Admin39Korku HikayeleriSizden Gelenler

Korku Köyünün Hikayesi II. Bölüm

Korku Köyünün Hikayesi II. Bölüm

Kamerayı alıp videoyu izledim, gördüklerim beni son derece şaşırtmıştı. Garip bir kadın vardı ve garip bir dilde bir şeyler fısıldıyordu. Arkadan  acı içinde çığlık sesleri geliyordu. Sonra kadın hiçbir şey olmamış gibi gitti.

Hemen araştırmalıydım, Önceki araştırmalarımdan tanıdığım, bu konu üzerine ilim sahibi olan bir adam vardı. Numarasını bulduktan sonra onunla konuştum, olanlardan bahsettim biraz, beni evine davet etti.

Adamın evine gittim. Bana çay ikram ettikten sonra “videoyu görebilir miyim?” dedi kamerayı verdim ve izledi.

“Burası benim eski köyüm,” dedi. “Sizin orada ne işiniz var, söylenenlere hiç mi duymadınız?”

“O köy tehlikeli o gördüğün kadın nerdeyse 200 yıldır yaşıyor. İnsanları öldürüp ruhlarının enerjisini kullanıyor, buda onun daha uzun yaşamasını sağlıyor.”

“Peki ben onu nasıl öldürebilirim?”

“Onu öldürmek çok zor. Onu öldürebilmek için önce ruhlarla yaptığı bağı bozman gerek, yoksa öldürdüğünde tekrar canlanacaktır,” dedi.

“Bağı nasıl bozabilirim?”

“Bağı bozmak çok zor. Köyün 4 bir yanında evlerin içine çizilmiş bir mühür göreceksin, bu mühür ruhların yükselmesini engelliyor. Mührü bozman için mührün üstüne sana göstereceğim sembolü çizeceksin, hepsini bozduğunda kadın ölebilecek duruma gelecek, bundan sonrası senin iradende bitiyor,” dedi.

Sabah erkenden kalkıp köyün yoluna koyuldum. Köye vardığımda mühürleri aramaya başladım kaldığımız eve de baktım orda hiç farketmediğimiz mührü gördüm ve bana gösterdiği sembolü çizdim. Bulması zor oldu ama 3 mührü de bulup bozdum.

Son mührün kadının evinde olduğundan emindim. Oraya gittim, önce kapıya sert bir şekilde vurup uzaklaştım, ses yoktu kadın evinde değildi, bütün duvarlara baktım ama mühür yoktu. Tam pes edeceğim sırada yerde aşağıya açılan bir kapı buldum, açıp hemen içeri girdim. Aşağısı karanlıktı telefonun ışığını açtığım anda şok oldum içerisi insan kemikleriyle doluydu. Şöyle bir etrafa baktım, aradığım mühür karşımda da duruyordu. Hızla o mührü de bozdum. Tam yukarıya çıkacağım sırada kapı sesi geldi sonra ise adım sesleri duydum. Bu o kadın olmalıydı. Seslerin kesildiği zaman kapağı açıp yavaşça dışarı çıktım. Kapıya doğru yöneldiğim zaman bana seslendi, kadın arkamdaydı iğrenç bir yüzü vardı ve korkunç bir şekilde güldü. Bana, “beni öldürecek misin?” diye sordu ve güldü. “200 yıldır yaşıyorum hayatımı sen mi bitireceksin,” dedi. Ben titrek sesimle, “sen nesin?” diye sordum oda, “ben şeytanın sadece küçük bir yardımcısıyım,” dedi. “Şimdi sende benim ömrümü uzatacaksın,” dedi ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Hemen kurtulmalıydım yerde, düşürdüğüm gaz lambasını gördüm yağı dökülmüştü, kadına, “ben öleceksem sende öleceksin” deyip yanımdaki mumu yere devirdim yağla beraber kadında yanmaya başladı sonra ise ev. Son bir çabayla evden çıkmayı başardım. Yanan evi izliyordum. Eve gitmek için yürümek zorunda kaldım yolda bir araba beni aldı ve evime gittim içim rahatlamıştı.

Sizden Gelen Hikayeler – Admin 39

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

6 Yorum

  1. KARA KONCOLOS VAKASI
    BU HİKAYE TÜRK MİTEOLEJİSİNDEN YOLA ÇIKARAK KURGULANMIŞTIR
    HİKAYE HİÇ BİR ŞEKİLDE ALINTI DEĞİLDİR TAMAMEN BANA AİTTİR…
    HİKAYEDEKİ KİŞİ VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR .
    KARAKONCOLOS VAKASI PART 1
    BAŞLANGIÇ
    Ceyda,Buse,Eylül,Arda ve Mert
    Bu beş arkadaş üniversitede ve arkadaş çevrelerindede parmakla gösterilen kişilerdi.
    Arkadaşlıkları okadar iyiydi ki aralarından su sızmazdı
    Üniversiteden henüz mezun olan 5 üniversite öğrencisi soğuk bir Aralık gününde cafede oturuyorlardır.
    Zaman keyifli bir şekilde ilerlemektedir .5 arkadaş hem mezuniyetlerini kutlamak hemde yorucu üniversite hayatının yorgunluğunu üzerlerinden atmak için aralarında
    tatil planlararı yapıyorlar ve içlerinden Arda ortaya bir altarnetif tatil sunar .
    Arda : Arkadaşlar ben karadenizliyim bilirisiniz bizim Trabzonda Sis Dağının orada yaylamız var bir nevi yazlık ev kışın pek kalan olmaz ama
    macerayı severim hem ben uzun zamandır oralara gitmiyorum hem eski günleri yad etmiş olurum hemde beraber güzel bir vakit geçiririz ne
    dersiniz ?
    Gurubun geri kalanı bu fikre oumlu baksada bir kaç sorun vardır .
    Mert : İyi güzel düşünmüşsün kardeşimde önümüz kış oraya nasıl gideriz hadi gittik geri nasıl gelicez ya kar yolları kapar da kalırsak orada
    Mert’in bu konuşmasına diğer arkadaşlarıda katılınca bunun üzerine Arda söyle bir açıklama yapar .
    Arda : Kardeşim bizim orada kar paletleri var her türlü gerekli araç gereçte var temel ihtiyaçlarımızıda her türlü karşılayacağımız
    imkan var ve bizim oralarda şu zamanlarda kar yağışları yeni yeni başlar asıl kar fırtınaları Ocak ortası Şubat başı gibi olur onda da 2 Metreyi bulur
    biz ozamana kadar çoktan döneriz 2 hafta yeterde artar bize ee ne diyorsunuz .,
    gurub’un geri kalanı biraz tereddüt etsede en sonunda Arda’nın ısrarına karşı koyamayarak bu fikri kabul ederler .
    bunun üzerine Arda
    Arda: oh hele şükür ozaman arkadaşlar 2 gün sonra yola çıkacağız ona göre Hazırlıklarımızı yapalım bu arada bizim pederi arayalım
    haberi olsun adamın çok sevincek .
    bundan sonra Beş arkadaş biraz daha oturduk tan sonra evlere dağılırlar .
    13 Aralık 2009 Cuma 1 . gün hazırlıklara tam gaz başlayan Arkadaşlarımız gidecekleri yerin onlara çok iyi geleceği düşüncesi ile de
    iyi den iyi Heyecanlanırlar.
    Alış veriş ,bavul toplama ve diğer arkadaşları ile vedalaşma vb . şeyler İlk güne anca yetiştirirler .
    14 Aralık 2009 Cumartesi 2. gün son hazırlık günü gurup ertesi sabah yola çıkmak için son hazırlıklarını yapıyor .
    her kes yakın akrabaları ve Ailesi ile vedalaşır .
    akşam üstüne doğru Mert Ardayı arar
    Mert : Alo
    Arda: Alo
    Mert : kardeşim napıyon
    Arda: ne olsun kardeşim yemek yedim şimdi bizim amca oğlundan Arabayı alacam oradan arabayı yıkatacam
    Mert : he tabi tabi yıkat kardeşim ulan Eylül ile vakit geçirecem diye bizi nerelere götürüyon oğlum ??
    Arda heyecanlı ve tebessümlü bir şekilde
    Arda : kardeşim hiç öyle şey olurmu tamam o muhabbette var ama harbi diyorum bak mekan güzel iyi gelecek bize la ??
    Mert : len çakall peki dediğin gibi olsun neyse kardeşim bende kapatıyım teli daha bizimkilere Alo çakacam yarın kaçta buluşuyoruz ?
    Arda : kanka öğlen 12 gibi kızları aldımı senin yanına geliriz en geç 12:30 eh hemen gitmeyiz zaten 15 saat sürüyor yol sabahın köründe ne
    yapacağız orada önce buluşuruz bir taksim yaparız akşam 20:00 Gibide çıkarız Allah’ın izni ile
    Mert: tamam kardeşim hadi görüşürüz bay
    Arda : eyvallah kanka görüşürüz
    Yolculuk günü
    15 aralık 2009 Pazar 19:30
    Beş arkadaş taksimde bir Mekanda oturuyorlar son kahvelerini de yudumladıktan sonra yolculukları başlar
    uzun bir yolculuk olacaktır. ama keyifli de olacaktır onlar için.Yolculuğun 14 . saati
    Ceyda bir Rüya görür
    Rüyasında ormanlık bir alanda kendini nefes nefese koşarken görmeye başlar.
    Her yer bulanık ve zifiri karanlık arkasından gelen ayak seslerini duyar dahada hızlı daha da hızlı koşmaya çabalar en sonunda bir ağacın içinin oyuk olduğunu güç bela fark edererek
    onun içine girer .
    Kısa bir süre sonra ise bir el Ceyda’nın omzuna dokunur Ceyda çığlık atmaya başlayarak uyanır birde bakarki Mert Ceyda’nın omzuna dokunarak onu uyandırmaya çalışıyordur .
    Mert : kalk kızım iyi oyun vallahi geldik
    Ceyda hala gördüğü Rüyan’nın şoku ile sağ sola bakınır .
    evet bu bes arkadaşımız yolculuklarını tamalamak üzeredir
    Maçka kasabasına gelirler az ileride kırmızı ışığa takılınca dururlar .
    etrafa bakarlar evler genelde iki katlı giriş katları taştan üst katları ise ahşaptandır ve hemen hemen bütün evler aynı mimariye sahiptir .
    Evlerin arkasından kocaman dağlar uzanır büyük çam ağaçlarının kapladığı dağlar muazzamdır .
    sokakları dar ve taşlı ve pembe yapraklı ağaçlarda bu sokaklara refakat ediyordu çok güzel bir görünütüydü .
    Yalnız bir tuhaflık vardır kasaba halkı endişeli bir şekilde koşuşturuyorlardı ve evlerin çoğunun camlarına ve kapılarına tahtalar çakılmıştır .
    bu beş arkadaş bunu biraz garip bulsada üstünde durmak istemezler .
    sonunda ışık yeşile döner arkadaşlarımız tam gidecekken bir deli aracın önüne atlar
    Deli : geliyor geliyorrrrr o geliyor kapılarınızı kilitleyin camlarınızı kapatın kaçın o geri geliyor (kızarak bağırmaya başlar ) kaçınnnnnnn ,
    PART 1 SONU

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu