Çocuk Hikayeleri

Oz Büyücüsü Hikayesi XVIII. Bölüm

Oz Büyücüsü Hikayesi XVIII. Bölüm; “Güneye Yolculuk”

Dorothy Kansas’a dönme umudunu bir kez daha yitirince üzüntüden ağlamıştı, ama iyice düşününce balona binmediğine sevindi. Yine de o ve arkadaşları Oz’u kaybettiklerine çok üzülüyorlardı. Teneke Adam şöyle dedi:

“Bana bu sevecen kalbi veren adam için yas tutmamam hiç de hoş bir davranış olmaz. Paslanmamam için gözyaşlarımı silersen Oz’un gidişine
ağlamak istiyorum.”

“Zevkle,” diye yanıtladı kız, bir havlu getirerek. Teneke Adam birkaç dakika ağladı ve kız da gözyaşlarını havluyla dikkatlice sildi. Ağlaması bitince kıza nazikçe teşekkür etti ve kendisini mücevher kakmalı yağdanlığıyla yağladı.

Artık Zümrüt Şehir’i Korkuluk yönetiyordu ve Büyücü olmamasına rağmen insanlar onunla gurur duyuyorlardı. “Çünkü,” diyorlardı, “dünyada doldurulmuş bir adam tarafından yönetilen başka bir şehir yok.” Bildikleri kadarıyla bu doğruydu.

Balonun Oz’la birlikte yükselmesinden sonraki sabah yolcularımız Taht Odasında toplanıp konuyu etraflıca tartıştılar. Korkuluk büyük tahtta oturuyor ve diğerleri saygılı bir şekilde önünde duruyorlardı.

“O kadar şanssız sayılmayız,” dedi yeni yönetici, “bu saray ve Zümrüt Şehir bize ait, ne istersek yapabiliriz. Kısa bir süre öncesine kadar bir çiftçinin mısır tarlasındaki direğe bağlı olduğumu hatırladığımda şu anda bu güzel şehrin yöneticisi olmak beni çok mutlu ediyor.”

“Ben de,” dedi Teneke Adam, “yeni kalbimden çok memnunum, ve bu gerçekten de istediğim tek şeydi.”

“Bana gelince, yaşayan bütün hayvanlar kadar belki de daha cesur olduğumu bildiğim için huzurluyum,” dedi Aslan, alçak gönüllülükle.

“Dorothy de Zümrüt Şehir’de yaşamak isterse,” diye devam etti Korkuluk, “hep birlikte mutlu olabiliriz.”

“Ama ben burada yaşamak istemiyorum,” diye bağırdı Dorothy.

“Kansas’a gidip Em Teyze ve Henry Enişte ile yaşamak istiyorum.”

“Peki, o zaman ne yapabiliriz?” diye sordu Teneke Adam.

Korkuluk düşünmeye karar verdi ve o kadar çok düşündü ki beyninden çiviler ve iğneler çıkmaya başladı. En sonunda şöyle dedi:

“Neden Uçan Maymunları çağırıp senin çölü geçmene yardım etmelerini istemiyoruz?”

“Bu hiç aklıma gelmemişti!” dedi Dorothy, neşeyle. “Bu tam ihtiyacım olan şey. Hemen gidip Altın Şapka’yı alacağım.”

Şapkayı Taht Odası’na getirip sihirli sözcükleri söyler söylemez Uçan Maymunlar açık pencereden içeri girip önüne dizildiler.

“Bu, bizi ikinci çağırışınız,” dedi Maymun Kral, küçük kızın önünde eğilerek. “İsteğiniz nedir?”

“Beni Kansas’a uçurmanızı istiyorum,” dedi Dorothy. Ama Maymun Kral başını iki yana salladı.

“Bu mümkün değil,” dedi. “Biz bu diyarlara aidiz ve burayı terk edemeyiz. Kansas’ta Uçan Maymunlar hiç olmadı ve olmayacak çünkü oraya ait değiliz. Gücümüzün yettiği kadar size seve seve hizmet ederiz ama çölü geçemeyiz. Hoşça kalın.”

Maymun Kral bir kez daha eğildikten sonra çetesiyle birlikte pencereden uçarak gözden kayboldu. Dorothy hayal kırıklığı yüzünden ağlamak üzereydi.

“Altın Şapka’nın sihirini bir hiç için harcadım,” dedi, “Uçan Maymunlar bana yardım edemiyor.”

“Bu çok kötü oldu!” dedi yumuşak kalpli Teneke Adam.

Korkuluk yine düşünmeye başladığında başı o kadar şişti ki, Dorothy patlamasından korktu. “Yeşil favorili askeri çağıralım,” dedi, “ve fikrini soralım.”

Çağırılan asker Oz hayattayken kapıdan geçmesine hiç izin verilmediği için Taht Odası’na çekinerek girdi.

“Bu küçük kız,” dedi Korkuluk, askere, “çölü geçmek istiyor. Bunu nasıl yapabilir?”

“Bilemiyorum,” dedi asker, “şimdiye kadar Oz dışında hiç kimse çölü geçmedi.”

“Bana yardım edebilecek kimse yok mu?” diye sordu Dorothy, ciddi bir ifadeyle. “Glinda edebilir,” diye önerdi asker. “Glinda kim?” diye sordu Korkuluk.

“Güney’in Cadısı. Cadıların en güçlüsüdür ve Çeyreklikleri yönetir.

Ayrıca şatosu hemen çölün kıyısında bu yüzden nasıl geçileceğini biliyor olabilir.”

“Glinda iyi bir cadı, değil mi?” diye sordu Dorothy.

“Çeyreklikler iyi olduğunu düşünüyor,” dedi asker, “herkese karşı naziktir. Glinda’nın çok güzel bir kadın olduğunu yaşadığı uzun yıllara rağmen genç göründüğünü duymuştum.”

“Şatosuna nasıl gidebilirim?” diye sordu Dorothy.

“Güneye giden yolu takip edeceksiniz,” diye yanıtladı, “ama bu yolun tehlikelerle dolu olduğu söylenir. Ormanda vahşi hayvanlar ve yaşadıkları yerden hoşlanmayan garip bir ırk varmış. Bu yüzden Çeyreklikler Zümrüt Şehir’e hiç gelmez.”

Asker çıkınca Korkuluk şöyle dedi:

“Bu tehlikelere rağmen Dorothy’nin yapacağı en iyi şeyin Güney Diyan’na gidip Glinda’dan yardım istemek olduğu anlaşılıyor. Dorothy burada kalırsa Kansas’a asla dönemez.”

“Yine düşünmüş olmalısın,” dedi Teneke Adam. “Düşündüm,” dedi Korkuluk.

“Ben de Dorothy ile gitmeliyim,” diye açıkladı Aslan, “şehirden bıktım ve ormanları, şehir dışını özlüyorum. Biliyorsunuz ben vahşi bir hayvanım. Ayrıca Dorothy’nin onu koruyacak birilerine ihtiyacı olacak.”

“Bu doğru,” diye kabul etti Teneke Adam. “Baltam emrinde olacak, ben de onunla birlikte Güney Diyan’na gidiyorum.”

“Ne zaman yola çıkıyoruz?” diye sordu Korkuluk. “Sen de mi geliyorsun?” diye bir ağızdan sordular, şaşırarak.

“Kesinlikle. Dorothy olmasaydı asla bir beynim olamazdı. Beni mısır tarlasındaki direkten kurtardı ve Zümrüt Şehir’e getirdi. İyi talihimi ona borçluyum ve Kansas’a dönene kadar onu bırakmayacağım.”

“Teşekkür ederim,” dedi Dorothy, minnet duyarak. “Bana hepiniz çok iyi davranıyorsunuz. Ama olabildiğince çabuk yola çıkmak istiyorum.”

“Yarın sabah yola çıkarız,” dedi Korkuluk. “Bu uzun bir yolculuk olacak hepimiz hazırlanalım.”

L. Frank Baum – Çeviren – Volkan Yalçıntoklu

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu