallanıyordu. Boşlukta sallanırken balkona bağlı olan odadan konuşma sesleri geliyordu.

‘’Böyle yapması gerekmiyor. Her seferinde aynı şey… Artık olanlarla yüzleşmesi, idrak etmesi lazım. Bu haliyle hem kendini hem çevresini üzüyor çünkü. Kiminle ne yapıyor onu da bilmiyorum ki, eskiden işi, uğraşı vardı şimdi o da yok. Hem bunları-‘’

Ses bir anlığına aniden kesilmişti lakin parmaklıklar arasındaki bacaklar hala sallanıyordu. Sonra devam etti.

‘’Elvira? Sen beni dinliyor musun?’’

Sallanan bacakların üstünden bir ses;

‘’ hı-hı… Tüm aklımla hem de…’’

Arkadaki, sitemkâr bir şekilde, :

‘’emin misin? Sanki odada kendi kendime konuşuyor gibi hissediyorum çünkü’’

O cümleden sonra sarkan bacaklar kendini yukarı, balkona çekti. Uçları omzuna bile değmeyen siyah saçlı açık tenli kız ayağa kalktı. Balkonun tozlu cephesine sürterek sallanıp, tozu üstüne almış bej pantolonunu eliyle vurarak temizledi ve sesin kaynağına doğru ilerleyerek;

‘’Bu konuda yapabilecek pek bir şeyin yok gibi Merisa. Adamın hayatı sonuçta, el atma şansımız sınırlı, bunu sen de biliyorsun. Etrafımızda olan şeyleri, hayatları biz yönetemeyiz ancak küçük dokunuşlarımız olabilir. Feris Bey’in böyle olması seni rahatsız ediyorsa neden onunla konuşmuyorsun?’’

Bu soru üzerine balkondan ona bakan kıza kısa bir süre baktı ve kendini yerdeki geniş dolgun pofuduk minderin üzerine atıp derin bir nefes çekti.

Bunu gören Elvira gözlerini devirerek pofuduk yastığın yanına diz çöktü.

‘’konuşmasan bir yere varamazsın biliyorsun değil mi? Eminim zamanla kendine çeki düzen verecektir.’’

‘’Uzun zamandır bir düzelme yok. Rüzgarda başı boş süzülen bir yaprak misali yaşıyor hayatını. Kim bilir belki bu saatten sonra düzelmez’’

‘’Az önce dediğimi duymadın mı Merisa? Küçük dokunuşlar… İnsanların hayatına her ne kadar müdahale etmek istesek de tamamen edemeyiz, sadece küçük dokunuşlar yapabiliriz. Feris Bey’in yaşadığı hayatı rüzgarda başı boş süzülen bir yaprağa benzettin. Bence o daha çok…’’

Bir an duraksadı. Merisa gözerini merakla ona çevirerek;

‘Daha çok ne?’’

‘’Tekne… Rotası belli olmayan bir tekne misali… Anladın mı?’’

‘iyi de yaprak örneğiyle arasındaki fark ne? İkisi de başıboş amaçsız değil mi nihayetinde?’’

‘’Evet, bu tekneyi küçük dokunuşlarla yönlendirebilirsin. Nereye yönlendireceğini senin Feris Bey’e olan tavrın belirliyor.

Kafasını tekrar yumuşak mindere gömen Merisa alaycı bir sesle;

‘’O nasıl olacakmış acaba? Bari onu da söyleyiver de işimiz görülsün.’’

‘’Ona arkasından sitem etmek yerine önüne geçip uygun bir dil ile sende bıraktığı izlenimden bahset, onunla daha çok vakit geçir. Annenin gittiğini ama arkasından bir harabe değil hala sapasağlam olan kocasını görmek istediğine inandır.’’

Genç kız bu sözler üzerine minderden kalkıp odanın kapısına doğru ilerledi.

‘Bir de öyle deneyelim Elvira, umarım haklı çıkarsın.’’

‘’nereye gidiyorsun?’’

‘’babam gelene kadar ona en sevdiği yemekleri bulunduran bir sofra hazırlamaya’

Bunun üzerin yere diz çökmüş Elvira sırıtarak;

‘’Yani Hasya’ya hazırlatacaksın.’’

Bu lafın üzerine Merisa biraz utanarak ,’’Ayrıntılar Elvira, Ayrıntılar…’’ diyerek kapıyı açıp gözden kayboldu. Dışı sararmaya yüz tutmuş konaktan çıkıp evinin sonunda bulunduğu kısa yokuşu tırmanmaya başladı. Elvira’nın söyledikleri aklına yatmıştı. Aslında bunu birçok kez dile getirmişti ama bu sefer bu fikrin işe yarayabilecek tek fikir olduğunu farkına varmıştı. Hem zaten kaybedecek bir şeyi de yoktu ki, en fazla eve daha az gelirdi babası. Zaten az geliyordu, artık geceden geceye yatak yüzü görmek için gelir. O bu düşünceler ile kafasını doldururken çoktan kısa yokuşu tırmanmış, konağın bahçesini geçip kapısına varmıştı. Kapıya üç kere tıkladı. Kısa sürede Hasya onu kapıda karşıladı.

‘’Hoş geldin, Aç mısın? Ben de tam-‘’

‘’Bugün sofrada babamın en sevdiği yemeklerle donatalım masayı olur mu? Onunla birlikte yemek istiyorum. Artık geç gelmesini dert etmeyeceğim, beklerken yemekler soğusun,  önemli değil.  Er ya da geç o masaya otursun, benimle düzgünce konuşsun benim için yeter.’’

Sizden Gelenler – Yazar: Oğuzay Ünlü

Hikayenin Bölümleri

1- Bölüm

2- Bölüm

3- Bölüm

4- Bölüm

haya-i ham, gerçekleşmeyecek bir düş, hikaye, hikaye okuma, macera hikayeleri, hikaye okumak, hayal, gerçekleşmeyecek hayal, gerçek olmayan hayaller, çok güzel hikaye, en güzel hikaye, çok başarılı hikaye, Kuzeybatı Şelaleleri, şelale, güzel hikaye, huzur veren hikayeler, maceralı hikayeler, macera hikayesi, macera hikayesi oku, duygusal hikayeler, duygusal hikaye, 

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu